headerLogo2b-18pt-myriadpro

Hıristiyanlığa Yolculuğum

50 tahir filistin testimony sizeAdım Tahir ve bu benim İslam’dan Hıristiyanlığa yolculuğumun hikâyesi.

On dört yıl önce Filistin’den Amerika’ya geldikten sonra hoş bir Katolik kızla evlendim. Beni memnun etmek için Müslüman olmaya çalıştı ama bu konuda ne kadar çaba gösterse ondan o kadar uzaklaştım. Çocuğumuz oldu ama evliliğimiz sürmedi çünkü insanın yüreği nefretle doluyken sevmek zordur. Filistin’de nefretle büyüdüm; Yahudilere, Hıristiyanlara ve dünyaya karşı nefret. Filistinli olarak daha çok küçük yaşlarda felaketinizden, dünyanın, özellikle de Yahudi ve Hıristiyanların sorumlu olduğu öğretilir.

Boşandıktan sonra eski eşim kızımı vaftiz ettirdiğini söyledi. O kadar kızdım ki kiliseye girip vaftizi gerçekleştiren rahibe küfrettim ve bu nedenle cehenneme gideceğini söyledim. Çocuğumun Hıristiyan olarak yetişmesini istemiyordum. Eski eşim kızımı kaçırıp Filistin’e götüreceğimden korktuğu için gözetimsiz ziyaret haklarım elimden alındı. Mahkeme de aynı fikirdeydi ve artık kızımı pek görmüyordum.

Sonraki kilise deneyimim üniversitede oldu; Müslüman Arap kız arkadaşımla, sırf daha hoşgörülü bir din olduğu için Hıristiyanlığa geçmeyi düşünürken. Yaptığımızın yanlış olduğunu ve İslam’ı terk etmenin cezasının taşlanma olduğunu biliyorduk. Fakat günahkâr yaşamımızı meşrulaştırılacak bir ideolojiye ihtiyacımız vardı. Her ikimizin de devam ettiği üniversitede Arap Hıristiyan bir kızın daveti nedeniyle bir pazar günü kilisesini ziyaret ettik. Kilise, sevinç doluydu ve bu İslam’da hiç görmediğim bir şeydi. Kilise toplantısından sonra Kutsal Kitap ve Mesih’in tanrılığı hakkında bir kitap verdiler bize. Birkaç ay sonra Noel arifesinde üniversiteden Arap Hıristiyan bazı arkadaşlarımızın tavsiye ettiği bir kiliseye gittik fakat kapalıydı.

Arkadaşım Halil ve ben bir araya gelir, hayat ve dünyanın durumu hakkında konuşurduk. Zaman zaman İslam’ı ve Müslüman ülkelerde durumun neden bu kadar karmaşık olduğunu merak ederdik. Sadece geleneklerden ötürü benimsediğimiz bir dinin gerçek olup olmadığını düşünürdük. Fakat bu düşüncelerimiz hemen harekete geçmemize neden olmadı.

Yine evlendim. Bu kez görücü usulüyle, Filistin’den bir kızdı. Bu olay, ailemin üniversitedeki kız arkadaşımla evlenmemi engellemesiyle gelişti; o kız arkadaşım ailem için yeterince temiz değildi. Yeni eşimi ABD’ye getirdim ama onu sevmekte zorluk çektim çünkü onu neredeyse hiç tanımıyordum. İşimin beni kentten kente götürüyor olması beni sevindiriyordu. Böylece anlatılamaz şeyler yaşayabiliyordum (buna her kentte kız arkadaşım olması da dâhil) ve o zamanki durumumu düşünmek hiç istemiyorum.

Sonra 11 Eylül 2001 oldu. Kuleler yıkılırken İslam için duyduğum az bir saygı da ortadan kalktı. Bu da beni gerçeği aramaya itti. On bir Eylül sonrasındaki ekonomik düşüş nedeniyle çok iyi olan işimden çıkartıldım. Her gün internete girip iş ararken ‘bir nedenle’ sık sık Hıristiyan sohbet odalarında buluyordum kendimi. Bir gün Arapça Kutsal Kitap’ı online olarak buldum.

Bir kış gecesinde geç vakitlerde kendimi Yuhanna İncili’ni okur buldum. Hiçbir zaman Kutsal Kitap’a güvenmemiştim ve hayatım boyunca Kutsal Kitap’ın değiştirilmiş ve bozulmuş olduğunu düşünmüştüm. Okumaya başladığımda çok şaşırdım. İsa ve mükemmel, pak, kutsal, şaşırtıcı, mucizevî yaşamı hakkında okumaya başladım ve duramadım. Tümünü baştan sonra okuduğumu hatırlıyorum. Sabahın erken saatlerinde okumayı bitirdim. O kadar ağladım ki eşimi uyandıracağımdan korktum. Beni öyle görmesini ve neden ağladığımı sormasını istemedim.  

Birkaç gün sonra, bilgisayarımı açtım ve ‘bir nedenle’ bölgemizdeki Arapça konuşulan kiliseleri araştırdım. Sonra birini aradım ve telefonun diğer ucundaki kişi babasının kilise lideri olduğunu ama artık öldüğünü söyledi. Bana aramam için başka bir numara verdi- Faruk adında biri. Bu adam şu an katıldığım kilisenin lideri ve Rab’bin beni kendisine yöneltmek için seçtiği kişi.

Faruk’un beni İsa Mesih’i hayatıma kişisel Rabbim ve Kurtarıcım olarak kabul ettiğim duada yönlendirişinin tam olarak gününü hatırlamıyorum ama 2002 yılının başlarıydı. Vaftiz olduğum günü hatırlıyorum! Hayatımın en inanılmaz günüydü!

İsa Mesih’i kabul ettiğimden beri o kadar değiştim ki. Özgürüm! Hıristiyanlık ve İslam arasında benzerlik olmadığını gördüm. Eskiden Kuran ve Hadis’ten uymam gereken birçok kural varken artık Tanrı’yla bir ilişkim var. O kadar farklı ki. Artık tamamıyla farklı bir insanım. Eşime bağlıyım, onu sevmeyi öğreniyorum. Artık partilere gitmek yerine Kutsal Kitap’ı okuyorum. Ne zaman gidebilsem kilise ve Kutsal Kitap çalışmalarına katılıyorum. Artık Yahudilerden nefret etmiyorum.

Yoluma çıkan hemen hemen herkesle tanıklığımı ve imanımı paylaşmaktayım. Ailemle, iş arkadaşlarımla ve hatta sokaktaki insanlarla paylaştım. Ailemle paylaşmam o kadar iyi gitmedi, özellikle eşimle, kendisi hala inancımı değiştirdiğim gerçeğini reddediyor. Bununla oynadığımı ve kısa bir süre içinde uyanıp aklımın başıma geleceğini düşünüyor. Öte yandan annem Hıristiyanlık ve İslam’ı tartışarak beni vazgeçirmeye çalıştı. Sonra beni terk edip beni göz ardı ederek denediler. Sonra, sahip olduğumuz iyi ve sevgi dolu ilişki nedeniyle beni olduğum gibi kabul ettiler. Eğer hala Filistin’de yaşasaydık eminim işler farklı olurdu. Beni evlatlıktan reddeder veya tehdit etmeye bile çalışırlardı.

Bu arada arkadaşım Halil de İslam’ı tamamıyla reddetti, kural ve buyruklarına uymayı reddediyor. Hayatını herhangi bir inançtan uzak bir şekilde yaşıyor. Rab’be gelmesi ve kötü olandan özgür olması için onun için sürekli dua ediyorum.

Ruhsal besinimin çoğunu Kutsal Kitap’ı ‘tek başıma’ çalışarak ve arabamda giderken Hıristiyan radyo programlarını dinleyerek alıyorum.

Rab’bin hayatımda yaptıklarını bilmenizi istedim. İsa Mesih insanın karanlığını aydınlattığında hayatın değişebileceğine kanıtım ben. Umarım gerçek hakkında daha fazla öğrenmek konusunda meydan okunmuş hissedersiniz. Arayışınızda İsa sizi yönlendirsin.

İsa dedi ki, “Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz.” (Yuhanna 10:27-28, İncil)