headerLogo2b-18pt-myriadpro

Katolik bir Cizvit İsa’yla Karşılaşıyor

68 eski katolik cizvit ron nemec abd testimony size"Seni Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adında vaftiz ediyorum Alfred Ronald Nemec, Amin." Henüz on günlükken bu sözlerle Roma Katolik Kilisesi’nin resmi kayıt defterine kaydolmuştum. Katolik doktrinine göre silinmeyecek bir şekilde Tanrı’nın çocuğu olarak mühürlenmiştim. 

Dindar bir Katolik anne ve Katolikliğe geçen bir babanın oğlu olarak ilk eğitim yıllarım kilise ve Katolik okulları çevresinde geçti. New Jersey’den Florida’ya taşındığımız zaman bile annemle babam para biriktirip beni bir yıl dışında sürekli olarak Katolik okullara gönderebildiler. Benim kuşağımdan pek çok Katolik gencini olduğu gibi ayinin gösteriş ve ritüelleri beni de büyülerdi. Giysi olarak havlu ve ayin ekmeği olarak ‘gofret’ kullanarak rahip olma oyunu oynardık. Yani, bu tören sırasında İsa’yı tekrar kurban olarak sunabilmemiz için rahiplerin ‘sözde’ sahip olduğu ekmeği İsa’nın gerçek bedenine dönüştürme gücüne sahipmiş gibi yapardım.

Mümkün olur olmaz kilisede yardım eden çocuklardan biri oldum. Memnun etme isteğimi ve Ayinin gösterişine meylimi fark eden Ayinde yardım ettiğim rahiplerin birçoğu liseden sonra rahip olmamı tavsiye ettiler. Bir Cizvit lisesinde dört yıl okudum.Neredeyse her gün ayine katılıyordum.

Liseden sonra ‘İsa Topluluğu’na yani Cizvit  topluluğuna katıldım. Bu topluluk 1541 yılında İgnatyus Loyola önderliğindeki on erkekten oluşan bir çekirdek grup tarafından kurulmuştu. Topluluk üyelerine Cizvit adı veriliyordu. Görevleri Avrupa’da Protestan Reformasyonun ilerlemesini durdurmak için ellerinden geleni yapmaktı. Güney Amerika, Asya ve Afrika gibi yerlerde 1500’lü yıllarda Katolikliği ilerletme görevleri vardı. Şu anda dünyada yaklaşık 26.000 Cizvit vardır. Katolik Kilisesi’nin en büyük erkek topluluğudur. Eğitim ve müjdecilik etkinliklerinde uzmandır. Ben de Katolikliğin bu askerlerinden biriydim!

Kardeşlik, dünyadan uzaklaşma ve tam bir akademik program sayesinde hem meşgul hem de mutluydum, ya da ben böyle düşünüyordum. Çok farklı bir dünyaydı. İlk dört yıl boyunca TV, radyo, gazete veya dış dünyayla gerçek bir ilişkiye izin verilmiyordu. Sonraki dört yıl boyunca da sınırlı olarak izin veriliyordu. Fakat Katolik ilahiyatı konusunda bu kadar yoğun ve odaklı çalışma sırasında bile Tanrı’nın Kutsal Ruh’u daha sonra bu dini canavardan beni kurtaracak gerçeğin tohumlarını ekebildi.

Eğitimimin bir kısmı Kutsal Yazılar’ı okumayı ve Kutsal Yazılar’ı çalışmayı içeriyordu. Sınıf arkadaşlarım ve bana kendi dilimizde Kutsal Kitap’ı okuma izni verilmişti. Okulun kuralı olmadığı halde kendime kişisel olarak Kutsal Kitap’ı başından sona kadar okuma hedefi koydum. Bunu tamamladıktan, yani Tanrı’nın tarih kitabında ilk gerçek Kutsal Kitap yolculuğundan sonra, geri döndüm ve İncil’in tümünü tekrar iki kez okudum. Bütün bu yolculuk boyunca sürekli aklıma, bir soru geliyordu. Fakat bastırdım varlığını reddetmeye çalıştım.

Zorunlu ilahiyat ve din derslerine devam ettikçe Katolik Kilisesinin inançlarını biçimlendiren ilk dönem Katolik Kurullarının kararlarının esenliğimi kaçırdığını gördüm. Sürekli olarak aynı sorular su yüzüne çıkıp duruyordu: Şu an Katolikliğin güncel uygulamalarını haklı gösteren İsa hakkındaki diğer kitap ve yazılar nerede? Bu uygulamaları İncil’de göremiyordum ama bunların İsa Mesih tarafından başlatıldığı söyleniyordu. O zamanlarda bu soruları sorarak gerçek arayışımı başlatmış olduğumu bilmiyordum.

Dört yıl ilahiyat ve hemen ardından üç yıl felsefe eğitimi aldıktan sonra bu ‘kayıp yazılar’ hala ortaya çıkmamıştı. Sekiz yıl daha eğitim alıp araştırma yaptıktan sonra bunları hiçbir zaman bulamayacağım sonucuna varmak zorunda hissettim kendimi. Katolik Kilisesinin mevcut uygulamalarının İncil’e değil, papalık karar ve açıklamalarına dayandığı gerçeğine kaçınılmaz bir şekilde uyandım. Bazı durumlarda İsa Mesih’ten pek çok yüzyıl sonra başlatılan uygulamalara dayanıyorlardı. Yüreğimde Mesih biçimli bir boşluk harekete geçmem için çırpınıyordu. Bu boşluğu nasıl doldurabilirdim? Kim doldurabilirdi? Ne yapmam gerektiğini bilemedim. Böylece, biraz düşünmek için zamana ihtiyacım olduğuna karar verdim ve bunu yapmak için izin aldım.

İzne çıkmak için başvurduğumda Cizvitlerdeki gözetmenim isteğimi reddetti. Bana Cizvitlerle kalmak ya da tamamıyla ayrılmak seçeneklerini sundu. Cizvit olarak kalırsam izne çıkamazdım. Ayrıldıktan dokuz ay sonra, ortak bir arkadaşımız aracılığıyla tanıştığım harika bir Katolik bayanla evlendim. Rahibeydi. Sonra, birlikte birkaç Katolik kiliseye katılmayı denedik. Nasıl ifade edeceğimizi bilmediğimiz bir şey arıyorduk. Umutlarımız yenileniyor sonra yeniden yıkılıyordu. Paydaşlık ettiğimiz Katolik liderler ve kilise üyeleri mevcut durumdan memnundu. Zamanla kiliseye gitmeyi tamamıyla bıraktık.

İki oğlumuz olduktan ve Kolorado’ya taşındıktan sonra yeniden Katolik kiliseler için arayışımızı yeniledik. Kendimizi, Katolik Kilisesinin öğrettiklerini öğretme yetkisini nereden aldığını öğrenme görevine adadık. Yine 13 yıl önce vardığım sonuca vardım. Bu arada eşim Marie, herhangi bir mezhep görüşünü benimsemeyen bir bayanlar Kutsal Kitap çalışmasına katılarak sorumuza yanıt buldu. Bu, yaşam değiştiren, yeri sarsan bir keşifti ama bana nasıl söyleyeceğinden emin değildi. Dua ve yumuşak huylu ikna girişimlerinden sonra Kutsal Kitap çalışma grubundaki bayanlardan birinin katıldığı bir kiliseye gitmek için beni ikna etti. Katolik bir kilise değildi. Bir süre sonra Marie’nin arkadaşının teşvikleriyle kilise korosuna katıldım. Koro her iki ibadet toplantısında da ilahi söylediği için her Pazar vaazını iki kez işitiyordum.

Eylül 1983’ün bir Pazar günü İncil’deki şu sözlere ‘evet’ dedim:

“İsa'nın Rab olduğunu ağzınla açıkça söyler ve Tanrı'nın O'nu ölümden dirilttiğine yürekten iman edersen, kurtulacaksın. Çünkü insan yürekten iman ederek aklanır, imanını ağzıyla açıklayarak kurtulur.”  (Romalılar 10:9-10)

Bunu ikrar ettiğimde, yüce Tanrı’nın Eski Antlaşma’daki bir peygamberliği yerine geldi. Şöyle diyor,

“Ama Tanrınız RAB'bi arayacaksınız. Bütün yüreğinizle, bütün canınızla ararsanız, O'nu bulacaksınız.” (Yasa’nın Tekrarı 4:29, Eski Antlaşma)

Bu benim için olabileceğini hiç hayal etmediğim bir şekilde gerçekleşti. Neredeyse hayatımın 40 yılı boyunca aradığım İsa’yı sonunda buldum. Peki, sonsuzluk boyunca benim için güvence altına aldığı kurtuluş için O’nu övüyor muyum? Seve seve övüyorum!

Marie, oğullarımız Kevin, Justin ve ben yeniden vaftiz olduğumuzda bu kez İncil’in öğrettiği şekilde sembolik olarak bizleri Katolikliğe bağlayan son köprüyü de yaktık. İkinci kez vaftiz olma adımını atarak, bebek olarak ilk vaftizimizin değeri olmadığını söylediğimizde, Katolik Kilisesi lanetli olduğumuzu ilan etti.

İsa Mesih’e inananlar olarak topluluk içinde yeniden vaftiz olmamız yaşamımın,eşimin ve oğullarımın yaşamlarının gidişatını değiştirdi. Fakat bu kez vaftizimiz dünyaya İsa Mesih’in tamamlanmış bağışlatma eyleminin tanıklığını yaptı. İncil’de O’na Tanrı Kuzusu da deniyor. Topluluk önünde İsa’ya imanımızı açıkladığımız bir eylem olan vaftizimizle birlikte isimlerimizi Roma Katolik Kilisesi defterinden sildik.

Cizvit ilahiyat okulunda sekiz yıllık eğitimim sırasında karşı karşıya olduğum aynı meydan okumayı sizlere de yöneltmek istiyorum. İncil’i baştan sona okuyun. Bunu bu ay yapın! Okuduğunuzda kuralları, düzenlemeleri ve mevcut dogmaların modern Katoliklik tarafından öğretilenlerle aynı olup olmadığını kendinize sorun. Bakın bakalım Tanrı size Papa’ya duyulan ihtiyaçtan, Meryem’e tapınma ihtiyacından veya Katolikliğin Katoliklerin inanması ve yapmasını gerekli gördüğü diğer şeylerden söz ediyor mu? Aksine, benim gibi insan olan, yaşayan, ölen, gömülen ve bizlere kendisiyle birlikte cennette sonsuz yaşam vermek üzere ölümden dirilen Tanrı Oğlu İsa Mesih’i bulacaksınız. Bulduğunuzda, Rabbiniz ve Kurtarıcınız olarak siz de ikrar edin.

"Rab'be yakaran herkes kurtulacak."  (Romalılar 10:13)

RON NEMEC 

(Bu kapanış kısmı Ron Nemec’in tanıklığının bir parçası değildir. Bunlar onun değil, benim sözlerim.) Katoliklik dizisindeki yazıları okumadıysanız okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Katoliklik ve Ezo Gelin çorbası arasındaki benzetmeyi düşünün. Katolikliğin gerçek Hıristiyanlığı temsil edip etmediğini öğrenin.)

Roma Katolik Kilisesine hizmetlerinin bir parçası olarak Cizvitler insanları Kutsal Yazılar’a Katolik doktrini tarafından yorumlandığı biçimiyle itaate devam etmeye teşvik ederler. İgnatiyus’un şöyle söylediği bilinir: “Eğer Katolik Kilisesinin hiyerarşisi öyle söylerse gördüğüm beyazın siyah olduğuna inanacağım.” (Colin Cheyne, Knowledge,Cause and Abstract Objects: Causal Objections to Platonism [Bilgi, Neden ve Soyut Nesneler: Platoculuğa Nedenlerle ilgili İtirazlar]. 2001. Boston. Kluwer Akademik Yayınlar, sayfa 214.) 

“Tanrı'nın önünde insan nasıl haklı çıkabilir?” (Eyüp 9:2, Eski Antlaşma)

Katolik Kilisesi Eyüp’e nasıl bir yanıt verir? Yanıtı, Kutsal Kitap’a dayanan bir Hıristiyan’ın vereceği yanıttan çok farklı olurdu. Katolik inancının müritlerine Tanrı karşısında doğru bir konuma sahip olmak için ne yapmaları gerektiği konusu, öğrettikleri Kutsal Kitap’la en fazla çeliştiği alandır. Katolik inancının öğrettikleriyle Kutsal Kitap’ın öğrettikleri arasındaki en büyük ayrım budur.

Bölünmenin nedeni Katolik Kilisesinin, Hıristiyan doktrininin her bir temel doktrinini yeniden tanımlamasıdır. Hıristiyan inancı ve Katolik inanç arasındaki fark o kadar büyüktür ki birinin doğru olduğu söylenirse, diğerinin yanlış olması gerekir. Eski bir Cizvit rahip olan Ron Nemec bu gerçeğin farkına vardı. Peki, siz farkı görüyor musunuz?