“Gökten inmiş olan diri ekmek Ben’im. Bu ekmekten yiyen sonsuza dek yaşayacak. Dünyanın yaşamı uğruna vereceğim ekmek de benim bedenimdir.” İSA (Yuhanna 6:51, İncil)
“Çünkü Tanrı’nın ekmeği, gökten inen ve dünyaya yaşam verendir.” Onlar da, “Efendimiz, bizlere her zaman bu ekmeği ver!” dediler. İSA (Yuhanna 6:33-34, İncil)
“İsa yine halka seslenip şöyle dedi: “Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur.” İSA (Yuhanna 8:12, İncil)
“Babanız İbrahim günümü göreceği için sevinçle coşmuştu. Gördü ve sevindi. Yahudiler, “Sen daha elli yaşında bile değilsin. İbrahim’i de mi gördün?” dediler. İsa, “Size doğrusunu söyleyeyim, İbrahim doğmadan önce ben varım” dedi.” İSA (Yuhanna 8:56-58, İncil)
“Kapı Ben’im. Bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur.” İSA (Yuhanna 10:9, İncil)
“Ben iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir. Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var.” İSA (Yuhanna 10: 11,18,İncil)
İsa ona, “Diriliş ve yaşam Ben’im” dedi. “Bana iman eden kişi ölse de yaşayacaktır. İSA (Yuhanna 11:25, İncil)
“Korkma! İlk ve son Ben’im. Diri Olan Ben’im. Ölmüştüm, ama işte sonsuzluklar boyunca diriyim. Ölümün ve ölüler diyarının anahtarları bendedir.” İSA (Vahiy 1:17-18, İncil)
İsa, “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im” dedi. “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.” İSA (Yuhanna 14:6, İncil)
“Ben asmayım, siz çubuklarsınız. Bende kalan ve benim kendisinde kaldığım kişi çok meyve verir. Bensiz hiçbir şey yapamazsınız.” İSA (Yuhanna 15:5, İncil)
Sabah erkenden Yahudi yetkililer İsa’yı Kayafa’nın yanından alarak vali konağına götürdüler. Dinsel kuralları bozmamak ve Fısıh yemeğini yiyebilmek için kendileri vali konağına girmediler.
Bunun üzerine Pilatus dışarı çıkıp yanlarına geldi. “Bu adamı neyle suçluyorsunuz?” diye sordu.
Ona şu karşılığı verdiler: “Bu adam kötülük eden biri olmasaydı, O’nu sana getirmezdik.”
Pilatus, “O’nu siz alın, kendi yasanıza göre yargılayın” dedi. Yahudi yetkililer, “Bizim hiç kimseyi ölüm cezasına çarptırmaya yetkimiz yok” dediler.
Bu, İsa’nın nasıl öleceğini belirtmek için söylediği sözler yerine gelsin diye oldu.
Pilatus yine vali konağına girdi. İsa’yı çağırıp O’na, “Sen Yahudiler’in Kralı mısın?” diye sordu.
İsa şöyle karşılık verdi: “Bunu kendiliğinden mi söylüyorsun, yoksa başkaları mı sana söyledi?”
Pilatus, “Ben Yahudi miyim?” dedi. “Seni bana kendi ulusun ve başkâhinlerin teslim ettiler. Ne yaptın?”
İsa, “Benim krallığım bu dünyadan değildir” diye karşılık verdi. “Krallığım bu dünyadan olsaydı, yandaşlarım, Yahudi yetkililere teslim edilmemem için savaşırlardı. Oysa benim krallığım buradan değildir.”
Pilatus, “Demek sen bir kralsın, öyle mi?” dedi.
İsa, “Kral olduğumu sen söylüyorsun” karşılığını verdi. “Ben gerçeğe tanıklık etmek için doğdum, bunun için dünyaya geldim. Gerçekten yana olan herkes benim sesimi işitir.” (Yuhanna 18:28-37, İncil)
İsa onlara, “Siz aşağıdansınız, ben yukarıdanım” dedi. “Siz bu dünyadansınız, ben bu dünyadan değilim. İşte bu nedenle size, ‘Günahlarınızın içinde öleceksiniz’ dedim. Benim O olduğuma iman etmezseniz, günahlarınızın içinde öleceksiniz.”
O’na, “Sen kimsin?” diye sordular. İsa, “Başlangıçtan beri size ne söyledimse, O’yum” dedi. (Yuhanna 8: 23-25, İncil)
İsa onlara, “Halk benim kim olduğumu söylüyor?” diye sordu.
Şöyle yanıtladılar: “Vaftizci Yahya diyorlar. Ama kimi İlyas, kimi de eski peygamberlerden biri dirilmiş, diyor.”
İsa onlara, “Siz ne dersiniz” dedi, “Sizce ben kimim?”
Petrus, “Sen Tanrı’nın Mesihi’sin” yanıtını verdi.
İsa, onları uyararak bunu hiç kimseye söylememelerini buyurdu.
İnsanoğlu’nun çok acı çekmesi, ileri gelenler, başkâhinler ve din bilginlerince reddedilmesi, öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini söyledi. (Luka 9: 18-22, İncil)
“Çünkü İnsanoğlu bile hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi.” (İSA, Markos 10:45,İncil)
İSA MESİH’İN İNSANOĞLU OLMASI NE DEMEKTİR? Yahudiler için İnsanoğlu bir zafer simgesiydi. İşte Mesihleri bu olacaktı. Fatih, Eşitleyici, Sonucu Belirleyen, Korkutan, Kurtarıcı, İnsanoğlu ordusunu işgale çağıran ve birliklerini zafere götüren omzunda çok sayıda yıldız taşıyan generaldi. İsa, ne zaman kendisinden İnsanoğlu diye söz etse, kendisini dinleyen kalabalıkların aklına güç ve kudret geliyordu.
Söz Ettiğinde…
İnsanoğlu’nun görkemli tahtında oturacağı yeni bir dünyadan söz ettiğinde insanlar neden bahsettiğini anlıyorlardı. Bunu gözlerinde canlandırabiliyorlardı. “İsa onlara, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "Her şey yenilendiğinde, İnsanoğlu görkemli tahtına oturduğunda, siz, evet ardımdan gelen sizler, on iki tahta oturup İsrail'in on iki oymağını yargılayacaksınız.” (Matta 19:28, İncil)
İnsanoğlu’nun bulutlar üzerinde büyük güç ve yetkiyle göklerden geleceğinden söz ettiğinde insanlar bu sahneyi gözlerinde canlandırabiliyorlardı. “Şimşek çakıp göğü bir ucundan öbür ucuna dek nasıl aydınlatırsa, İnsanoğlu kendi gününde öyle olacaktır. Ama önce O'nun çok acı çekmesi ve bu kuşak tarafından reddedilmesi gerekir. Nuh'un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu'nun günlerinde de öyle olacak. Nuh'un gemiye bindiği güne dek insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı. Sonra tufan gelip hepsini yok etti. Lut'un günlerinde de durum aynıydı. İnsanlar yiyip içiyor, alıp satıyor, tohum ekiyor, ev yapıyorlardı. Ama Lut'un Sodom'dan ayrıldığı gün gökten ateşle kükürt yağdı ve hepsini yok etti. "İnsanoğlu'nun ortaya çıkacağı gün durum aynı olacaktır.” (Luka 17:24-30, İncil)
İsa, ‘Ben İnsanoğluyum!’ Dedi
Fakat İnsanoğlu’nun acı çekeceğini söylediğinde insanlar sessiz kaldılar. Bu, resme uymuyordu. Bunu beklemiyorlardı. Yıllarca Roma yönetiminin baskısında yaşadınız. Küçüklüğünüzden beri İnsanoğlu’nun sizi kurtaracağı öğretildi. İşte artık karşınızda duruyor. İnsanoğlu olduğunu kanıtlıyor. Sözüyle ölüyü diriltip fırtınayı dindirebiliyor. O’nu izleyenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Heyecan duyuyorsunuz. Sonunda İbrahim’in çocukları özgür olacaklar.
Peki, şimdi neden söz ediyor?
“Nitekim İnsanoğlu, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi.” (Matta 20:28, İncil)
İsa daha önce bu fidyenin nasıl ödeneceğiyle ilgili bir şeyler söylemişti: “Öğrencilerine öğretirken şöyle diyordu: "İnsanoğlu, insanların eline teslim edilecek ve öldürülecek, ama öldürüldükten üç gün sonra dirilecek.” (Markos 9:31, İncil)
Olanaksız, İnanılmaz Ve Çelişkili!
Bir dakika! Bu olanaksız, inanılmaz ve çelişkili. O zaman O’nu izleyenlerin neden soru sormaktan korktuklarını anlamak mümkün: “Öğrencilerine öğretirken şöyle diyordu: ‘İnsanoğlu, insanların eline teslim edilecek ve öldürülecek, ama öldürüldükten üç gün sonra dirilecek.’ Onlar bu sözleri anlamıyor, İsa'ya soru sormaktan da korkuyorlardı.” (Markos 9:31-32, İncil)
Bu ayetleri düşündüğünüz zaman kendi kendinize yine şu soruyu soruyorsunuz, ‘Ne diyor şimdi?’ Hizmet etmeye gelen kral? İnsanoğlu’nun ele verilmesi? Fatih’in öldürülmesi? Eskiden Beri Var Olan’ın Elçisi’yle alay edilmesi? Üzerine tükürülmesi? İsa bunları mı söylüyor?
“Yola çıkmış Yeruşalim'e gidiyorlardı. İsa önlerinde yürüyordu. Öğrencileri şaşkınlık içindeydi, ardından gelenler ise korkuyorlardı. İsa Onikiler'i yine bir yana çekip kendi başına gelecekleri anlatmaya başladı: ‘Şimdi Yeruşalim'e gidiyoruz’ dedi. ‘İnsanoğlu, başkâhinlerin ve din bilginlerinin eline teslim edilecek. Onlar da O'nu ölüm cezasına çarptıracak ve öteki uluslara teslim edecekler. O'nunla alay edecek, üzerine tükürecek ve O'nu kamçılayıp öldürecekler. Ne var ki O, üç gün sonra dirilecek.’” (Markos 10:32-34, İncil)
Ama İsa’nın ‘İnsanoğlu’ unvanını taşıması işte kendi içinde böyle, insana alay gibi gelen bir olaydı. İsa’nın kendisini çarmıha asmalarına izin verdiği ölüm tepesi Tanrı’nın yüce konumuyla derin adanmışlığının karışımıydı! Tanrı’nın egemenliği sevgisiyle bir araya geldiğinde yankılanan gök gürlemesiydi! Göklerin krallığının ve merhametinin birlikteliydi!