headerLogo2b-18pt-myriadpro

Esenlik Tanrısı

Dünyada ya da kişisel yaşantımızda ne olursa olsun, sarsılmamak için başvurabileceğimiz bir yer var mı? Yaşam koşulları ne olursa olsun dalgaların hırpaladığı teknemizin güvende olabileceği sakin bir limanın olduğundan emin olarak, geleceğe umutla bakabilir miyiz?

Esenlik Tanrısı’nın size esenlik armağanını vermesini ister miydiniz? Tanrı’yla ilişkinizde esenliği tatmak ister miydiniz?

Tanrı kendisiyle bu esenliği tatmanızı mümkün kıldı. Öyleyse O’nunla bir ilişkiye başlamak için ne gerekli? Sigarayı bırakana kadar beklemeniz mi gerekir yoksa zevk aldığınız gizli günahınızdan pişman mı olmalısınız? Hayır, bunlar gerekli değil. Bencil olmayan iyi işlerinizin sayısını artırarak kendinizi bugünkü inancınıza daha fazla mı adamalısınız? Kesinlikle hayır! “Ama Kurtarıcımız Tanrı iyiliğini ve insana olan sevgisini açıkça göstererek bizi kurtardı. Bunu doğrulukla yaptığımız işlerden dolayı değil…” (Titus 3: 4-5, İncil)

Tanrı kendisini kişisel olarak nasıl tanımanız gerektiğini İncil’de çok açık bir şekilde ifade etmiştir. İşte Esenlik Tanrısı sizinle yeni ilişkisine şöyle başlar:

Hepimiz günah işleriz ve günahımız bizi Tanrı’dan ayırır. Bu ayrılığı, Tanrı’dan uzak oluşumuzu hissediyoruz, öyle değil mi? Bunun bizim günahlılığımız yüzünden olduğunu düşünmemiş olabiliriz ama Tanrı’nın uzak ve bilinemez göründüğünü bütün varlığımızla biliriz. Bazı teologlar, Tanrı’nın bu dünyanın ötesinde, yarattıklarıyla kişisel ilişki kuramayacak bir uzaklıkta olduğunu ve böyle bir temasa ilgi duymadığını öğretmiş olabilirler. Bu doğru değildir. Bilinemeyecek bir Tanrı değildir. Kutsal Kitap’ın Tanrısı, bizim gibi insanlarla paydaşlığı arzulayan bir Tanrı’dır. Bireylerle kişisel bazda ilişki kurar. Yaşamımızla, bizimle birer birey olarak ilgilenir. Eğer İslam’ı doğru anlıyorsam, Allah kişisel bir tanrı değildir. Allah’ın insana yakın olduğu söylenir, fakat insanın onu kişisel olarak tanıması mümkün değildir. Örneğin, yaşamınız boyunca hiçbir zaman O’nun karşısında konumunuzun ne olduğunu bilemezsiniz. O’nun gözünde yeterince iyi misiniz? “İyi”nin yeterlilik ölçüsü nedir? Canlı, bireysel düzeyde sizinle iletişimde olan, karşılık veren ve size sevgisini gösteren bir ilahi varlıkla ilişki içinde olduğunuza ilişkin içsel bir doğrulama veya onay hissetmezsiniz. Böyle bir ilişki olduğunu varsayarsınız ve umarsınız, ama bundan emin olamazsınız ve bunlarla ilgili yeterli somut güvence de bulamazsınız. Tanrı insana nasıl yaklaşır? Bakın ne diyor:

“RAB diyor ki…seni sonsuz bir sevgiyle sevdim. Bu nedenle sevecenlikle seni kendime çektim.” (Yeremya 31:2-3, Eski Antlaşma)

“Bizse seviyoruz, çünkü önce O bizi sevdi.” (1.Yuhanna 4:19, İncil)

“Ama RAB, ‘Kadın emzikteki çocuğunu unutabilir mi?” diyor, “Rahminden çıkan çocuktan sevecenliği esirger mi? Kadın unutabilir, ama ben seni asla unutmam.” (Yeşaya 49:15, Eski Antlaşma)

“Çünkü sizin için düşündüğüm tasarıları biliyorum” diyor RAB. “Kötü tasarılar değil, size umutlu bir gelecek sağlayan esenlik tasarıları bunlar.” (Yeremya 29:11, Eski Antlaşma)

Tanrı tasarılarını yapar ama aynı zamanda insana tasarılarını açıklar. Gelecekle ilgili olarak sizi cevapsız, karanlıkta bırakmaz, buna siz daha bu hayattayken cennete gidip gitmeyeceğiniz de dahildir. Neden? Tanrı yaşamın yazarıdır. Yaşam, her düzeyinde, kaynağını O’dan alır! Buna ilişkiler de dahildir. Tanrı sadece ilişkilerin yazarı olmakla kalmıyor, bizimle canlı bir ilişkiye de sahip olmak istiyor. Sizi yaratanla bireysel düzeyde bir ilişkinizin olmasını istiyorsanız, bu mümkündür. Tanrı’yla sonsuza dek sürecek bir ilişkiye sahip olabilirsiniz. Bunun, bir Müslüman için anlaması zor olduğunu biliyorum. Ne var ki, Tanrı sadece sizi yaratmakla kalmadı, kusursuz sevgisiyle sizi seviyor ve sonsuzluğu O’nunla geçirmenizi istiyor!

İnsanlar yüzyıllar içinde Tanrı ve gerçek doğası hakkında çok sayıda yanlış çıkarımlarda bulunmuştur. Tanrı, kuralcı din önderleri ve yaşam biçimleriyle, Tanrı’nın gerçek suretini çarpıtan öfkeli dünyasal babalarla yanlış bir şekilde temsil edilmiştir. İnsanlarla İsa’nın Müjdesi’ni paylaşırken sık sık ateistlerle karşılaşıyorum. Ateistlere sorduğum ilk soru şu oluyor: “İnanmadığınız bu Tanrı’yı anlatır mısınız?” Anlatmaya başladıklarında % 99 Kutsal Kitap’ın Tanrısı’ndan başka birini anlatıyorlar. Benim onlara yanıtım ise, “Tanrı böyle değildir” oluyor.

İsa Mesih’in bu dünyaya gelişinin nedenlerinden biri Tanrı’nın bize karşı değil, bizden yana olduğunu göstermekti. İsa’da Tanrı’nın bize olan sevgisi açıklanmıştır. Tanrı bizleri sever ve Kutsal Kitap Yaratıcımız’ın bizlerle kişisel ilişki istediğini doğrular:

“Böylelikle, "İbrahim Tanrı'ya iman etti, böylece aklanmış sayıldı" diyen Kutsal Yazı yerine gelmiş oldu. İbrahim'e de Tanrı'nın dostu dendi.” (Yakup 2:23, İncil)

“RAB Musa'yla iki arkadaş gibi yüz yüze konuşurdu.” (Çıkış 33:11, Eski Antlaşma)

Tanrı sizinle de bir ilişki kurup sizin de “dostunuz” olur. İsa’nın sözlerine kulak verin:

“Artık size kul demiyorum...size dost dedim.” (Yuhanna 15:15, İncil)

Nitekim, Kutsal Kitap’ta İsa’nın ikiniz arasındaki bozulmuş ilişkiyi onarmak için nihai bedeli ödediğini okuyoruz. Buradaki sorun bizim günahlı oluşumuzdur. Tanrı bu soruna sevgiyle bakıp sorunu çözmeye çalıştığı için şükredin.

“Hiç kimsede, insanın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur.” (Yuhanna 15:13, İncil)

İsa Mesih kimliğine bürünerek günahlarımızın cezasını ödedi. Çarmıha gerilerek öldü. Tanrı öldü mü? Tabii ki Tanrı ölemez. Ama büründüğü insan bedeni günahlarımız uğruna bir kurban olarak sunuldu. Mucizevi bir şekilde, Tanrı en büyük ruhsal ihtiyacımızı kendisi karşıladı!!!

“Böylesi bir iddia Tanrı’ya yakışmaz! İmkansızdır!” diyorsunuz belki, iğrenme duygusuyla başınızı sallayarak.

Aslına bakılırsa, “Tanrı'nın yapamayacağı hiçbir şey yoktur.” (Luka 1:37, İncil)

Tanrı sizinle kişisel bir ilişki istediği halde, Kutsal Kitap bizlere, Tanrı’nın günahı iğrenç bulduğunu açıkça gösteriyor. Bunun nedeni O’nun günahsız ve kutsal oluşudur. İşlediğiniz milyonuncu günah artık Tanrı’nın dayanamayıp sizinle paydaşlığını bozmasına neden olmuyor. Bunun nedeni ilk günahınızdır. İlk günahınızı işlediğiniz an Tanrı’nın size sırtını döndüğü andır. Neden? Artık sizi sevmiyor muydu? Hayır, nedeni bu değil. Bakalım, Kutsal Kitap’taki bu ayetten nedenini çıkarabilecek misiniz?

“Kötüye bakamayacak kadar saftır gözlerin.” (Habakkuk 1:13, Eski Antlaşma)

Bizimle Tanrı arasındaki büyük uçurum, insanla veya insanın yapabileceği herhangi bir şeyle kapatılamaz. Kendi çabalarımızla Tanrı’ya yaklaşmaya çalışabiliriz, fakat bunda başarısız oluruz. Arkadaşlarınıza, öldüklerinde cennete gideceklerini bilip bilmediklerini sorun. Bilmiyorlar. Gideceklerini umut ediyorlar ama bunu umut etmeyen kimse var mı? Arkadaşlarınızın verdiği yanıtlar Tanrı’yla bir ilişkileri olmadığını gösteriyor. Günahlarının sonucu olarak Tanrı’yla aralarına ayrılık giriyorsa nasıl Tanrı’yla kişisel bir ilişkiye sahip olabilirler? İnsanın günah için ödediği bedelin Tanrı’yla arasına ayrılık girmesi olduğunu kim söyledi? Tanrı. Tanrı insan olmadığına göre yalan söylemez.

NOT: Bu ayetin ilk kısmına dikkat edin. “Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.” (Romalılar 6:23, İncil)

NOT: Var mı bizimle Tanrı arasındaki büyük uçurum? “Bakın, RAB'bin eli kurtaramayacak kadar kısa, kulağı duyamayacak kadar sağır değildir. Ama suçlarınız sizi Tanrınız'dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O'nun yüzünü göremez, sesinizi işittiremez oldunuz.” (Yeşaya 59:1-2, Eski Antlaşma)

NOT: Günahın ücreti ölümse ve İsa bu ücreti sizin yerinize ödemek için ölüp dirildiyse O’na şükredin.

Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için lütfen Tanrı’yla Esenlik Dolu Bir İlişki Mümkün mü? adlı yazıyı okumanızı öneririm. Esenlik Tanrısı hakkında okuduklarınız yardımcı olacaktır umarım.