“Ey Egemenimiz RAB, ne yüce adın var yeryüzünün tümünde! Gökyüzünü görkeminle kapladın. Seyrederken ellerinin eseri olan gökleri, oraya koyduğun ayı ve yıldızları, soruyorum kendi kendime: “İnsan ne ki, onu anasın, ya da insanoğlu ne ki, ona ilgi gösteresin?”” (Mezmur 8:1, 3-4, Kutsal Kitap)
Kuşkucu biri olarak İncil’i okumaya başladığım zamanı hatırlıyorum. İş yerimdeki bir arkadaşım bana bir nüshasını vermişti. Okumaya başlamamın üzerinden daha birkaç hafta geçmemişti ki, İsa’nın birisinin sorusuna verdiği yanıt beni çok şaşırttı. O sırada İsa bir mucize yapmıyordu ya da olağandışı bir şey yapmıyordu ama yanıtını okurken aklımda şu düşünce oluştu, ‘İsa Tanrı!’ Eğer üzerime bir yıldırım düşmüş olsaydı, bu gözlemimden dolayı kalakaldığım gibi kalmazdım. Henüz çarmıha gerilmeden önce bu kalabalık için olduğu gibi, İsa’nın örtüyü kaldırdığı kısa anlardan biriydi ve bu kişinin görkemini ve yüceliğini gördüm.
“Bunun için bilmenizi isterim ki...Kutsal Ruh'un aracılığı olmaksızın da kimse, “İsa Rab'dir” diyemez.” (1. Korintliler 12:3, İncil)
En sevdiğim yazarlardan birisi de bir zamanlar kuşkucu birisiydi. C. S. Lewis için din, “insanlığının içine düşme eğiliminde olduğu bir tür saçmalıktı.” Yaşamının sonraki döneminde Hristiyanlık yaşamının merkezine oturdu ve pek çok yazısının konusu oldu. Kitaplarından birine ‘Surprised by Joy’ (Sevinç Sürprizi) adını verdi. Bu kitap ateizmden teizme ve İsa Mesih’e inanca doğru yolcuğunun ilk elden anlatımını içeriyor. Pek çok akıllı öğretmen C. S. Lewis’e devamlı olarak meraklı ama mantıklı olmayı ve her zaman gerçeği aramayı öğretti. İlginç olan, kitabının bir bölümünü bu adamlardan birine ayırmasıdır. Kendisine abilik eden kişilerden hangisine ve bu neden bu kadar ilginç? Bu bölüm, aynı üniversitede katı bir ateist olan bir profesör arkadaşı hakkında! C. S. Lewis bu adamın herhangi bir inanç ya da eylemde mantığa katı bir şekilde bağlı olmasını takdir ediyordu. Kitabın sonunda, C. S. Lewis, İsa Mesih’e iman aracılığıyla ne kadar büyük bir sevinç geldiğini keşfetmenin ne kadar şaşırtıcı olduğunu paylaşıyor.
Gerçek bunu yapar. Bizi şaşırtır. Hayatla ilgili bilgi depoladığımızda küçük düzenli kutucuklar yaparız. Bir şekilde Tanrı’yı da bunlardan birinin içine yerleştirebileceğimizi düşünürüz. Ama bunu yapamayız. Tanrı O’nun için yaptığımız kısıtlı kalıplara sığmaz. Tanrı sonu olan bir varlık olmadığına göre, Tanrı’yı beklenti ya da kategorilerimize uyduramayız. Kendisini yarattıklarına göstermek ya da göstermemek konusunda sonsuza dek serbesttir. İyi olan haber Tanrı’nın kendisini Kutsal Kitap’ta açıklamayı seçmiş olmasıdır. Hem de herhangi birimizin ihtiyaç duyabileceği kadar açıklamıştır. Bunu Tanrı söylüyor.
“Bu nedenle Rab Mesih İsa'yı nasıl kabul ettinizse, O'nda öylece yaşayın. Şükranla dolup taşarak O'nda köklenin ve gelişin, size öğretildiği gibi imanda güçlenin. Dikkatli olun! Mesih'e değil de, insanların geleneğine, dünyanın temel ilkelerine dayanan felsefeyle, boş ve aldatıcı sözlerle kimse sizi tutsak etmesin. Çünkü Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih'te bulunuyor. Siz de her yönetim ve hükümranlığın başı olan Mesih'te doluluğa kavuştunuz.” (Koloseliler 2:6-10, İncil)
Cenneti güvence altına almak için gereken her şey İsa Mesih’te bulunur. Eğer İsa Mesih’te ‘tamamlandıysak’ artık eksik olan bir şey yok demektir. Tanrı bütün ihtiyaçlarımızı karşıladı! Sevinin dostum. Tanrı, sevgiyle harekete geçip, ilahi nitelikleriyle yönlendirilerek hepimizi şaşırttı. İnsan oldu. Anlaşılamaz bir gizemle, kendisini bir marangoz olarak sakladı ve İsrail’de büyük olasılıkla adını daha önce hiç duymadığınız bir köyde yaşadı. Yaratılışı için sevgisini kanıtlamak için kendi dünyasında tanınmayacak bir şekilde yaşadı. Nasırlı elleri yaralara dokundu ve merhametli sözleri yüreklere dokundu. Bizlerden biri oldu.
Fakat her ne kadar bu beden alma eylemi olağanüstü olsa da, yaptıklarının doruğa ulaştığı an bu değildi. Usta bir ressam gibi Tanrı başyapıtını sona sakladı. Tanrı’nın sevgisinin bütün önceki eylemleri buna götürecek şekilde tasarlanmıştı. Melekler sustu ve cennet finali izlemek için durdu. Tanrı resmin üzerindeki örtüyü açıyor ve merhametin nihai göstergesi ortaya çıkıyor.
Tanrı, insanlığı çarmıhta giydirdi.
İsa’nın çarmıhta söylediği birçok üstün şey arasında, hemen ölmeden önce söylediği bir tanesini aktarayım: “Tamamlandı!” Söylediklerini yanlış anlamayın. İsa, “Ben bittim” demedi. “Tamamlandı” derken görevinin tamamlandığını söylüyordu. Usta Ressamın yapması gereken her şey tamamlanmıştı ve hepsi görkemli bir şekilde yapılmıştı. Tanrı’nın yaratıcı harikalarından en büyüğü artık eve gelebilirdi. Erkekler ve kadınlar ve oğlanlar ve kızlar. Nereye gidebilirler? Eve…cennete. Aradaki uçurumun üzerinde köprü kuruldu. Tanrı’ya karşı gücendirici bu durum halledildi ve ücreti ödendi.
Böyle bir Tanrı’ya nasıl karşılık vermelisiniz?
RadyoMaranata.com bir internet radyosudur. Daha önce ziyaret ettiniz mi? Programlarını çok seviyoruz. Hristiyan inancına mensup dinleyicilerin yanı sıra Hristiyan inancını merak edenlerin de zevkle takip edeceği zengin bir dinleyici kitlesine hitap eder. Tüm programlar ve yayınlar Hristiyan teolojisine göre hazırlanmış olup amacı başka inançlara saldırmak ya da küçük düşürmek değildir. Aksine Tevrat, Zebur, Peygamberlerin Sözleri ve İncil’in öğretilerinde ki zenginliği, Tanrı’nın insanlarla kurmak istediği kişisel ilişkinin detaylarını ortaya koymaya gayret ediyorlar.