headerLogo2b-18pt-myriadpro

Cehennem Gerçekten Var mı? Cehennem Sonsuz mu?


10 image9697 cross zzz 20 45İnsan cehennemde ne yaşayacak olursa olsun, İsa Mesih bunu çarmıhta çoktan yaşamıştır. Buna göre, cehennem kulağa kötü geliyor olsa da, olması gerektiğinden daha ağır değildir. Bunun ötesinde, İsa, günahın cezasını çekmeyelim diye zaten sonsuz azabı çektiği için, cehennem sadece günahlarının güç ve cezasından özgür olmayı reddedenler içindir. İnsanlar İsa’nın kendi adlarına gerçekleştirdiklerini reddederek ne trajik bir hata yapıyorlar! Günahlarının bedeli ödendi ve ödenen bedel, günahın yaşamları üzerindeki gücünü kıracak etkiye sahiptir. Ama onlar buna, ‘Beni ilgilendirmiyor’ diyerek karşılık veriyorlar.

“Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.” (Romalılar 6:23, İncil)

Tanrı özgürlük, sonsuz yaşam ve günahları tamamıyla bağışlama armağanını bizlere sunmuştur (çünkü İsa bunların ücretini ödemiştir), fakat bizi bu armağanı almaya zorlamaz. Yaratıcımız’la ölümün bile engel olamayacağı bir kişisel ilişki yaşayabilmemiz için bizi O’na ulaştıracak 1.000 adım atmak gerekiyorsa, Tanrı ilk 999 adımı atar. Nitekim bu adımları atmıştır. İnsanın atması gereken tek bir adımdır. Tek bir adım. Sonsuza dek malvolacağımız halde Tanrı’yı reddediyoruz. Böyle insanların nasıl olduğuyla ilgili iyi bir tanım vardır; insanın sözleriyle değil, Tanrı’nın sözleriyle şöyle betimlenir bu kişiler:

“Yalnız kendilerini besleyen çobanlardır. Rüzgarın sürüklediği yağmursuz bulutlara, iki kez ölmüş, kökünden sökülmüş, sonbaharın meyvesiz ağaçlarına benzerler. Köpüğünü savuran denizin azgın dalgaları gibi ayıplarını çevreye savururlar. Serseri yıldızlar gibidirler. Onları sonsuza dek sürecek koyu karanlık bekliyor.” (Yahuda 1:12-13, İncil)

II. Cehenneme Gönderilebilecek Olmak Haksızlık 

11 image10529 talk conversation 45İnsanlarla ruhsal konular hakkında konuştuğum zaman, cehennem nedeniyle Tanrı’nın iyiliğini sorgulayan insanların çoğu, bir dereceye kadar insanların günahkar olduklarını kabul eder. Öte yandan, hepimizin aynı derecede günahkar olmadığımızı da söyler ve benim bu konuda ne yanıt vereceğimi merakla beklerler. Onlarla aynı fikirde olduğumu söylediğimde yüzlerinde oluşan şaşırmış ifadeyi seyretmeyi seviyorum. Bu gerçekten de doğru. Cehennem herkesin eşit derecede azap çektiği bir yer değil. Öyle olsaydı, cehennem adil bir yer olmazdı.

Junja ve Cengiz adlı iki kişiyi örnek olarak alalım. Junja, Afrika’da iki kent arasındaki kurak topraklarda yaşayan biri olsun. Cengiz ise İstanbul’da bir üniversitede, Arapça ve Ortadoğu Tarihi bölümünden mezun olmuş. Arapça, Türkçe ve İngilizce olmak üzere üç dilde Kur’an ve İncil’i var. Junja hiç okula gitmemiş. İhtiyarların İsa’nın adından söz ettiklerini duymuş ama O’nun hakkında söylediklerini anlamıyor. Merak edip de sormamış. Bir gün ikisi de cehenneme giderse sizce hangisi daha fazla acı çekecek? İncil’den bir bölüme bakalım. İsa’nın anlattığı benzetmelerden biri bu:

“Rab de şöyle dedi: “Efendinin, uşaklarına vaktinde azık vermek için başlarına atadığı güvenilir ve akıllı kâhya kimdir? Efendisi eve döndüğünde işinin başında bulacağı o köleye ne mutlu! Size gerçeği söyleyeyim, efendisi onu bütün malının üzerinde yetkili kılacak. Ama o köle içinden, 'Efendim gecikiyor' der, kadın ve erkek hizmetkârları dövmeye, yiyip içip sarhoş olmaya başlarsa, efendisi, onun beklemediği günde, ummadığı saatte gelecek, onu şiddetle cezalandırıp imansızlarla bir tutacaktır.

Efendisinin isteğini bilip de hazırlık yapmayan, onun isteğini yerine getirmeyen köle çok dayak yiyecek. Oysa bilmeden dayağı hak eden davranışlarda bulunan, az dayak yiyecek. Kime çok verilmişse, ondan çok istenecek. Kime çok şey emanet edilmişse, kendisinden daha fazlası istenecektir.” (Luka 12:42-48, İncil)

12 image10604 africa tribe 45Vicdanına göre davranan bazıları birkaç dayak darbesi alacak. Yargı Günü’nde alacakları ceza, gerçeğe ulaşıp da reddedenlerden daha dayanılabilir olacak. İncil bulabilecekleri bir kitapçı veya bir kilise, belki de sadece minibüsle ulaşabilecekleri bir yerdeydi, alabilirlerdi, ama almadılar. Tanrı’yı aramadılar, O’nun sözlerine susamadılar. Cengiz bu sınıfa giriyor.

Adolph Hitler gibi milyonlarca Yahudi’nin ölümünden sorumlu olan biri, Yahudiler’i evinde saklayarak zulümden ve ölümden korumaya çalışan tanrısız bir Alman’la aynı azabı mı çekecek? İncil bunun yanıtını veriyor:

“İsa öğretirken şöyle dedi: “Uzun kaftanlar içinde dolaşmaktan, meydanlarda selamlanmaktan, havralarda en seçkin yerlere ve şölenlerde başköşelere kurulmaktan hoşlanan din bilginlerinden sakının. Dul kadınların malını mülkünü sömüren, gösteriş için uzun uzun dua eden bu kişilerin cezası daha ağır olacaktır.” (Markos 12:38-40, İncil)