Kötülüğü Tanrı Mı Yaratmıştır?
Dediğim gibi, insan görünüşte kökeni konusuyla ilgilense de aslında kötülük sorunuyla ilgilenir. ‘Kötülüğü Tanrı mı yaratmıştır?’ diye sordunuz. Basit olarak söylemek gerekirse, Tanrı kötülükten sorumlu değildir. Yarattıkları sorumludur. Tanrı’nın iyiliği ve paklığı Kutsal Kitap boyunca doğrulanır:
“Kötüye bakamayacak kadar saftır gözlerin.” (Habakkuk 1:13, Eski Antlaşma)
“Çünkü sen kötülükten hoşlanan Tanrı değilsin. Kötülük senin yanında barınmaz.” (Mezmur 5:4, Eski Antlaşma)
“Çünkü Tanrı karışıklık değil, esenlik Tanrısı'dır.” (1.Korintliler 14:33, İncil)
“Tanrı ışıktır. O'nda hiç karanlık yoktur.” (1.Yuhanna 1:5, İncil)
“Ayartılan kişi, "Tanrı beni ayartıyor" demesin. Çünkü Tanrı kötülükle ayartılmadığı gibi kendisi de kimseyi ayartmaz.” (Yakup 1:13, İncil)
Kötülüğün ve günahın kaynağı Tanrı dışındadır. Tanrı melekleri ve insanları yarattığında onlara akıl, mantık ve seçim yapma becerisi vermiştir. Bu sözleri bilerek bu sıraya koydum. Akıl insanlara anlama yetisini veriyordu. Mantık ise bu anlayışı işletmeleri yetisini,seçim ise ne anladıklarına bağlı olarak nasıl davranacaklarını belirleme özgürlüğünü sağlıyordu. Yine, bu sözleri aklınızda bu sırada tutun. Melekler ve insanlar bildikleri ve bildiklerini işletme becerileriyle seçim yapabileceklerdi. İster melek, ister insan olsun, hem Tanrı’nın sözünü dinleme hem de dinlememe seçimine sahiplerdi.
Kötülük Nedir?
Tanrı’nın sözünü dinlememek kötülüğü başlatmaktı. Kötülük, bir şeyin varlığı değildir. Kötülük doğruluğun olmamasıdır. Kötülüğü yaratamazsınız çünkü kötülük yaratılmış bir varlık değildir. Bir elinize nefis bir çilekli tart, diğer elinize de ‘kötülüğü’ alamazsınız. Bir kavanoz ‘kötülük’ alamazsınız. Kötülük eksidir. Yetkinliğin yokluğudur. Kutsallığın yokluğudur. İyiliğin yokluğudur. Doğruluğun yokluğudur. Dahası, Tanrı’nın yokluğudur.
Tanrı, meleklere ve insanlara seçim özgürlüğü verdiğinde buna izin verdi. Tanrı, bizleri robot olarak tasarlamak yerine, seçme yeteneğine sahip olacak şekilde yaratmıştır. Kötülük ilk önce melekler arasında gerçekleşti. Sonra kötülüğü Aden Bahçesi’nde görüyoruz. Fakat kötülüğün yaratılmış bir şey olmadığını unutmayın. Kötülük bir madde değildir. Kötülük bir varlık değildir. Kötülük bir güç değildir. Kötülük havada uçan bir ruh değildir. Kötülük ahlaksal yetkinliğin eksikliğidir. Tanrı kesin bir yetkinlik yaratmıştır. Bunun eksik olduğu yerde, günah vardır. Tanrı ya da Tanrı’nın yarattığı herhangi bir şeyde kötülük bulamazsınız. Tanrı’nın yarattıkları ahlaksal yetkinliğin ilahi ölçüsünden eksik kaldıklarında kötülük olur. Bunu İncil’de okuyoruz:
“Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı.” (Romalıları 3:23)
Sizler ve ben kendi irademizle günah işleme kararı verdik. Doğduğumuzdan beri yanlış olduğunu bildiğimiz binlerce karar verdik. Bunun için kimi suçlayabiliriz? Tanrı’nın yazdığı Kutsal Yazılar her günah için suç ve sorumluluğu, Tanrı’ya değil, yaratılmış olanlara yükler. Kötülük, ahlaksal yetkinlik karşılanmadığı zaman kötülük oluşur. Akıl, mantık ve seçime bağlı olarak günahkâr şeyler yapıyoruz. Bir sonraki sorunuzun ne olacağını şimdiden biliyorum:
Tanrı Neden Günahın Dünyaya Girmesine İzin Verdi?
Size, bu konuda ancak tahmin yürütebileceğimi söylemekten utanmıyorum. Kesin olarak bilmiyorum. Tanrı, Kutsal Kitap’ta bize pek çok şey açıkladığı halde, hala sadece O’nun bildiği pek çok şey vardır. Yaşam ve Tanrı hakkında bizim ölümlü akıllarımızın anlayamadığı şeyler vardır. Bunların nedeni bizim anlayışımızın ötesindedir. Tanrı bizlere bizi sevdiğini ve bizleri bu yaşamdan cennete gitmemiz için bir yol hazırladığını bilebileceğimiz kadarını açıklamıştır. Cennet güvencesinin yaşamınızın en büyük hazinesi olduğunu ümit ediyorum. Cennete gidip gitmeyeceğinizi biliyor musunuz? Ben biliyorum, siz de bilebilirsiniz. Bunun bizim kendi iyiliğimizle hiçbir ilgisi yoktur. Tamamıyla Tanrı’nın iyiliğiyle ilgilidir. Fakat benim bilebileceğim şeylerin ötesindeki şeyleri düşündüğümde, aklıma sık sık Tevrat’taki şu ayet gelir:
“Gizlilik Tanrımız RAB'be özgüdür.” (Yasa’nın Tekrarı 29:29, Eski Antlaşma)