“Dışarıdan insanın içine giren hiçbir şeyin onu kirletemeyeceğini bilmiyor musunuz? Dıştan giren, insanın yüreğine değil, midesine gider, oradan da helaya atılır." İsa bu sözlerle, bütün yiyeceklerin temiz olduğunu bildirmiş oluyordu. İsa şöyle devam etti: "İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır. Çünkü kötü düşünceler, fuhuş, hırsızlık, cinayet, zina, açgözlülük, kötülük, hile, sefahat, kıskançlık, iftira, kibir ve akılsızlık içten, insanın yüreğinden kaynaklanır. Bu kötülüklerin hepsi içten kaynaklanır ve insanı kirletir.” (Markos 7:18-23, İncil)
Düşüncelerimiz, kanser gibi canlarımızı kemiriyor ve bize kusursuz olmadığımızı anımsatıyor. Kabul etmesi zor olsa da, Tanrı’nın göksel evinde sonsuzluğu birlikte geçirmek isteyeceği kişiler değiliz.
“Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı.” (Romalılar 3: 23, İncil)
“Bakın, RAB'bin eli kurtaramayacak kadar kısa, kulağı duyamayacak kadar sağır değildir. Ama suçlarınız sizi Tanrınız'dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O'nun yüzünü göremez, sesinizi işittiremez oldunuz.” (Yeşaya 59:1-2, Eski Antlaşma)
Yukarıdaki ayetten günahımızı örtemediğimizi gördüğünüzden eminim. Tanrı’nın göremeyeceği şekilde nasıl üstünü örtebiliriz? Bazı kişiler iyi şeyler yaparak kötü eylemlerimizin üstünü örtebileceğimizi söylüyor; bir tür terazi gibi. Teraziyi kendi lehimize çevirebilirsek, kötü işlerden çok iyi işler yaptığımızı gösterebilirsek cennete gitmeye aday olabiliriz diye düşünüyoruz. Böyle düşünüyoruz. Böyle ümit ediyoruz. Peki ama ne kadar iyi, yeteri kadar iyidir? Kişinin dini, cennete gitmeye yetecek kadar iyi iş biriktirmeye dayanıyorsa %51’in içeri girmeye yeteceğini söyleyebilir. Umarım buna inanmıyorsunuzdur. Umarım yaşamının %49’unu kötü şeyler yapıp düşünerek geçiren birinin cennete girmesine izin verileceğini düşünmüyorsunuzdur.
Bir insan, birini öldürüp sonra da yaşamını yoksullara yardım etmeye, yardım kuruluşlarına bağış yapmaya ve her türlü iyi işi yapmaya adarsa, bunların toplamı o cinayetin üstünü örtmeye ya da ortadan kalkmasına yardımcı olur mu? Kesinlikle olmaz! Cinayet işlenmiştir. Yaptıkları hiçbir şey bunu değiştiremez. Adaletin yerine getirilmesi gerekir.
Bir insan evlilik dışı cinsel ilişkiye girerse sonra da yaptığından pişmanlık duyarsa, yeniden bakire sayılabilir mi? Gayrimeşru cinsel ilişkiye girmeyeceklerine karar verseler de bu mümkün mü? Hayır. Olan olmuştur ve yapacakları hiçbir şey bunu tersine çeviremez.
İyi işler yaparak günahlarımızın üstünü örtüp cennete gitmeye hazırlanamayız. Tanrı’nın Musa’ya (ve bize) On Buyruğu cennete gidebilmemizin bir aracı olarak vermediğini biliyor muydunuz? Tanrı bu buyrukları bize günahımızı göstermek için verdi. Tanrı’nın yasasına uymayı beceremememiz, kendi başımıza doğru olamayacağımızı gösteriyor. Tanrı’nın buyrukları ayna gibidir. Aynaya bakıp kusursuz doğruluktan ne kadar uzak olduğumuzu görüyoruz. Tanrı’nın buyrukları Tanrı’nın doğruluğunun başka bir şekilde alınması gerektiğini hatırlatmak için verilmiştir. Ayna yalan söylemez. Bize yasaları çiğnediğimizi hatırlatır. Tanrı’nın buyrukları bizlere kendimize şu soruları sormayı öğretir, “Yasayı yerine getirerek cennette sonsuz yaşamı elde edemezsem, benim gibi bir günahkar için cennete gitmenin farklı bir yolu olmalıdır. Günahla bu kadar doluyken cennete nasıl gidebilirim?”
“Nitekim Mesih de bizleri Tanrı'ya ulaştırmak amacıyla doğru kişi olarak doğru olmayanlar için günah sunusu olarak ilk ve son kez öldü.” (1.Petrus 3:18, İncil)
Web sitesinin “YAZILAR” bölümündeki yazılardan herhangi birini okudunuz mu? İsa’nın Duyguları kısmında İsa ve Cennet Teklifini Reddeden Varlıklı Adam adlı yazıyı okumanızı tavsiye ederim. Zengin bir adam, bu hayatta sorabileceğimiz en önemli soruyla İsa’ya yaklaştı, “Sonsuz yaşam edinmek için ne yapmalıyım?” Bu hikayede İsa’dan iyi olmakla ilgili öğrenebileceğiniz şey bu web sitesinde öğrenebileceğiniz en önemli şey olabilir.