headerLogo2b-18pt-myriadpro

Peki Ya Tanrı’yı Ne Reddetsem, Ne De Kabul Etsem, O Zaman Ne Olacak?

Daha ayrıntılı olarak bakalım olanlara

04 cross three of them1 long 45“Çarmıha asılan suçlulardan biri, “Sen Mesih değil misin? Haydi, kendini de bizi de kurtar!” diye küfür etti. Ne var ki, öbür suçlu onu azarladı. “Sende Tanrı korkusu da mı yok?” diye karşılık verdi. “Sen de aynı cezayı çekiyorsun. Nitekim biz haklı olarak cezalandırılıyor, yaptıklarımızın karşılığını alıyoruz. Oysa bu adam hiçbir kötülük yapmadı.” Sonra, “Ey İsa, kendi egemenliğine girdiğinde beni an” dedi. İsa ona, “Sana doğrusunu söyleyeyim, sen bugün benimle birlikte cennette olacaksın” dedi.” (Luka 23:39-43, İncil)

İsa her iki suçluya da aynı seçimi verdi. Tanrı’nın içimizde bir şeyler uyandırmak için zaman zaman şimşek gönderdiği olur. Tanrı’nın bizleri kendine çekmek için zaman zaman bereket gönderdiği olur. Fakat Tanrı’nın sadece sessiz kalıp sonsuzluğu nerede geçireceğimizi seçme özgürlüğüyle bizleri onurlandırdığı da olur. Ne büyük onur! Hayatımızın çoğu alanında seçim hakkımız yoktur. Düşünün bir kere. Cinsiyetinizi seçmediniz. Kardeşlerinizi seçmediniz. Irkınızı veya doğum yerinizi seçmediniz.

Seçme özgürlüğümüzün olmaması zaman zaman bizi kızdırır. “Haksızlık bu” deriz. Yoksul olarak doğmam veya bu kadar yavaş koşuyor olmam haksızlık! Şu veya bu ünlü sinema oyuncusu gibi görünmemem haksızlık! Ya da yakışıklı ya da güzelsek, içimizdeki güzellikten ötürü sevilmediğimiz için bunun bir haksızlık olduğunu söyleriz.    

Bu dünyadaki herhangi bir adaletsizliğin -ki gerçekten çok adaletsizlik var- gelecek yaşamımızda yazgımızı seçme onuruyla dengelendiğine inanıyorum. Bu düşünceme katılıyor musunuz? Siz farklı olmasını ister miydiniz? Yoksa tam tersini mi isterdiniz? Siz bu yaşamınızda her şeyi kendiniz seçin, Tanrı da sonsuzluğu geçireceğiniz yeri seçsin. Burnunuzun büyüklüğünü, saçlarınızın rengini ve DNA yapınızı siz seçin, O da sizi cennete mi yoksa cehenneme mi göndereceğini seçsin. Bunu mu tercih ederdiniz?

Gerçekten, asıl önemli olan söz konusu olduğunda -sonsuz yaşam (cennet) veya sonsuz ölüm (yani, Tanrı’dan sonsuza dek ayrı düşmek; cehennem)- önümüzde seçim hakkımız var, ulaşmak istediğimiz yeri ve sonsuza dek kalmak istediğimiz yeri seçebiliriz. Benim kitabıma göre bu oldukça iyi bir anlaşma. Sizce öyle değil mi?

05 image10811 choice 45Bu seçimden daha büyük bir ayrıcalık verildi mi bize? Bu ayrıcalık, sadece dayanmamız gereken adaletsizlikleri dengelemekle kalmıyor; özgür irade, hatalarımızı da dengeleyebilir. Aslında tam olarak bundan söz ediyoruz. Özgür irade. Yazgınızın alnınızda yazılı olması veya başka bir şekilde sonsuza dek mühürlü olması değil. Hayır, sevgi zorla olmaz. Zorlamaya çalıştığınız anda güzelliği kaybolacaktır.

Çarmıhta İsa’nın yanındaki, tövbe eden hırsızı düşünün. Yaşamı ve yaşam hikayesi hakkında çok az şey bilsek de şunu biliyoruz: Hayatta kötü hatalar yaptı. Yanlış insanların arasında girdi, yanlış ahlaki değerleri ve yanlış davranışları seçti. Çünkü çevresinde örnek alabileceği din öğretmenleri yoktu ve Tanrı’ya iman konusunda büyük olasılıkla yanlış karar verdi. Fakat…hayatının boşa olduğunu düşünür müsünüz? Yaptığı bütün o kötü seçimlerin sonuçlarını sonsuzluk boyunca biçtiğini mi düşünüyorsunuz? Hayır, tam tersi. Yaptığı tek iyi seçimin meyvesini yiyor bu adam. Sonunda, bütün kötü seçimleri, yalnız tek iyi seçim sayesinde kurtuluyor.

“Çarmıha asılan suçlulardan biri, “Sen Mesih değil misin? Haydi, kendini de bizi de kurtar!” diye küfür etti. Ne var ki, öbür suçlu onu azarladı. “Sende Tanrı korkusu da mı yok?” diye karşılık verdi. “Sen de aynı cezayı çekiyorsun. Nitekim biz haklı olarak cezalandırılıyor, yaptıklarımızın karşılığını alıyoruz. Oysa bu adam hiçbir kötülük yapmadı.” Sonra, “Ey İsa, kendi egemenliğine girdiğinde beni an” dedi. İsa ona, “Sana doğrusunu söyleyeyim, sen bugün benimle birlikte cennette olacaksın” dedi.” (Luka 23:39-43, İncil)

Sizi hiç tanımıyorum ama bildiğim bir şey var. Melek değilseniz, hayatta bazı kötü seçimler yaptınız, öyle değil mi? Bazı yanlış arkadaşlıklar seçtiniz, kötü web sitelerini ziyaret ettiniz, belki cinsel bazı heyecanlar yaşamak için kentin yanlış taraflarına doğru uzandınız. Üniversite giriş puanınıza göre yanlış kariyer yolunu seçmiş olabilirsiniz. Umarım, yanlış eşi seçmediniz veya evli değilseniz cinsel yaşamınızda serbestliği seçmediniz. Umarım bekaretinizi yaşamınız boyunca eşiniz olacak kişiye verebileceğiniz en değerli armağan olarak saklamayı seçtiniz. (Burada erkeklere de sesleniyorum.) Yaşamınızı gözden geçirdiğinizde kendi kendinize, ‘Keşke…keşke bu seçimimi düzeltme şansım olsa.’ dediğiniz olur. Düzeltme şansınız var! Sonsuzlukla ilgili yapacağınız bir tek iyi seçim, dünyada yaptığınız on bin kötü seçimi dengeleyebilir.

Seçim sizin. 

06 homepage person 19 45Nasıl olur da iki kardeş aynı anneden doğar, aynı evde büyür ve biri hayatı ve diğeri ölümü seçer? Bilmiyorum ama bunlar oluyor. Kayin kardeşi Habil’i öldürdüğü halde, sonunda kaybeden kendisi oldu.  

Nasıl olur da, iki adam aynı İsa’yı bu kadar yakından görür, sevgi ve masumiyet dolu gözlerine bakar, ‘Baba onları bağışla çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar’ dediğini işitir VE biri O’nunla alay etmeyi seçerken diğeri O’na dua etmeyi seçer? Bilmiyorum ama öyle oldu. Biri dua ettiğinde, İsa onu aynı gün kendisine cennet sözü verecek kadar çok sevdi. Diğeri alay etmeyi seçtiğinde İsa onu özgür bırakacak kadar çok sevdi. Ona bu seçim hakkını verdi. Sizin için de aynısını yapıyor.

Seçim şarttır. Çarmıh ve Tanrı’nın günahlarımızın çarmıhta üstesinden gelinmesiyle ilgili bildirisine istediğimiz karşılığı verebiliriz. Tarihsel olarak olanları araştırabiliriz. Konuyla ilgili teoloji üzerinde çalışmalar yapabiliriz. Bu kurtuluşu önceden bildiren yüzlerce peygamberliği okuyup üzerinde düşünebiliriz. Fakat yapamayacağımız tek şey tarafsız bir şekilde uzaklaşmaktır. İsa’nın çarmıhta yaptıkları konusunda bir karar vermek zorundasınız.