Geçerli Olmayan Savunmalar
Ateist bir baba, Katolik bir annenin olduğu bir evde yetiştiğim için ve bütün akrabalarım Katolik olduğu için Katolikler’in inançlarını çok iyi bilirim. Katolikler’in geçerli olmayan savunmalar getirdiklerini görüyorum. Ruhsal konularda sohbet etmek için evimize davet ettiğimiz Mormonlar da aynısını yapıyor. Hıristiyanlık ve İslam’ın geçerliliğini ortadan kaldıran Tanrı tarafından verilmiş bir vahiyleri olduğuna inanıyorlar. Onlar da sizin gibi, kutsal kitaplarının geçerliliğini varsayıyorlar çünkü Kutsal Kitap’la çelişmesi güvenilir olmaması anlamına geliyor. Ben de aynı mantığı kullanarak, ‘Kuran güvenilmez çünkü Kutsal Kitap’la çelişiyor’ diyemez miyim? Neden olmasın? Ben neden Kuran’ın güvenilirliğini sınamak için ölçü olarak Kutsal Kitap’ı kullanamıyorum? Tek yaptığım şey Müslümanlar gibi akıl yürütmek.
Önemli Sorular
Kuşkusuz, Kutsal Kitap bozulduysa, İsa’ya atfedilen sözleri ya da O’nun hakkında söylenen herhangi bir şeyi kabul edemeyiz. Fakat, Kutsal Kitap’ın değiştirildiğini iddia eden kimse bunu kanıtlamaya ve üç sorunun yanıtını vermeye hazır olmalıdır. Sadece bunları yanıtlamakla kalmamalı, tarihsel kanıtlarla kanıtlamalıdır; söyledikleri kulaktan dolma ifadelere ya da iyi niyete dayanmamalıdır. İşte sorular:
Kutsal Kitap ne zaman ve neden değiştirildi?
Kim değiştirdi?
Değiştirildiyse, asıl kitap nerede?
Umarım, bütün sorularınız için bu web sitesinde tatmin edici yanıtlar bulabilirsiniz. Kuşkularınızı ortadan kaldırmak ve Kutsal Kitap’ta resmedilen İsa anlatımına güvenecek kadar kanıt bulabilmelisiniz. Kutsal Kitap güvenilirse, o zaman evet, okuduklarınıza güvenebilir ve İsa’yı Kurtarıcınız olarak kabul edebilirsiniz.
Kutsal Kitap güvenilir mi? Evet, güvenilir. Kutsal Kitap’ın asıl elyazmaları kaybolmuştur. Ama, ‘Ben demedim mi?’ ya da ‘Bakın, işte güvenilir olan kitap bizimki’ gibi sözlerle aklınızın bulanmasına izin vermeden Kuran’ın asıl vahyinin elyazmalarının da kayıp ya da yok edilmiş olduğunu unutmayın. Bildiğiniz gibi İslam’ın üçüncü halifesi, Osman, Kuran’ın şu anki halini derlemiş olmakla bilinir. Osman’ın Kuran’ın ‘standart’ biçimini derledikten sonra diğer versiyonları yok etmiş olduğu gerçeği, Kuran’ın farklı metinleri olduğunu gösteriyor. Cevabımda, daha önce bundan bahsettim, ama muhtemelen siz tarihin bu dönemini benin dikkatimi çekmeden çok önce zaten fark etmiştiniz.
Kutsal Kitap’ın durumunda ise el yazmaları kaybolmadan kopyalanmıştı. Bu kopyalar son derece doğru ve kesindi. Bunları kopyalayan kişiler Tanrı’ya ve kopyalama görevlerine son derece bağlıydı. Asıl el yazmalarının kopyasını yazarken büyük özen gösterdiler. Bu kopyalama yöntemi o kadar kesindi ki, İncil’in metninin %99.5 saf olduğu kabul edilir. İncil asıl olarak Grekçe yazılmıştı. 6.000 Grekçe kopyada ve başka dillerdeki 21.000 kopyada sadece %1 fark vardır. Bu küçük fark ise ‘yazım hatalarının’ olmadığı metinlere ya da bağlama bakarak kolayca düzeltilebiliyor. Kopyalama hataları sözcük tekrarı, yazım hatası ya da kopya eden kişinin gözünü bir satırdan diğerine geçirirken bir sözcük atlaması gibi nedenlerle oluşabilir. Farklılıklar çok küçüktür. Bu küçük kopyalar Kutsal Kitap’ın doktrin açısından gerçeğini etkilemiyor. İsa Mesih’in sözleri ve yaptıkları olağanüstü ve güvenilir bir şekilde bizlere aktarılmıştır. Lütfen devam etmeden önce bu son cümlenin altını çizin.
Son Derece Doğru
Kutsal Kitap asıllardan şu anki kopyasına yapılan aktarım konsunda son derece doğrudur. Diğer eski yazılarla kıyaslandığında Kutsal Kitap el yazması ve doğruluk açısından çok çok öndedir. Kutsal Kitap güvenilmez denerek bir kenara atılsaydı, Homeros, Plato ve Aristoteles’in de yazılarının bir kenara atılması gerekirdi. Bunların yazıları Kutsal Kitap’tan çok daha az korunabilmiştir.
“Kutsal Yazılar'ın tümü Tanrı esinlemesidir ve öğretmek, azarlamak, yola getirmek, doğruluk konusunda eğitmek için yararlıdır.” (2. Timoteos 3:16, İncil)
“Öncelikle şunu bilin ki, Kutsal Yazılar'daki hiçbir peygamberlik sözü kimsenin özel yorumu değildir. Çünkü hiçbir peygamberlik sözü insan isteğinden kaynaklanmadı. Kutsal Ruh tarafından yöneltilen insanlar Tanrı'nın sözlerini ilettiler.” (2. Petrus 1:20-21, İncil)
Bu Mümkün Değil!
İncil’de okuduğunuz hiçbir şey insandan kaynaklanmamıştır. İlahidir. Yukarıdaki ayetler insan olan yazarların ne yazacaklarına kendilerinin karar vermediğini söylüyor. Kutsal Yazılar’ı yazarken Kutsal Ruh’un yönetimi altındaydılar. Tanrı sadece İncil’in oluşturulmasını yönlendirmekle kalmadı, aynı zamanda oluştuğundan beri koruyup sakladı. Zaten bu beklenirdi, değil mi? Tanrı’nın Tevrat, Zebur ve İncil’i değil de, sadece Kuran’ı korumasını mı beklerdiniz? Tanrı’nın Kutsal Kitap’ın değiştirilmesine izin verip kendisi hakkında binlerce yıl boyunca yalanlar söylenmesine izin vermesini mi beklerdiniz? Bu mümkün değil! Tanrı’nın Sözünü korumadığını söylemek, Tanrı’nın kendi adını ve onurunu koruyacak kadar önem vermediğini söylemekle aynı şeydir. Gerçek şu ki, Tanrı her zaman kendi Adını ve Sözünü her şeyden çok yüceltmiştir.
Nihai olarak belirleyici olan Kutsal Kitap’ın İsa hakkında ve İsa’nın en büyük ruhsal ihtiyacınızın ne olduğu hakkında söylediklerine inanıp inanmadığınızdır. İnanıyor musunuz?