Göklerin Egemenliği’nin ne olduğunu neden öğrenmeliyiz? Müslümanlar, Muhammed’in peygamberlerin sonuncusu olarak Göklerin Egemenliği’ne girdiğini iddia ediyorlar. Bu nedenle Muhammed, peygamberler arasında bu dünyaya en son giren olduğu için Göklerin Egemenliğinde en küçük olan odur. “Göklerin Egemenliği'nde en küçük olan ondan üstündür.” (Matta 11:11, İncil). Muhammed’in, Vaftizci Yahya’dan daha üstün olan olduğunu söylüyorlar. Bu da, İncil’in, gerçekten de İslam’ın peygamberinden söz ettiğini kanıtlıyor. Peki, ama İncil bunu doğruluyor mu? Muhammed hiç Göklerin Egemenliği’ne girdi mi? Herhangi birinin Göklerin Egemenliği’ne girmesi için uyması gereken koşullar nelerdir? Ama daha önce, Göklerin Egemenliği nedir?
İsa’nın temel öğretişlerinden biri Göklerin Egemenliği’ydi. Bazen bundan Tanrı’nın Egemenliği diye söz etti. Bu dünyadan söz ettiğinde nereden söz ettiğini biliyor musunuz?
‘İsa’nın Duyguları’ dizisinde bulunan İsa ve Küçük Çocuklar adlı yazıda, insanın bu egemenliğe nasıl girecekler arasında olunabileceği ya da nasıl tarihsel gelişimi içinde herhangi bir noktada buraya girmelerine izin verilmeyecek olanlar arasında olunabileceği hakkında okuyabilirsiniz. Neden ‘gelişim’ diyorum? Kutsal Kitap’ta Egemenlikle ilgili bütün referansları bir araya getirdiğimizde, tarihsel gelişimi konusunda beş ayrı evre izleyebiliyoruz. Öncelikle, Matta Müjdesi’nde ‘Göklerin Egemenliği’ ifadesinin geçtiği otuz iki cümleyi incelemeniz gerekecek. Bu beş evre şöyle sıralanabilir:
1. Evre - Tevrat ve Zebur’da peygamberlere bildirilenegemenlik.
2. Evre - Vaftizci Yahya, İsa ve on iki elçi tarafından betimlenen egemenlik.
3. Evre - Geçici halde olan egemenlik.
4. Evre - Görünür halde olan egemenlik.
5. Evre - Sonsuz egemenlik
Asıl soruyu, ‘Göklerin Egemenliği nedir?’ sorusunu yanıtlarken bu evreleri anlatacağım. Kısaca, Göklerin Egemenliği’nin Tanrı’nın gücü ve yetkisinin dinamik varlığının açıkça göründüğü bir yer olduğunu söyleyebiliriz. Bunun, bir şimdiki zamana ait, bir de gelecek zamana ait yönü var. Tanrı’nın gücü ve egemenliğinin göründüğü bu yerde olabilirsiniz ya da buranın dışında olabilirsiniz. Egemenlik, İsa aracılığıyla, İblis’in varlığını ve etkisini ortadan kaldıran yetki ve kudretin çözülmesini sağlayan ilahi kurtarışla ilgilidir. İsa’nın halk önünde yetkisini sergilemesiyle ilgili pek çok yazıyla web sitesinin bu kısmı, Göklerin Egemenliği’nin başlangıcını resmediyor. Gerçekten de hayatta gözümüzle gördüklerimizden çok daha fazlası var.
Dünyada Göklerin Egemenliği’nin kurulması, görünüşte İblis’in denetimi altında tuttuğu alanın ‘işgal’ edilmesidir. Tanıdığınız biri ‘Bana bunu Şeytan yaptırdı’ gibi bir şey söylediklerinde, aslında ifadelerinin doğruluğunun ne kadar da az farkındadırlar. İsa’yı izlemeye başladığımda, gücü, benim üstesinden gelebileceğimden çok daha büyük olan karanlık dünyasından dışarı çekildim. Karanlıktan çıkartılıp, Göklerin egemenlik sürdüğü alana alındığım anda Göklerin Egemenliği’nin nüfusu bir kişi arttı. Ayrıca, kudreti ve varlığı hayatımda ve hayatımın üzerinde etkin olmaya devam etmektedir. Bu, Göklerin Egemenliği’ne girdiğim an başladı ve Tanrı beni cennete götürene kadar devam edecek.
Göklerin Egemenliği, dünyamızda, şu an bulunduğunuz yerde bile, olan bir gerçektir. Ayrıca oradan erişilebilirdir. Eminim bu konuda daha fazla öğrenmek isteyeceksiniz. Göklerin Egemenliği’ne katılanlar Tanrı’nın gücünden alabilirler. Burada, bir dinin ilkeleri ve görevleri için başka bir dinin ilkeleri ve gereklerini bırakmanızdan söz etmiyorum. Tanrı’nın yaşamınızda etkin olan kudreti ve varlığından söz ediyorum!
Aklıma büyükbabamın bana anlattığı bir hikaye geliyor. Çocukken, uzakta, kırsal bir yerde, elektriğin sadece yıldırım şeklinde olduğu bir yerde yaşamıştı. Yarı şaka yarı ciddi, ihtiyaç duyduklarından çok daha fazla elektrikleri olduğunu anlatmıştı. Sonra bir yıl, Kırsal Bölge Elektrik İdaresi, onların yaşadıkları bölgeye elektrik hattı çekti. Böylece mucizevi bir şekilde, elektrik gücü bütün evler ve çiftliklere ulaştı.
Elektrik hattı çiftliklerinin yakınına gelir gelmez, bambaşka bir yaşam olanağının ortaya çıktığını anlattı. “Gün ışığı ve karanlık, sıcak ve soğuk, temiz ve kirli, iş ve boş zaman, yemek hazırlamak ve saklamak vs.” diye devam etti, “bütün bunlar, yaşamında iyiye doğru ne kadar büyük bir değişim gösterebileceğimi düşünmemi sağladı!” Elektriğe ulaşılabilirdi ama bu bölgedeki çiftçilerin hala elektriğin faydalarına inanmaları ve bundan yararlanmak için gerekli adımları atmaları gerekliydi.
Daha birkaç paragraf önce Vaftizci Yahya’nın, Göklerin Egemenliği’nin gelmesinden söz ederken ne dediğini okudunuz. Dedi ki, “Tövbe edin! Göklerin Egemenliği yaklaşmıştır.” Bu benzetmeyi pek uygun bulmayabilirsiniz ama İsa’nın Göklerin Egemenliği hakkında mesajını anlamanıza yardımcı olacaktır. Sanki çiftçilerin işittikleri mesaj gibiydi, “Tövbe edin çünkü elektrik yaklaşmıştır!” Çiftçilerin ya tövbe etmesi ya da evlerini aydınlatmak için gaz lambası kullanmaları ve giysilerini yıkamak için çamaşır tahtası kullanmaları gerekiyordu. Fikirlerini değiştirdiler mi? Başlangıçta değil, en azından hepsi değil. Yaşamlarını daha iyi hale getirebilecek güç tam oradaydı. Nerede? Çiftliklerinin önündeki toprak yolda, direkten direğe kablolarla yayılıyordu. Oldukça basit birkaç işlemle bu elektriği kullanabilirlerdi. Garip bir şekilde, bazıları yıllar boyunca elektriği kabul etmeyi reddettiler. Bazıları sadece değişmek istemedi, bazılarının ise değiştirmeye paraları yetmedi ya da öyle düşündüler.