headerLogo2b-18pt-myriadpro

Muhammed'in Geleceği İncil'de Önceden Bildirilmiş miydi? 2- Matta 3:11, 5:9 ve 21:33-44

11 cross bloody cross 451. KANIT METİN - “Eğer bugün bir hastaya yapılan iyilik nedeniyle bizden hesap soruluyor ve bu adamın nasıl iyileştiği soruşturuluyorsa, hepiniz ve bütün İsrail halkı şunu bilin: Bu adam, sizin çarmıha gerdiğiniz, ama Tanrı'nın ölümden dirilttiği Nasıralı İsa Mesih'in adı sayesinde önünüzde sapasağlam duruyor. İsa,'Siz yapıcılar tarafından hiçe sayılan, ama köşenin baş taşı durumuna gelen taş'tır. Başka hiç kimsede kurtuluş yoktur. Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur."” (Elçilerin İşleri 4: 9-12, İncil)

2. KANIT METİN - “Böylece artık yabancı ve garip değil, kutsallarla birlikte yurttaş ve Tanrı'nın ev halkısınız. Elçilerle peygamberlerden oluşan temel üzerine inşa edildiniz. Köşe taşı Mesih İsa'nın kendisidir.” (Efesliler 2:19-20, İncil)

3. KANIT METİN - “İnsanlarca reddedilmiş, ama Tanrı'ya göre seçkin ve değerli olan diri taşa, Rab'be gelin. O sizi diri taşlar olarak ruhsal bir tapınağın yapımında kullansın. Böylelikle, İsa Mesih aracılığıyla Tanrı'nın beğenisini kazanan ruhsal kurbanlar sunmak üzere kutsal bir kâhinler topluluğu olursunuz. Çünkü Kutsal Yazı'da şöyle deniyor:

"İşte, Siyon'a bir taş, seçkin, değerli bir köşe taşı koyuyorum. O'na iman eden hiç utandırılmayacak.” İman eden sizler için bu taş değerlidir. Ama imansızlar için, "Yapıcıların reddettiği taş köşenin baş taşı, sürçme taşı ve tökezleme kayası oldu." İmansızlar Tanrı'nın sözünü dinlemedikleri için sürçerler.” (1. Petrus 2: 4-8, İncil)

İsa Mesih’in yukarıda mesel yoluyla betimlenmesinde, yenilmez kudreti ve sonsuz kalıcılığının altını çizmek ve kendisini izleyenlere koruma ve güvenlik kaynaklarının O olduğunu öğretmek için İsa Mesih’e taş deniyor. Üzerine bina edildikleri temel O’dur. Ayrıca, bütün düşmanlarına karşı sürçme taşıdır. Bu taşı koyanın insan değil, Tanrı olduğuna dikkat edin.

Köşetaşı dünyada belli bir coğrafi yerine mi konuyor? Yukarıdaki ayeti okuduğunuzda böyle düşünebilirsiniz. Fakat İsa’nın bağ benzetmesinde sözünü ettiği ‘ulus’un doğasında sınır yoktur ve siyasal değildir. Yeruşalim’de ya da başka bir yerde belli bir binanın köşetaşı olan fiziksel bir taştan söz etmiyor. İsa, anlattığı benzetmeyi yorumladığında neyi düşünüyordu?

12 image4774 cross 45“Tanrı'nın Egemenliği sizden alınacak ve bunun ürünlerini yetiştiren bir ulusa verilecek. Bu taşın üzerine düşen, paramparça olacak; taş da kimin üzerine düşerse, onu ezip toz edecek.”

3. kanıt metne göre, İsa’nın sözünü ettiği ulusun coğrafi bir merkezi ve sınırları varmış gibi görünüyor. Öyleyse bu benim söylediğimle çelişirdi. ‘Köşetaşının Siyon’da olması’ ne demektir? Siyon, Yeruşalim’de bir bölgedir. Daha sonraları Siyon’un Tapınağın üzerinde durduğu tepe olduğu söylenmiştir. Bu söz, Yeruşalim’le ilgili sembolik bir sözdür. Müjde, bu kentten yayılmaya başladı. “Çünkü yasa Siyon'dan, RAB'bin sözü Yeruşalim'den çıkacak.” (Yeşaya 2: 3, Eski Antlaşma). “Şöyle yazılmıştır: Mesih acı çekecek ve üçüncü gün ölümden dirilecek; günahların bağışlanması için tövbe çağrısı da Yeruşalim'den başlayarak bütün uluslara O'nun adıyla duyurulacak.” (Luka 24: 47, İncil). İsa, coğrafi olarak tanımlanmış, siyasal sınırları olan bir ulustan söz etmiyor. İsa’ya ölüm cezası mı verse yoksa Yahudi liderlerinin İsa’nın ölmeyi hak ettiğine ilişkin iddiasını red mi etse diye düşünen Roma Valisi’ne İsa şöyle dedi;

“İsa, "Benim krallığım bu dünyadan değildir" diye karşılık verdi. "Krallığım bu dünyadan olsaydı, yandaşlarım, Yahudi yetkililere teslim edilmemem için savaşırlardı. Oysa benim krallığım buradan değildir." Pilatus, "Demek sen bir kralsın, öyle mi?" dedi.
İsa, "Kral olduğumu sen söylüyorsun" karşılığını verdi. "Ben gerçeğe tanıklık etmek için doğdum, bunun için dünyaya geldim. Gerçekten yana olan herkes benim sesimi işitir."” (Yuhanna 18: 36-37, İncil)

III.  MUHAMMED İNCİL’DE SÖZÜ EDİLEN BARIŞ YAPICI MI? - “Ne mutlu barışı sağlayanlara! Çünkü onlara Tanrı oğulları denecek.” (Matta 5: 9, İncil)

YANLIŞ ANLAMA – Müslümanlar yaygın bir şekilde bu ayetin Muhammed’i kast ettiğini söylerler. Bu inançlarını İncil’de şu ayete bağlarlar: “Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Barış değil, kılıç getirmeye geldim.” (Matta 10: 34)

İsa’nın Matta 5: 9’da kendisinden söz etmediğini söylüyorlar. Muhammed’in tek seçenek olduğunu söylüyorlar ve bunu ‘İslam’ sözünün esenlik anlamına gelen ‘salam’ sözüyle aynı köke sahip olmasıyla destekliyorlar.

13 image12043 hug peacemaker peace 451. DÜZELTME - Muhammed bu ayette sözü edilen barış yapıcı değildir çünkü İsa barış yapıcılarından (çoğul) söz ediyor. İsa, bir kişiden değil, çok kişiden söz ediyor.

2. DÜZELTME - İsa’nın kendisinden söz etmediği doğrudur ama Müslüman araştırmacıların gösterdiği nedenden ötürü değil. Bu ayet, Dağdaki Vaaz’ın bir parçasıdır. Bu vaazın İncil’in başlarında yer alması bir rastlantı değildir. Yeri, önemine işaret ediyor. İsa bu vaazda, kendisini izleyenlerden beklenen karakter ve davranışları özetliyor.

İsa, o sırada öğrencileriyle konuşuyordu. Bunu bölümdeki ilk iki ayette görebiliyorsunuz: “İsa kalabalıkları görünce dağa çıktı. Oturunca öğrencileri yanına geldi. İsa konuşmaya başlayıp onlara şunları öğretti...” (Matta 5:1-2, İncil). Öyle bir zaman gelecekti ki öğrencileri O’na sırtlarını dönüp, artık O’nu izlemeyecekti ama kalabalıkların sayısı öğrencilerin sayısını çok artıracaktır. Bu günde, tembel ve ilgisiz olanlar ovada kaldılar. Sadece ruhları uyanmış ve gerçeğe acıkmış olanlar, gölün kıyısından yukarıdaki platoya çıkan dik yokuşu çıkan İsa’yı izleyecektir.

İsa diyor ki, “Ne mutlu barışı sağlayanlara! Çünkü onlara Tanrı oğulları denecek.” Barışı sağlayanlara Tanrı oğulları denecek diyor. Ne var ki, Tanrı oğulları olmalarını sağlayan bu değildir. İnsan ancak İsa Mesih’i Kurtarıcı olarak kabul ederek Tanrı’nın oğlu olabilir.

“O, dünyadaydı, dünya O'nun aracılığıyla var oldu, ama dünya O'nu tanımadı. Kendi yurduna geldi, ama kendi halkı O'nu kabul etmedi. Kendisini kabul edip adına iman edenlerin hepsine Tanrı'nın çocukları olma hakkını verdi. Onlar ne kandan, ne beden ne de insan isteğinden doğdular; tersine, Tanrı'dan doğdular.” (Yuhanna 1:10-13, İncil)