Bu hikayeden ne öğrenebiliriz? Bu kadının iyileşmesinden, iyileştirenin sihirli dokunuşları değil, İsa Mesih’e iman olduğunu görüyoruz. Bugün bizler için etkin olan güç, bir parça kumaşta, özel bir yazıda ya da evimizde kâse içinde sakladığımız belli sayıda boncukta değil, bir Kişi’dedir. Bunların hiçbirine ihtiyacımız yok çünkü bu Kişi bugün yaşıyor. Hikayemizdeki hasta kadın gibi siz de O’na karşılık vermeye karar verirseniz O’nu imanınızın diğer ucunda bulabilirsiniz.
Kirli olan fiziksel durumunun, İsa’nın kirli olan ruhsal durumumuzu ortadan kaldırarak bizi kurtarmasıyla paralellik gösterdiğini de öğreniyoruz. Bu mucize, İsa sayesinde bizler için var olan kurtuluşun ve cennet için hazırlığın örneğidir.
Cennet Güvencesi
Akla gelen diğer bir düşünce şudur; tıp dünyası size bir çare sunamadığında Kutsal Kitap’ın Tanrısı’na iman edin. Zaten iman edilmesi gereken de O’dur. Nitekim başka bir dinin kutsal kitabında değil, ama sadece Kutsal Kitap’ta bulacağınız müjde, cennet güvencesinin iman eden herkese verildiğidir. Bu sizin en çok değer verdiğiniz şey olduğunda, hastalık ya da ölüm yüreğinizde böylesi bir korku oluşturmayacaktır.
İsa iyileştirdiği kadına şöyle dedi, “Esenlikle git.” Esenlik, Kutsal Kitap’a bağlı gerçek imanın sonucudur. İnsanlar geleceği düşündüklerinde, cenazeye katıldıklarında ya da ölümü düşündüklerinde yaşadıkları paniğin tam tersidir.
Son olarak, İncil’deki bu anlatımı okuduğunuzda, umarım İsa’nın bu mucizeyle gösterdiği merhametinden, İsa’nın bütün dünyadaki insanlara tek tek merhamet göstermek için asla fazla meşgul olamayacağını anlamışsınızdır. Bakın İsa ne diyor:
“Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm. Boyunduruğumu yüklenin, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu, alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur.” (Matta 11: 28-29, İncil)