Türkiye’de Hristiyan Olmak Zor mu?
Artık ben de İsa Mesih imanlısıyım! Tanrı’nın sizi kurtarmasını istemişsiniz. Sizi kurtardı mı? Kurtarıcı Tanrımız diyor, Rab'be yakaran herkes kurtulacak. Nasıl oldu? “…iman, haberi duymakla, duymak da Mesih'le ilgili sözün yayılmasıyla olur.” (Romalılar 10:17, İncil). İsa’yla ilgili gerçeği duymakla yeni İsa Mesih imanlısı olup İsa’yı izlemeye başlamışsınız. İsa yeni yaşamınız hakkında ne diyor? “Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz.” (Yuhanna 10:27-28, İncil)
İsa’nın bütün günahlarınızın bedelini ödemesi, İsa’nın sizin yerinize cehenneme gitmesi gibi bir şey olduğuna inanıyorsunuz ve doğru inanıyorsunuz. “Benim yerime ölüp hak ettiğim mahkumiyeti üzerine aldığın için ne kadar teşekkür etsem azdır, İsa. Bugünden itibaren seni izleyenlerden biri olacağım” diye dua ettiniz.
İncil okumak
İncil okuyarak, dua ve İsa’nın diğer öğrencileriyle etkileşim aracılığıyla yaşam boyu sürecek bir değişim ve olgunlaşma yolculuğuna başlayacaksınız. Tabii, İncil’i online olarak okumaya devam edebilirsiniz. Ya da kendi başınıza okumak için bir İncil alabilirsiniz. Yakınınızdaki bir kitapçıya sorabilirsiniz. Eğer İncil satmıyorlarsa, satan bir kitapçıdan sizin için sipariş verip veremeyeceklerini sorun. Bulunduğunuz yerde İncil bulamazsanız, belki daha büyük bir kente giden bir arkadaşınızdan sizin için satın almasını isteyebilirsiniz.
Birkaç web sitesinden ücretsiz İncil isteyebilirsiniz. Örneğin www.kutsalkitap.org/ucretsiz-incil/. Postayla gönderebilirler. Fakat aileniz veya sevdikleriniz postayla İncil almanızdan rahatsız olacak ya da kızacaklarsa bu şekilde yapmayın. İncil’deki bu gerçeği içinde bulunduğunuz durumda etkin kılın:
“Mümkünse, elinizden geldiğince herkesle barış içinde yaşayın.” (Romalılar 12:8, İncil)
Tanrı burada bizlere diğer insanlarla esenlik içinde yaşamanın amacımız olması gerektiğini söylüyor. Ayet, bunun her zaman sağlanamayacağını da üstü kapalı bir şekilde söylüyor, çünkü ‘elinizden geldiğince’ diyor. Bu, bazen bunun mümkün olmadığı anlamına gelir. Yine de, esenliği korumak ve başkalarının kızgınlığını yatıştırmak için elimizden gelenin en iyisini yapmamız gerekir. Postayla İncil istemek evinizde sorun yaratacaksa, yapmayın. Elimizden geldiğince başkalarıyla esenlik içinde yaşamaya çalışmalıyız. Maalesef, bazı insanlarla esenlik içinde yaşamak mümkün değildir. İsa’nın öğrencisi olarak çağrınız, esenliği beslemek için elinizden gelenin en iyisini yapmaktır.
“Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın.” İSA (Yuhanna 14:27, İncil)
Bulunduğunuz yerde bir İncil bulamazsanız veya bir arkadaşınızdan sizin için almasını rica edemezseniz, yakınınızdaki bir postaneden bir posta kutusu kiralayabilirsiniz. O zaman başka bir web sitesinden posta kutunuza ücretsiz bir İncil göndermesini isteyebilirsiniz. Herhangi bir nedenle posta kutusu kiralamanız mümkün değilse, belki evlerine İncil postalanmasında bir sorun görmeyen bir arkadaşınızın evine sipariş verebilirsiniz.
Yeni inancınızı başkalarıyla paylaşmak
Yaşamınızda gerçekleşen değişikliklerden başkalarına ne zaman haber vermelisiniz? Bursa’da yaşayan bir Türk arkadaş Hristiyanlık ve Hristiyanlık’ın merkezinde yer alan İsa Mesih’in iddialarını araştırdı. İncil’i okumaya başladıktan kısa bir süre sonra İsa’nın gerçekten olduğunu söylediği kişi olduğunu fark etti. Bir günahkar olarak O’nun gibi bir Kurtarıcı’ya ihtiyaç duyduğunu anladı. Peki ama bunu dindar Müslüman olan anne babasıyla nasıl açıklayacaktı? Babasıyla ilişkisi her zaman kötüydü. Onun gözünde her zaman hatalı davranan bir çocuktu. Babası ona hep sert davranırdı. Hristiyan olduktan sonra, bunu sevdikleriyle paylaşmadan önce biraz beklemeye karar verdi. Onlara yeni yaşamından söz etmeden önce yeni yaşamını göstermeye karar verdi. Tanrı ona, uzun yıllar boyunca kendisine sert davranmış olan babasına karşı içten bir sevgi verdi. Babasına öncekinden çok daha fazla sevgi, saygı göstermeye başladı. Onun için ve Tanrı’nın kendisine açıkladığı sevgiyi ona gösterebilmesi için dua etti. İki yıl geçti. Artık anne ve babasıyla yaşamının bu kadar büyük bir şekilde neden değiştiğini paylaşmanın zamanı geldiğine inandı. İsa’ya Kurtarıcısı ve Rab’bi olarak iman ettiğini açıkladığında sorun çıkarmadılar. Ne azarladılar ne de tehdit ettiler. Bu nasıl mümkün oldu? Çocukları hizmetkar yüreğe sahip, onları seven bir aile üyesi olmuştu. Yeni imanını fikren kabullenmekte zorlanmışlardı, çünkü hep bunun korkunç bir şey olduğu öğretilmişti onlara ama yaşamında bu kadar olağanüstü bir değişim yarattığını, çocuklarında gözlerinin önünde parlayan Tanrı’nın sevgisini gördükçe öğrendikleri şeylerin aslında gerçek olmadığını düşünmeye başlamışlardı.
İmanımızı açıkladığımızda aldığımız tepkiler bazen kişisel olmayabilir. Toplumun yarattığı korku ve önyargılar özellikle yakınlarımızın koruma içgüdüsünü harekete geçirebiliyor. Bizi sevmedikleri ve nefret ettiklerini düşündüğümüzde, onların açısından aslında tam tersi söz konusu olabilir. Bu nedenle anlayışlı olmaya çalışmalıyız. Öncelikle Bursalı arkadaşımız gibi yaşamımızın değişimi bizim adımıza çok önemli bir fark yaratacaktır. Hatta bazen sözlerimizin yapabildiğinin çok ötesinde. Bu nedenle konuyu bir nefret sorunu olarak görmeden önce insanların sizi anlamasına yardım edin.
İsa Mesih’e yeni iman ettiğimizde sıklıkla düştüğümüz bir hata var: Tanrı’yla capcanlı, birebir bir ilişkiye yeni kavuşmuş kişiler olarak, sahip olduğumuz bu sevinç ve deneyimle insanları aynı deneyime zorluyoruz. O kadar büyük bir sevinç ve heyecana sahip oluyoruz ki, başkalarının da bu olağanüstü yaşamın bir parçası olmasını istiyoruz. Sevdiklerimizin ve ailemizin inancımızı hemen kabul etmelerini istiyoruz! Oysa kendimiz de İsa Mesih’e böyle iman etmedik, öyle değil mi? Bir anda olmadı. Hristiyanlık hakkında okuduk. İncil’i okuduk. Hristiyanlık inancıyla ilgili pek çok yanlış düşüncemiz ve hali hazırda yargılarımız vardı ve bunları çözmemiz gerekti. Bize öğretilen inancın Tanrı’nın gerçekleriyle örtüşmediğini anlamamız ve kabul etmemiz zaman aldı, başkaları tarafından yanlış anlaşılma düşüncesiyle mücadele ettik. Hatta bazılarımız tam karşı saflardan bu noktaya geldik ve bu süreçte Hristiyan düşünce inancına karşı olmanın duygusal anlamını iyi biliyoruz. İman ettikten sonra ilk odaklanmamız gereken nokta kendi iman sürecimizdir. Mesih’i tanımak, ileteceğimiz müjdeyi iyi anlamak ve karakterimizin değişimi için (sert bir engelimiz yoksa) kilise ailesi içinde bulunmak gibi adımları atmalıyız. İmanı paylaşmak mutlaka yaşamımızın bir parçası olmalıdır ama hikmetsizce yapıldığında kimse için yararlı sonuçları olmayacaktır.
Yeni inancınızı başkalarıyla hemen paylaşmalı mısınız? Paylaşmamanız gerektiğini söylemiyorum ama acele etmeyin. Sizin yerinizde olsam önce Tanrı’nın yönlendirişi için dua ederdim.
“Hiç kaygılanmayın; her konudaki dileklerinizi, Tanrı'ya dua edip yalvararak şükranla bildirin. O zaman Tanrı'nın her kavrayışı aşan esenliği Mesih İsa aracılığıyla yüreklerinizi ve düşüncelerinizi koruyacaktır.” (Filipililer 4:6-7, İncil)
Etkin ve Gücendirmeden Yanıt Verebilmek İçin Zaman Ayırmak
Rab İsa inançlarınızı herhangi biriyle paylaşmadan önce imanda gelişmenize ve daha fazla şey öğrenmenize yardım etmek isteyebilir. İsa’ya olan yeni inancınızı hemen başkalarıyla paylaşmak isterseniz yanıtlamanız zor olan bazı sorularla karşılaşabilirsiniz. Ailenizin ve arkadaşlarınızın soracağı sorulara tatmin edici yanıtlar mutlaka vardır. Ne var ki, onların itirazlarına etkin ve onları gücendirmeden yanıt verebilmek için zaman ayırıp biraz çalışmanız gerekir. Bursa’daki kardeş gibi İsa’nın yeni bir öğrencisi olarak hayatınıza başlamak bilgece olacaktır. Bu kardeş, İncil’deki şu ayetleri kendine rehber aldı:
“Mesih'i Rab olarak yüreklerinizde kutsayın. İçinizdeki umudun nedenini soran herkese uygun bir yanıt vermeye her zaman hazır olun. Yalnız bunu yumuşak huyla, saygıyla yapın. Vicdanınızı temiz tutun. Öyle ki, Mesih'e ait olarak sürdürdüğünüz olumlu yaşamı kınayanlar size ettikleri iftiradan utansınlar.” (1. Petrus 3:15-16, İncil)
İlk olarak, İsa’yı yaşamının Rab’bi (Efendisi, Egemeni) yapması gerektiğini gördü. Hayatta ne gibi bir durumla karşılaşırsa karşılaşsın düşüncelerinin odağının İsa olması gerekiyordu. Bunun İncil’de başka bir ayette net bir şekilde açıklandığını görüyoruz:
“Evet, Mesih herkes için öldü. Öyle ki, yaşayanlar artık kendileri için değil, kendileri uğruna ölüp dirilen Mesih için yaşasınlar.” (2. Korintliler 5:15, İncil)
Bu yeni imanlı da bu ayetlerdeki sırayı izledi. Birincisi, İsa’yı hayatının Rab’bi yaptı. İkincisi, imanı hakkında öğrenmeye başladı ki, insanların sorularını yanıtlayabilsin. Çevresindekilere ders verir gibi olmaması gerektiğini, önce onların soru sormalarını beklemesi gerektiğini anladı. Soru sorduklarındaysa, yumuşak huylu ve saygılı bir şekilde karşılık vermesi gerekiyordu. Hristiyanlık bir dinin dogmatik kurallarını takip etmek demek değildir. Bu nedenle eğer değişen bir yaşamın tanıklığı yoksa inancımız henüz ya çok taze ya da iyileşmesi gereken bir süreci yaşıyordur. İsa Mesih değiştirir ve bu değişim insanlara yönelen ilk çağrımızdır. Bu çağrıyı besleyen değerse Tanrı Sözü olan Kutsal Kitap’tır.
Rab İsam…
Yeni yaşamınız nihai olarak başkalarını çekecek ve yaşamınızda gördükleri değişikliklerin nedenini bilmeyi isteyeceklerdir. Nihai olarak, sordukları sorulara tatmin edici yanıtlar vermeniz gerekecek ama karşınıza çıkacak olan bu tsunami dolusu soru ve eleştiriler için kaygılanmayın. Yaşayan Rab İsa size yardım edecektir. Yeni yaşamınızı O’nunla paydaşlık ederek yaşamanız gerekiyor. İlk öğrencilerine ne dediğine bakın. Hepimizle ilişkisinin temeli hala buradadır. Tanrı’ya haftada defalarca, ‘Rab İsa bunu yapamıyorum!’ diyip ağlamanız kabul edilebilir mi? Evet ama bunun gibi çaresizlik duygusu veya korku karşısında ‘Rab İsa, bana bunu yapmak için yardım eder misin?’ diye dua edin.
“Ben gerçek asmayım ve Babam bağcıdır. Bende meyve vermeyen her çubuğu kesip atar, meyve veren her çubuğu ise daha çok meyve versin diye budayıp temizler. Size söylediğim sözle siz şimdiden temizsiniz. Bende kalın, ben de sizde kalayım. Çubuk asmada kalmazsa kendiliğinden meyve veremez. Bunun gibi, siz de bende kalmazsanız meyve veremezsiniz. Ben asmayım, siz çubuklarsınız. Bende kalan ve benim kendisinde kaldığım kişi çok meyve verir. Bensiz hiçbir şey yapamazsınız. Bir kimse bende kalmazsa, çubuk gibi dışarı atılır ve kurur. Böylelerini toplar, ateşe atıp yakarlar. Eğer bende kalırsanız ve sözlerim sizde kalırsa, ne isterseniz dileyin, size verilecektir. Babam çok meyve vermenizle yüceltilir. Böylelikle öğrencilerim olursunuz.” İSA (Yuhanna 15:1-8, İncil)
Yaşadığınız yerde İsa’ya iman eden biri gibi yaşayamayacağınız konusunda kaygılanmayın. Gerçek şu ki, yaşayamazsınız. Rab İsa bunu yapmanızı istemiyor. En azından tek başınıza bunu yapmanızı beklemiyor. Yukarıdaki ayetlerde ne diyor? “Bensiz hiçbir şey yapamazsınız.” Yeni yaşamınızı yaşamanıza yardım etmek istiyor. Size öğretecek, rehberlik edecek ve sizi rahatlatacak. Bu nedenle asma ve çubuklar arasındaki ilişkiyle ilgili bu örneği verdi. Asma çubuklara yaşam veren özsuyu sağlar. Rab İsa’yı izlerken büyümek ve meyve vermek için gereken her şeyin sürekli olarak O’ndan size aktığını deneyim edeceksiniz.
Yeni imanınızı nasıl paylaştığınıza dikkat edin. İnsanların sizi küçümsemesi veya yanıtlayamayacağınız sorular sorması önemli değildir. Tanrı’nın ne yapmanızı istediğini unutmayın. “Yalnız bunu yumuşak huyla, saygıyla yapın.” Davranışlarınız sözlerinizden daha yüksek sesle duyulur. İnsanların İsa’ya yeni inancınızı küçümsedikleri zamanlar olacaktır. Onların hatırlayacağı ne olacak? Sinirli yanıtınız? Öfkeli bir sözünüz? Hayır. Yanıtı verdikten uzun bir süre sonra anımsayacakları, sizin alçakgönüllülüğünüz ve nezaketiniz olacaktır.
Bana İsa’ya ihtiyacım olduğunu söyleyen ilk kişiye gösterdiğim tepkiyi hatırlıyorum. Ona gülmüştüm! Bu nedenle, biri bana güldüğünde veya inancımı küçümsemeye çalıştığında ne düşündüklerini biliyorum. Ben de onların yerindeydim bir zamanlar. Onları anlıyorum. Birinin Hristiyanlık’a itiraz ettiğini duyduğunuzda, bu, onların inancınızı yanlış anladıklarını gösterir. Unutmayın, siz de bir zamanlar karşı çıkmıştınız. Kimseye kızmayın. Tahttaki Rab İsa’ya hemen dua edin: ‘Rab, bu insana karşı senin sevginden istiyorum. Onları senin gibi sevmeme yardım et.’
Öncelikle inancınızı ifade etmenin ya da savunmanın yollarından biri kesinlikle saldırgan veya öfkeli bir tavır sergilemek değildir. Tabi ki öfkelenmeniz mümkündür ancak bunu kurduğumuz ilişkilerde bir hitap yöntemi olarak benimsememek çok önemlidir. İnsanın inancının alaya alınmasının ağır olduğunu biliyorum. Bazen kişisel saldırıları bile hazmedebiliyoruz ancak inancımız konusunda daha hassas davranıyoruz. Ancak unutmayın ki bizim inancımızın Babası, Her Şeye Hakim Olan Tanrı’dır. Kontrol ondadır ve biz O’nun hikmetine güvenmeliyiz. Bizi aşağılayan, inancımıza hakaret eden kişiler için dua etmeliyiz.
“Kötülüğe yenilme, kötülüğü iyilikle yen.” (Romalılar 12:21, İncil)
Bu web sitesindeki SSS’ları okurken not almak için bir defter almanızı öneririm. Hristiyanlık’la ilgili itirazlara yanıt vermeniz için bunları kullanın. Hristiyan inancıyla ilgili kendi itirazlarınızı hatırlarsınız. Başkalarının itirazlarına nasıl yardımcı olabileceğinizi öğrenin. Biri size yanıtını bilmediğiniz bir soru sorarsa, o kişiyi hayalkırıklığına uğratmışsınız gibi hissetmeyin. Ayrıca, Rab’bi hayalkırıklığına uğrattığınızı düşünmeyin. Soruyu soran kişiye bu sorunun yanıtına o anda karşılık veremeyeceğinizi, ama yanıtı bulmak için elinizden gelenin en iyisini yapacağınızı söyleyin. Konu hakkında konuşmak için yine biraraya gelmeyi isteyip istemediklerini sorun.