Türkiye’de Hristiyan Olmak Zor mu? [Bakış Açısı] 3
Ayartmalar
Hayatınızda ayartmalarla mücadele ediyorsanız bu ayetlerden teşvik alın. Dua ederken Rab’be bu ayetlerle yaklaşın ve karşılaştığınız ayartmalarda size yardımcı olmasını isteyin. Özellikle yeni imanlılar için en çetrefilli konulardan biridir çünkü bu ayartmalar Şeytan’ın kirli oyunlarıdır ve genelde öyle görünmezler. Size günah işlemeniz için haklı sebepler verirler, kötü hissetmemenizi ve gerekli olduğunu kulağınıza fısıldarlar. Yalanla birlikte gelirler ve yıkım getirdikten sonra tek bir suçlu vardır: SİZ! Elbette günah işlediğiniz veya ayartıya düştüğünüz için Tanrı sizden vazgeçmez. Ama Şeytan sizi hem teşvik eder hem de sizi reddedilmiş olduğunuza ikna etmek ister. Bu konuda ayık olmak gerekir. Aşırı özgüven veya duyarsızlık yanlıştır. Hata yapmamak için uyanık kalmalıyız. Bununla birlikte aşırı hassasiyette odaklandığımız noktayı çarpıtır. Biz Tanrı Sözü’ne güvenerek Şeytan karşısında zaferli olduğumuzu ilan edebiliriz ancak günah konusunda ki zayıflıklarımızı da inkar etmemeliyiz.
“Herkesin karşılaştığı denemelerden başka denemelerle karşılaşmadınız. Tanrım güvenilirdir, gücünüzü aşan biçimde denenmenize izin vermez. Dayanabilmeniz için denemeyle birlikte çıkış yolunu da sağlayacaktır.” (1.Korintliler 10:13, İncil)
“Ayartılan kişi, "Tanrı beni ayartıyor" demesin. Çünkü Tanrı kötülükle ayartılmadığı gibi kendisi de kimseyi ayartmaz.” (Yakup 1:13, İncil)
“Çünkü Tanrı'nın bütün insanlara kurtuluş sağlayan lütfu ortaya çıkmıştır. Bu lütuf, tanrısızlığı ve dünyasal arzuları reddedip şimdiki çağda sağduyulu, doğru, Tanrı yoluna yaraşır bir yaşam sürebilmemiz için bizi eğitiyor. Bu arada, mübarek umudumuzun gerçekleşmesini, ulu Tanrı ve Kurtarıcımız İsa Mesih'in yücelik içinde gelmesini bekliyoruz.” (Titus 2:11-13, İncil)
“Bunun için Tanrı'ya bağımlı olun. İblis'e karşı direnin, sizden kaçacaktır.” (Yakup 4:7, İncil)
“Ayık ve uyanık olun. Düşmanınız İblis kükreyen aslan gibi yutacak birini arayarak dolaşıyor. Dünyanın her yerindeki kardeşlerinizin de aynı acıları çektiğini bilerek imanda sarsılmadan İblis'e karşı direnin. Sizleri Mesih'te sonsuz yüceliğine çağıran ve bütün lütfun kaynağı olan Tanrı'nın kendisi kısa bir süre acı çekmenizden sonra sizi yetkinleştirip pekiştirecek, güçlendirip temellendirecektir.” (1. Petrus 5:8-10, İncil)
“Günah size egemen olmayacaktır. Çünkü Kutsal Yasa'nın yönetimi altında değil, Tanrı'nın lütfu altındasınız.” (Romalılar 6:14, İncil)
“Beni güçlendirenin aracılığıyla her şeyi yapabilirim.” (Filipililer 4:13, İncil)
Dua ederken Tanrı’ya karşı karşıya olduğunuz denenmeleri anlatabilirsiniz. Tanrı’nın sözünde, kaldırabileceğinizden daha fazla ayartmalarla karşılaşmayacağınızı vaat ettiğini hatırlatın. Bu vaat için O’na şükredin ve Tanrı’dan bu vaadi hayatınızda güçlü bir şekilde etkin hale getirmesini isteyin. Tanrı’dan ne zaman bu ayartmayla karşılaşsanız buna karşı durabilmek için gücünü isteyin. Sözü, denenmeden çıkış yolunu da sağladığını söylediği için şükredin. Denendiğiniz zaman o koşullar içinden çıkmak için Rab’bin size bilgelik ve cesaret vermesini ve çıkış yolunu açıkça görmenizi sağlamasını dileyin. Tanrı’ya sadık bir kurtarıcı olduğu için hamd edin ve ihtiyaç anında O’nun yardımına güvenebileceğinizi söyleyin.
Daha önce söylediğim gibi, Kutsal Kitap’a ‘sonsuz yaşamdan’ söz edildiğini gördüğünüzde, bu ifade cennette sonsuza dek sürecek yaşamı kast etmektedir. ‘Sonsuz ölümün’ tam tersidir. Bu Tanrı’dan sonsuza dek ayrı düşmek olacaktır. İnsanların cehennemde yaşayacağı yaşam işte böyle bir şeydir. ‘Sonsuz yaşamınız’ varsa, Tanrı’yla sonsuza dek sürecek bir yaşama sahipsiniz demektir. Şu an sahip olduğunuz bir şeydir. Bir yere kadar şu anda bunu yaşamaya başlarsınız, cennete götürüldüğünüz zaman ise doluluğunu yaşarsınız.
Bunu söylemek istiyorum, çünkü ölümden sonra yaşama ve insanların sonsuza dek bir yerlerde - cennet ya da cehennem - yaşayacağına inandığınızı biliyorum. Herkesin sonsuz yaşamı var mıdır? Hayır, Kutsal Kitap’ta Tanrı’nın açıkladığına göre yoktur. Örneğin, İsa şöyle dedi: “Bunlar sonsuz azaba, doğrular ise sonsuz yaşama gidecekler.” (Matta 25:46, İncil). Cehennemdekilerin cezası cennettekilerin sevinci kadar sürecek; fakat cehennemdeki yaşamı ‘sonsuz yaşam’ olarak tanımlayamayız. Onlar için ‘sonsuz cehennem’ olacaktır.
İsa’yı Rabbimiz ve Kurtarıcımız olarak kabul etmeden önce bizi tanıyanların tepkileri farklı farklı olacaktır. Artık aynı değerleri paylaşmadığımız için bazı arkadaşlarımızı kaybedebiliriz. Artık eskiden birlikte yaptığımız ahlaksız şeyler yapmadığımız için eski arkadaşlarımız bize kızabilirler. Tabii ki sorun yaratan biri olmak istemeyiz. Fakat arkadaşlarımız ya da akrabalarımızla imanımız nedeniyle sorunlar yaşayabiliriz. Ailemiz bizi tuhaf, fanatik ve hatta ulusa ve halkımıza ihanet eden bir hain olarak görebilir. Genel olarak bize ve bu habere karşı gösterdikleri ilk tepki zamanla yumuşayacaktır. Karşı çıkmalarına sözlü çıkışlarla karşılık vererek durumu daha da kötüleştirmeyin.
Çoğunluğun Müslüman olduğu bir ülkede, İsa’ya iman eden kişiler olarak yanlış anlaşıldığımızı hissederiz ve bu son derece acı verici bir histir. İmanımız nedeniyle yanlış anlaşılmalar olduğunda bunu normal karşılamayı öğrensek de üzülürüz. Gerçekleri bütün yönleriyle bilmeden, söyleyeceklerinize bile kulak vermeden ailenizin sizi yargılaması son derece üzücüdür. İsa Mesih’i izleyen kişiler, yanlış anlaşılmanın İsa’nın dünyadayken yaşadığı en zor denenmelerden biri olduğunu bilirler.
İnsan reddedilmeyi nasıl iyi bir şekilde karşılayabilir? İlk olarak, İsa’nın nasıl üstesinden geldiğine bakalım. Dünyadaki yolculuğunuz boyunca birlikte yürüyeceğiniz ve konuşacağınız O’dur. İşte, Zebur’da İsa’nın bizim yerine çekeceklerini önceden bildiren ayetler:
“İnsanlarca hor görüldü. Yapayalnız bırakıldı. Acılar adamıydı. Hastalığı yakından tanıdı. İnsanların yüz çevirdiği biri gibi hor görüldü. O’na değer vermedik. Aslında hastalıklarımızı o üstlendi. Acılarımızı o yüklendi. Bizse Tanrı tarafından cezalandırıldığını vurulup ezildiğini sandık. Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi. Bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti. Esenliğimiz için gerekli olan ceza O’na verildi. Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk. Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık. Her birimiz kendi yoluna döndü. Yine de RAB hepimizin cezasını ona yükledi. O baskı görüp eziyet çektiyse de ağzını açmadı. Kesime götürülen kuzu gibi, Kırkıcıların önünde sessizce duran koyun gibi açmadı ağzını.” (Yeşaya 53:3-7, Zebur)
İsa’ya yüklenen çirkin günah yumağından söz ettiğimi hatırlıyor musunuz? Bu yumak ve İsa’nın çarmıha gerilmesiyle ilgili peygamberliği okudunuz. Bu ayetlerin yazarı, İsa’nın dünyaya gelmesinden yedi yüz yıl önce yaşamış olan Yeşaya peygamberdir. Bütün bunları bizim için yaptı. Kurtarıcınızı, siz cehenneme gitmeyin diye yüklendiği cehennemi düşündüğünüz zaman, sevdikleriniz tarafından bağırılmanın ya da azarlanmanın acısı biraz olsun hafifleyebilir. En azından sıkıntılarınızı doğru bakış açısıyla görmenizi sağlar.
İsa kesin ve nihai bir reddedilme yaşadı. İsa’ya iman ettiğinizi öğrendiklerinde ailenizin göstereceği tepkiyi düşünürken, bir zamanlar kendisine ‘Acıların Adamı’ denildiğini hatırlayın. Size ‘gavur’ diyen ya da başka aşağılayıcı sözler eden sevdiklerinize karşı tepki vermeyi düşünürken, İsa’yı hatırlayın, “O baskı görüp eziyet çektiyse de ağzını açmadı”. Anne babanıza imanınızı açıklamadan çok önce duayla Rab İsa’dan sevdiklerinizi işitecekleri için hazırlamasını isteyin. Yüreğinizi hazırlamasını ve size esenlik vermesini isteyin. İşte Kurtarıcınızın karşılığı böyle olacaktır:
“… zayıflıklarımızda bize yakınlık duyamayan biri değildir. Tersine, her alanda bizim gibi denenmiş, ama günah işlememiştir. Onun için Tanrı'nın lütuf tahtına cesaretle yaklaşalım; öyle ki, yardım gereksindiğimizde merhamet görelim ve lütuf bulalım.” (İbraniler 4:15-16, İncil)
Şu an olduğunuz yerden cennete giden yolculuğunuzda Egemen Olan’ın bu yolculuk için ihtiyaç duyduğunuz her şeyi vereceğinden emin olabilirsiniz. Buna İsa’ya iman ettiğinizi anne babanızla paylaşacağınız gün de dahildir. “Tanrım da her ihtiyacınızı kendi zenginliğiyle Mesih İsa'da görkemli bir biçimde karşılayacaktır.” (Filipililer 4:19, İncil)
Anne babanızın yerinde olsam ve İsa’ya iman ettiğinizi duysam, ben de büyük bir olay yaratırdım! Neden mi? İlk olarak, Papa’ya bağlı olduğunuzu, Bakire Meryem’e tapmaya başladığınızı ve değiştirilmiş bir din kitabına inandığınızı düşünürdüm! Anne ve babanızın kaygı duyması için bunlar yeterince önemli kaygılar mı? Öyle olurdu, eğer kaygılarında haklı olsalardı. Ne var ki kaygıları yersizdir, ancak çoğunlukla sizin araştırmalar yaparak geçtiğiniz bu yoldan onlar henüz geçmemişlerdir ve gerçekte neye inandığınızla ilgili bilgileri kısıtlı ve önyargılıdır. Ailenizin bu konuda neden bu kadar duygusal davrandığını anlamaya çalışın.
Zamanı geldiğinde yeni yaşantınızdan söz etmek isteyeceksiniz ama önce konuşmak için izin isteyin. Unutmayın, duyguları son derece hassas! Şöyle bir şey söyleyebilirsiniz: ‘Anne, baba, inanın ki şimdiye kadar TV’de gördüklerimizden veya kulaktan dolma bilgilerle öğrendiklerimizden çok farklı her şey…’ Sonra İNANMADIĞINIZ, eskiden sizin de yanlış olarak öğrendiğiniz konulardan söz edebilirsiniz. Neye inandığınızı anlatmadan önce bunu yapmanızda fayda var, çünkü düşmanlıkları ve öfkeleri Hristiyanlık inancıyla ilgili pek çok yanlış anlamadan kaynaklanmaktadır. Benim tahminim, evdeki ortam bir süre için o kadar gergin olacaktır ki size yeni imanınız hakkında pek bir şey söyleme fırsatı verilmeyecektir. “2. Adım”a yeniden bakın ve Bursa’daki imanlının ailesine İsa’ya yeni imanından söz ederken izlediği yolu yeniden okuyun.
Ne yapmaya karar verirseniz verin, tek başınıza yapmayın. Kendi gücünüzle halletmeye çalışmayın. Rab İsa’yla ilişkinizin, çubuğun asmayla ilişkisi gibi olduğunu unutmayın. Rab İsa’ya, ailenize tanıklık etmenizin olanaksız bir işmiş gibi göründüğünü itiraf edebilirsiniz. ‘Rab İsa, bunu yapamıyorum!’ diye O’na yakarabilirsiniz. Ama sonra, ‘Rab İsa, bunu yapmama yardım eder misin?’ dediğinizi de duysun.
Çoğumuz kendi kararlarımızın kötü sonuçlarına katlanmak zorunda kalıyoruz ve bazen bu Tanrı’yla ilişkimizi bozuyor. Ona kızgın olduğumuzu hissediyoruz ve Şeytan’ın kullanmayı en sevdiği duygulardan biri güçlü bir şekilde ortaya çıkıyor. Ben yalnızım! Oysa bu sizin tercihinizdir. Tanrı sizin yalnız kalmanızı veya yanlış kararlar vermenizi istemiyor.
Daha önce Zebur’da İsa’nın çektiği acılarla ilgili peygamberliksel bir bölüme bakmıştık. Bu bölümdeki bir ayete yeniden bakmak istiyorum: “Aslında hastalıklarımızı o üstlendi. Acılarımızı o yüklendi.” Rab İsa bu dünyada yaşarken iyileştirme, şifa verme hizmetini yerine getirdi. Bu web sitemizde, İsa’nın halk arasındaki hizmetini ele aldığımız büyük bir bölüme yer verdik. Bu bölümün adı “İsa’nın Duyguları”. İsa hastaları iyileştirdi, felçlilerin yürümesini sağladı, körlerin gözlerini açtı, ölüleri diriltti ve çok daha fazlasını yaptı. Cennete gittiği halde, insanlara bu gibi bereketler sunmaya devam etmektedir. Fiziksel, ruhsal ve duygusal acılarımıza dokunup hala iyileştirir, çünkü dirilmiştir, dirilmiş halde göklere yükselmiştir, Baba’nın yanında yüce yerini almıştır. Diğer insanların sizi reddetmesinin O’nu etkilediğinden kuşkunuz olmasın. O da bunları yaşadı.
“Kendisi denenip acı çektiği için denenenlere yardım edebilir.” (İbraniler 2:18, İncil)
Kısacası, Rab İsa neye ihtiyacınız olduğunu biliyor. Sevilmediğinizi, reddedildiğinizi hissettiğiniz zaman birinin sizi iyice anladığından ve sizinle ilgilendiğinden emin olmalısınız. Rab İsa anlıyor ve önemsiyor. Dua ederek ve İncil’i okuyarak O’nunla ilişkinizi sürdürün.
Günah işlediğiniz zaman bu, cennetteki yerinizi kaybettiğiniz ya da Tanrı’yla ilişkinizin bozulduğu anlamına mı geliyor? Oğullarını seven ve onun için ölmekte tereddüt etmeyecek anne baba olarak, çamur içinde ve ıslak olarak kapıda belirdiğinde oğlumuzu geri çevirdik mi? Söz konusu bile olamaz! Onu kirleten çamur değil de, günah olsaydı kapıyı yüzüne kapatır mıydık? Hayır, çocuklarımızın başı dertte olduğu zaman bize en çok ihtiyaç duydukları zamandır. Tanrı’yla birebir, etkileşim içinde bir ilişkiye kavuşmuş ebeveynler olarak günah işleyen gençlere nasıl yaklaşmalıyız? Tanrı içinde bizim gerçeğimiz budur. Ne olursa olsun, Tanrı’nın kabul edilmiş halkı olarak değerimiz aynıdır. Günahın sonuçlarına katlanır bazen uzun süren acılar çekeriz ama kurtuluşumuz değişmez. Tanrı’nın sevgisi değişmez.
“Birbirinize karşı iyi yürekli, şefkatli olun. Tanrı sizi Mesih'te bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın.” (Efesliler 4:32, İncil)
Kuşkusuz, Tanrı’nın Rabbimiz İsa Mesih’te bulunan iyilik ve sevgisini görmemiş olanlar, bizim gibi bağışlayıp unutamazlar. İsa’da sahip olduğumuz bağışlama sonsuzdur, çünkü çarmıhta gerçekleştiği kurtuluş sonsuzdur. Cennette sonsuz yaşam güvencesini sağlayan eylem, İsa’nın yerinize ölmüş olmasıdır. Kendi iyiliklerimize, erdemlerimize veya duygularımıza dayanamayız! Bunlar en küçük şeylerden, örneğin grip olmak gibi, etkilenebilir! Tanrı’nın günahlarımız hakkında söylediklerine bakın:
“Onların günahlarını ve suçlarını artık anmayacağım." Bunların bağışlanması durumunda artık günah için sunuya gerek yoktur.” (İbraniler 10:17-18, İncil)
Tamamlandı!
“Daha sonra İsa, her şeyin artık tamamlandığını bilerek Kutsal Yazı yerine gelsin diye, “Susadım!” dedi. Orada ekşi şarap dolu bir kap vardı. Şaraba batırılmış bir süngeri mercanköşk dalına takarak O'nun ağzına uzattılar. İsa şarabı tadınca, “Tamamlandı!” dedi ve başını eğerek ruhunu teslim etti.” (Yuhanna 19:28-30, İncil)
Tanrı günahlarınızın ve bunların sonsuzluğa dayanan sonuçlarının getirdiği yükü çoktan halletmiştir. Fakat günlük yaşamınızda günah işlerseniz, arınmak için itiraf etmeniz gereklidir. Bu arınmanın amacı Tanrı’yla paydaşlığınızı onarmaktır; benliği günahla beslemek ve bunu büyüterek, Tanrı’dan kaçınarak kötülüğü körüklememektir; Şeytan’ın bizi kendine tutsak kılmak için bizi düşürdüğü durumdan çıkarmaya her zaman hazır bekleyen Tanrı’ya sahip olduğumuzu bir kere daha hatırlamak ve bundan minnet duymaktır; bizi kendiyle birleştirme, kendi yüceliğine dönüştürme uğruna can vermiş Tanrı’yla aramızdaki bu bağı bozmamak uğruna bizim de kendi yüreğimizi alçaltarak ona yaklaşabilmenin sevincini yaşayabilme ayrıcalığına sahip olduğumuzu yeniden görmektir. Tanrı’yla aranızdaki o aşılmaz engel, günah engeli İsa’nın sizin günahlarınızı üstlenerek ölmesiyle kalkmıştır. Tanrı kendisiyle yeni ve asla son bulmayan bir ilişkiye sahip olmanızı sağlamıştır. Bunu hiçbir şey değiştiremez.
“Tanrı şöyle dedi: "Seni asla terk etmeyeceğim. Seni asla yüzüstü bırakmayacağım."” (İbraniler 13:5, İncil)
İsa’ya ilk iman ettiğimizde her şeyin harika olacağını ve bütün sorunlarımızın hemen çözüleceğini düşünürüz. Gerçekten de hayatta karşılaşacağınız en önemli sorun çözülmüştür: Sonsuz kaderiniz ve günah nedeniyle zarar görmüş Tanrı’yla ilişkiniz düzelmiştir. Tanrı’ya, Rabbimiz İsa Mesih’te gösterdiği sevgi için yeterince teşekkür etmemiz mümkün değildir. Bunun sevinciyle, hayattaki diğer her şeyin de bundan sonra harika olacağını düşünürüz. Ne var ki, günahkar bir dünyada yaşadığımız sürece bu mümkün değildir. Hayatımızda daha birçok sorun, karışıklık ve kargaşayla karşılaşacağız. Bakın İsa ne diyor: “Bunları size, bende esenliğiniz olsun diye söyledim. Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!” (Yuhanna 16:33, İncil)
İsa’ya iman ettiğimizde, artık dünyada esenlik bulabileceğimizi düşünürüz. İsa bunu söylemedi. Hatta tam tersi, yeni yaşam biçimimizden ve yaşam nedenimizden ötürü her türlü karşı koymayla karşılaşacağız. Peki esenliği nerede bulacağız? İsa’da! Esenliği yanlış yerde aramayalım. Bize esenlik verecek olan koşullar değildir. Esenliğimizi güvence altına alan İsa’dır.
“Çünkü Tanrı bütün doluluğunun O'nda bulunmasını uygun gördü. Mesih'in çarmıhta akıtılan kanı aracılığıyla esenliği sağlamış olarak yerdeki ve gökteki her şeyi O'nun aracılığıyla kendisiyle barıştırmaya razı oldu. Yaptığınız kötülükler yüzünden bir zamanlar düşüncelerinizde Tanrı'ya yabancı ve düşmandınız. Şimdiyse Mesih sizi Tanrı'nın önüne kutsal, lekesiz ve kusursuz olarak çıkarmak için öz bedeninin ölümü sayesinde sizi Tanrı'yla barıştırdı.” (Koloseliler 1:19-22, İncil)
Son birkaç söz
Cennete gidene kadar birbirimizle hiç karşılaşamayabilecek olsak da, size ‘Tebrikler!’ diyen ilk kişi olmak istiyorum. Hayatta verebileceğiniz en iyi kararı verdiniz. İsa’yı izleme kararınız asla pişman olmayacağınız bir karardır. Tanrı’yla, İsa Mesih sayesinde mümkün olan dinamik bir ilişkiye girdiniz. Tıpkı diğer ilişkilerde olduğu gibi, Tanrı’yla ilişkiniz de O’nunla sık iletişim kurmanızla güçlenecek ve derinleşecektir. İncil okurken, dua ederken ve O’na tapınırken hep sizinle birliktedir. Umarım bu sayfaları okumak bu anlamda size yardımcı olacaktır. İsa’ya iman eden biri olarak olgunlaşırken, İsa’nın yaşamınızın her ayrıntısıyla ne kadar ilgili olduğunu da daha iyi anlayacaksınız. İsa’ya iman etmenin tek yararı cennete gitmek değildir. İsa dünyaya gelmesinin nedeninin ne olduğunu söylemişti?
“Kapı Ben'im. Bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur. Girer, çıkar ve otlak bulur. Hırsız ancak çalıp öldürmek ve yok etmek için gelir. Bense insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim. Ben iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir.” (Yuhanna 10:9-11, İncil)
Hristiyan yaşamı cennet armağanını alıp sonra da Kutsal Kitap’ın ölçülerine uyarak yaşamaya çalışma çabası değildir. Gerçek şu ki, Tanrı İsa Mesih’i, sadece sayısız günahınızın bağışlanması ve dünyadaki yaşamınızdan sonra cehennem yerine cennete gidebilmeniz için değil, size bir yaşam vermek için kabul etmenizi istedi! Bol yaşam! O’nun yaşamından! Sevgi, mutluluk, sevinç ve her türlü anlayışı aşan esenlikle dolu bir yaşam. Artık yaşamınızı başkalarına Tanrı’nın sevgisini verebileceğiniz bir yaşam haline getiren Tanrı size ne kadar büyük bir ayrıcalık verdi. Yaratıcınız’la yeniden bağlantı kurdunuz. Yaşamı artık sizin yaşamınızda. Daha önce okuduğunuz gibi, artık Asma’ya, Rab İsa’ya bağlı bir çubuksunuz.
“Ben gerçek asmayım ve Babam bağcıdır. Bende meyve vermeyen her çubuğu kesip atar, meyve veren her çubuğu ise daha çok meyve versin diye budayıp temizler. Size söylediğim sözle siz şimdiden temizsiniz. Bende kalın, ben de sizde kalayım. Çubuk asmada kalmazsa kendiliğinden meyve veremez. Bunun gibi, siz de bende kalmazsanız meyve veremezsiniz. Ben asmayım, siz çubuklarsınız. Bende kalan ve benim kendisinde kaldığım kişi çok meyve verir. Bensiz hiçbir şey yapamazsınız. Bir kimse bende kalmazsa, çubuk gibi dışarı atılır ve kurur. Böylelerini toplar, ateşe atıp yakarlar. Eğer bende kalırsanız ve sözlerim sizde kalırsa, ne isterseniz dileyin, size verilecektir. Babam çok meyve vermenizle yüceltilir. Böylelikle öğrencilerim olursunuz.” (Yuhanna 15:1-8, İncil)
Tanrı sizi salına koydu ve cennete giden nehirde birlikte ilerliyorsunuz. Salı kontrol etme şansınız yok. Yönlendirmesi, yavaşlatması vs. için O’na güvenmeniz gerekir. Kontrolü ele geçirmeye çalışırsanız, Tanrı batmanıza izin vermez, bu konuda kaygınız olmasın, ancak yolculuk olacağından çok daha zorlu ve fırtınalı olabilir. Bunun olmasına engel olmak için ne yapmanız gerekir? Günahlarınızın bağışlandığına dair İsa Mesih’e güvendiğiniz gibi, hayatınızdaki günlük meselelerde de O’na güvenin. Elçi Pavlus’un söylediklerine kulak verin:
“Bu nedenle Rab Mesih İsa'yı nasıl kabul ettinizse, O'nda öylece yaşayın. Şükranla dolup taşarak O'nda köklenin ve gelişin, size öğretildiği gibi imanda güçlenin. Dikkatli olun! Mesih'e değil de, insanların geleneğine, dünyanın temel ilkelerine dayanan felsefeyle, boş ve aldatıcı sözlerle kimse sizi tutsak etmesin. Çünkü Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih'te bulunuyor. Siz de her yönetim ve hükümranlığın başı olan Mesih'te doluluğa kavuştunuz.” (Koloseliler 2:6-10, İncil)
Elçi Pavlus, İsa Mesih’i başlangıçta imanla kabul ettiğimiz gibi günbegün imanla yaşamamız gerektiğini söylemektedir. Her gün, her an yaşamınızın bütün ayrıntıları hakkında Rab İsa’ya güvenin. Yeni Hristiyan imanınızın üzerinize yük olduğunu hissetmeyin. Tanrı’nın niyeti, yeni yaşamınızın ağır bir yük ya da izlenmesi gereken yeni kurallar dizisi olması değildir. Hristiyan olarak yaşamak Kutsal Kitap’ın söylediklerini yapmaya çalışmak değildir. Dahası, insan gücümüze dayanarak iyi insanlar olmaya gayret etmek işe yaramaz. İsa Mesih dışında kimse Kutsal Kitap’ın standartlarına uyarak yaşamayı başaramaz. Bu nedenle, Tanrı iyi bir insan olmak için canla başla çabalamanızı istemiyor. İsa Mesih’in sizin aracılığınızla iyi olmasına ve iyilik yapmasına izin vermenizi istiyor. Örneğin, Tanrı aklınızda kötü düşünceleri çıkarmak için dişlerinizi sıkıp gıcırdatmanızı istemiyor. İsa’nın düşüncelerinizi kontrol etmesini ve aklınızı İncil’den ayetlerle doldurmasını istemenizi arzuluyor. Tanrı değişmek için büyük bir çaba içinde olmanızı istemiyor. Tanrı Rabbimiz İsa Mesih’e kendinizi açmanızı ve İsa’dan sizi değiştirmesini ve sizin aracılığınızla yaşamasını istemenizi istiyor.
Özetle söylemek gerekirse, Hristiyan yaşamı Tanrı için iyi olmaya çalışmak değildir. İsa Mesih’in bizim aracılığımızla bizde iyiliğini sergilemesidir. Bu nedenle, tıpkı günahlarınızı bağışlaması için İsa Mesih’e güvendiğiniz gibi, size kılavuzluk etmesine, sizi değiştirmesini ve sizin aracılığınızla yaşamasına razı olmanızı ister. Bunun için İsa Mesih’e imandan ne daha azı ne de daha fazlası gereklidir. Yeterli imanınız olup olmadığı konusunda kaygınız olmasın. İmanınız var. Tanrı cennete giden yolculuğunuz için ihtiyacınız olan her şeyi size armağan olarak vermiştir.
“Kurtarıcımız tek Tanrı, sizi düşmekten alıkoyacak, büyük sevinç içinde lekesiz olarak yüce huzuruna çıkaracak güçtedir. Yücelik, ululuk, güç ve yetki Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla bütün çağlardan önce, şimdi ve bütün çağlar boyunca Tanrı'nın olsun! Amin.” (Yahuda 1:24-25, İncil)