* İzleyenlerin alayları (Mezmur 109:25)
* Giysileri için kura çekilmesi (Mezmur 22:18)
* İsa’nın düşmanları için dua etmesi (Yeşaya 53:12)
* İsa’nın Tanrı tarafından terk edilmesi (Mezmur 22:1)
* Ruhu'nu Babası’nın ellerine bırakması (Mezmur 31:5)
* Kemiklerinin kırılmaması (Mezmur 34:20)
* İsa’nın zengin birinin mezarına gömülmesi (Yeşaya 53:9)
Yaşamı boyunca İsa’nın Eski Antlaşma’da yer alan 332 ayrı peygamberliği yerine getirdiğini biliyor musunuz? Bu kadar peygamberliğin tek bir kişinin yaşamında gerçekleşmesinin matematiksel olarak olasılığı nedir?
Bu sayıyı matematiksel olarak yazmak benim için zor. Yazım hatası yapmam olasılığına karşı sıfırları sayar mısınız? Doksan yedi olmalı.
840.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000. 000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000’de 1’dir.
İnanılmaz, öyle değil mi?!!!
İsa neden çarmıhta susadığını söyledi? Kuşkucunun üzerinde yürüyebileceği sağlam köprüye bir tahta parçası daha ekleyebilmek için. Susamışlık itirafı, arayan herkes için bir işarettir- gerçekten de günahkarların Kurtarıcısı’dır. Çarmıhtaki son eylemi temkinli olanlar için güven verici bir sözdür: “Bana güvenebilirsiniz.”
Güvenebileceğimiz birine ihtiyacımız yok mu? Öldüğünüzde sizi cennete götürmesi için Tanrı’ya güveniyor musunuz? Götürecek mi? Söz verdi mi? Bir sonraki yaşamınızda orada olup olmayacağınızı biliyor musunuz? Bilmiyorsanız, Kutsal Kitap’ın Tanrısı dışında başka birini dinliyorsunuz demektir. Tanrı sizi cennete davet ediyor. Yolu hazırladı.
Cırcırböceği hakkındaki hikayemi komik olsun diye anlattığım halde bu hikaye kısmen doğruydu. Küvetimizde bir cırcırböceği vardı ve anlattığım olaylar gerçekten oldu. Cırcırböceği olarak güvenini kazanabileceğimi söylerken komik olmaya çalışıyor muydum? Biliyorum, tuhaf bir düşünceydi ama o zaman gerçekten komik olmaya çalışmıyordum. Sadece Tanrı’nın güvenimizi kazanmak ve günahlarımızın bedelini ödemek için ne kadar ileri gittiği konusunda düşünmenizi sağlamaya çalışıyordum.
Peki ya Tanrı’nın, hiçbirimizin çözmek için gereken ahlaki hak ve yetkiye sahip olmadığımız, günahla ilgili bu çirkin sorunu çözmek için kısa bir süre için insan olmasına ne demeli? Eğer Tanrı olsaydınız, insanlığın her yerde herkesi tutsak etmiş bu kötü güç konusunda hiçbir şey yapamadığını gördüğünüzde ne yapardınız? Öncelikle Tanrı’nın eşsiz karakterine ve doğasına sahip olmanız gerekirdi, öyle değil mi? Tanrı gibi olmazsanız Tanrı gibi düşünüp O’nun gibi davranamazsınız! Sizin düşündüklerinizi temel alarak Tanrı’nın böyle bir şey yapamayacağını söyleyerek hataya düşmeyin.
Cırcırböceğiyle ilgili sorunu halletme şeklimi nasıl buldunuz? Benim gibi biri olmasanız, benimki gibi bir hikaye yazabilir miydiniz? Bizim banyo küvetimizde cırcırböceği nedeniyle yaşanan bu karmaşaya sizin nasıl karşılık vereceğinizi bilmiyorum. Ama şunu biliyorum, çabucak ezebilirdiniz ya da tuvaletin sifonunu çekip böceği gönderebilirdiniz. Yani, eğer benim gibi biri değilseniz. Burada söylemeye çalıştığım Tanrı’nın Tanrı olmasına izin vermenin çok önemli olduğu. Tanrı’yı ancak Tanrı betimleyebilir. Ancak Tanrı nasıl birisi olduğunu ve ne yaptığını bizlere söyleyebilir.
HERKESİ KANDIRDI MI?
Tanrı, İsa'nın çarmıha gerilmesi ve mezardan dirilişine doğru giden olayları herkesi son anda kandırmak için 332 peygamberliğin gerçekleşeceği şekilde mi düzenledi? Nasıl kandırdı? Başka birini İsa’nın yerine koyarak mı? Mantıklı düşünen bir insan olarak bu düşünceyi reddetmeniz gerekir.
Birincisi, İsa’nın böyle bir yardım ya da kurtarmaya ihtiyacı yoktu. İncil’i okuduysanız ve buyruğuyla ölüleri dirilten, körleri iyileştiren, rüzgarları ve dalgaları dindiren ve cinleri kovan bu gücü gördüyseniz, kendisine zarar verecek gücü bastıramaz mıydı? Nitekim, yaşamı sırasında dini önderlerin tam olarak bunu yapmaya çalıştıkları zamanlar olmuştur. Başarısız oldular. Peki ya bahçeye O’nu tutuklamaya gelen askerler ve kalabalıklara ne demeli? Bu karşılaşma sırasında ne oldu? İsa, insan üzerinde yetkisini bir an için gösterdi, sonra çekti. Bizim için geri çekti. Belli bir amaca sahip olan çarmıh yolculuğuna devam edebilmek için geri çekti.
“Böylece Yahuda yanına bir bölük askerle, baş kahinlerin ve Ferisiler’in gönderdiği görevlileri alarak oraya geldi. Onların ellerinde fenerleri meşaller ve silahlar vardı.
İsa başına geleceklerin hepsini biliyordu. Öne çıkıp onlara, “Kimi arıyorsunuz?” diye sordu.
“Nasıralı İsa’yı” diye karşılık verdiler. İsa, onlara, “Ben’im “ dedi. O’na ihanet eden Yahuda da onlarla birlikte duruyordu. İsa,“Ben’im” deyince gerileyip yere düştüler.” (Yuhanna 18:3-6, İncil)
“Bunu kim yaptı?” “Bana ne oldu?” “Aman Tanrım!” Toprağın üzerinden kalkmaya çalışırken bu kalabalığın neler düşündüğünü hayal etmeye çalışın. Bu kalabalık içinde yaklaşık altı yüz asker vardı. Yerden kalkmaya çalıştılar. Öyle mi? İncil’in asıl dilinde, yere yapıştıkları, orada tutulduklarını ima eden bir sözcük kullanılmıştır. Uzun olmasa da, artık durumu kontrol edemediklerini bilecek kadar uzun bir süre öyle kaldılar. İsa’nın çarmıhtaki görevini ne zaman tamamlayacağına İsa’nın kendisi karar verene kadar ne Yahuda’nın ihanetinin ne de Roma’nın tüm gücünün onu durduramayacağını bilecek kadar uzun süre öyle kaldılar. Her biri kimi tutuklamaya geldiklerine farklı bir şekilde, daha uzun bir süre baktılar. Bu, hepimiz için iyi bir fikir - İsa’ya uzun süre bakmak. Ne göreceksiniz? Ne göreceğiz? İsa Mesih’in insan olmasının ötesinde bir şey olduğunu. İnsan olduğu kadar Tanrı idi. Bunu anlıyor musunuz? Ben anlamıyorum. Fakat ben dünya henüz oluşmadan Tanrı’nın nasıl göründüğünü ilk elden bilmediğim için sözünü kabul edip, bana söylediği kişi gibi olduğuna inanacağım.