headerLogo2b-18pt-myriadpro

Önsöz

16 image7968 face surprise 452. Tanrı bizimle ilgilenmiyor! Diyorlar ki, “Bu kadar büyük ve kudretli olan ve evreni yaratmış olan bir Tanrı, milyonlarca galaksiden birindeki sıradan bir yıldızın yörüngesinde dönen küçük bir gezegendeki bir türle neden ilgilensin? Ne saçma bir fikir!”

İlk olarak, evrendeki tek akıllı tür olup olmadığımızı bilmiyoruz. Değilsek, Tanrı’nın, var olan diğer türlerden çok insan ırkıyla daha çok ilgilendiğini var saymamız için herhangi bir neden yok. Kişisel olarak ben Tanrı’nın bizimle ilgilendiğine inanıyorum, ama bu, başka hiçbir türle ilgilenmediği anlamına gelmiyor. “RAB bütün davranışlarında adil, yaptığı bütün işlerde sevecendir.” (Mezmur 145:17, Eski Antlaşma). Bakın Tanrı nasıl tarif ediliyor. Sevecendir! “RAB herkese iyi davranır, sevecenliği bütün yapıtlarını kapsar.” (Mezmur 145:9, Eski Antlaşma). Bütün yapıtları, bütün yarattıkları merhametli elinin ürünlerini alıyorlar. Kutsal Kitap’ın Tanrısı yaptığı hiçbir şeyden nefret etmiyor. Nitekim Tanrı’nın bizim için düşüncesinin ilgi düzeyinden daha ileriye gittiği Kutsal Yazılar’da açıkça görülür. Tanrı bizi sever. “Tanrı sevgidir.” (1.Yuhanna 4:8)

Ne Sıra Dışı bir Benzetme!

Arkadaşlarımın bazıları Tanrı’nın kendileriyle ilgilendiğine inanmakta zorluk çekiyorlar. Tanrı’nın kendilerini sevdiğine inanmak daha da zor geliyor. Fakat Tanrı’nın yarattıklarıyla ilgilenmesini varsaymak için iyi bir neden var mı? Tanrı bizimle yeterince ilgilenseydi, neden bizimle sürekli ilgilenmesin? Kutsal Kitap’ı okuyan kimse, Tanrı’nın kendisini insandan bilerek uzaklaştırdığını söyleyemez. Tam tersi doğrudur. Kutsal Kitap boyunca, Tanrı, yaratılışı sürdürme ve yaratılışa bakma konusuyla yakından ilgileniyor gibi resmediliyor. Nitekim Tanrı bizler için duyduğu sevgiyi, şaşırtıcı bir şekilde bir annenin süt emen bebeğine duyduğu şefkate benzetiyor!17 nursing mother1a temp5 contrasted 45 “Ama RAB, “Kadın emzikteki çocuğunu unutabilir mi?” diyor, “Rahminden çıkan çocuktan sevecenliği esirger mi? Kadın unutabilir, ama ben seni asla unutmam.” (Yeşaya 49:15, Eski Antlaşma)

Herkes, annenin sevgisinin en kuvvetli sevgi olduğunu bilir değil mi? Çoğu anne, çocukları ne yaparsa yapsın onları sevmeye devam eder. Ne yazık ki, bazı anneler çocuklarını ihmal ederler. Öte yandan, Tanrı’nın bizlere karşı şefkati en şefkali anne babaların çocuklarına karşı duydukları şefkati sonsuz ölçüde aşar. Sürekli bizleri düşünür. “Hakkımdaki düşüncelerin ne değerli, ey Tanrı, sayıları ne çok! Kum tanelerinden fazladır saymaya kalksam.” (Mezmur 139:17-18, Eski Antlaşma). Tekrar tekrar Kutsal Yazılar’da Tanrı’nın bizleri sevdiğini söylediğini ve nihai olarak bizleri sevdiğini gösterdiğini görüyoruz. “Seni sonsuz bir sevgiyle sevdim.” (Yeremya 31:3, Eski Antlaşma)

Alternatifler

Bu dizide Tanrı’nın kendisini insana nasıl açıkladığına bakacağız. Bu vahiyle Tanrı’yı tam olarak tanımamızı mümkün hale getirmeyecek. Tanrı’yı hiçbir zaman tam olarak bilemeyeceğiz ve anlayamayacağız. Öte yandan, Tanrı’nın kendisi hakkında bizlere açıklamak istediklerini gerçekten bilip anlayabileceğimize inanıyoruz. Bu inanca sadece birkaç olası alternatif vardır.

1. Alternatif - Tanrı kendisini açıklayamaz.  Bu mantıklı bir olasılık fakat evreni yaratmış bir Tanrı’nın yarattığı evrenle etkileşim içinde olamayacağını ciddi bir şekilde ileri sürdüğünü hiç duymadım. Bir ölçüde anlamsız bir aktivite olurdu, öyle değil mi? Bu olasılığın gerçek olduğuna ilişkin kanıtlar görmedim. Aslında, bunun kanıtı ne olur, ondan da emin değilim. Bu duruşun, kendi tanımı gereği, kendisini destekleyecek herhangi bir kanıtın var olma olasılığını önlediğini düşünüyorum.

18 image10327 blinds hide peek 45Şayet Tanrı her şeyi eyleme geçirdiyse ve artık başka bir şey yapamıyorsa, bu, Tanrı’nın olmamasına denk gelir. Bu senaryoya göre Tanrı, kişiliği olmayan ‘ilk nedene’ verilmiş bir isimden başka bir şey değildir. Bu düşünce, evreni yarattığı kabul edilen fakat sonra artık evrenle herhangi bir etkileşim içinde olmayan bir tanrıyı kabul eden deizm (tanrıcılık) gibi inançların temelidir.

2. Alternatif - Tanrı kendisini açıklamamayı seçer. Tanrı’nın belki de kendisini bizlere açıklayabileceğini fakat açıklamamayı seçtiğini söyleyen insanlar var. Bu ilk alternatife göre daha mümkündür fakat aynı, herhangi bir maddi kanıtı olmama sorunundan muzdariptir.

3. Alternatif - Tanrı bizleri yanlış bir şekilde yönlendirmeyi seçiyor.  Bu üçüncü alternatif Tanrı’nın hem iyiliğin, hem de kötülüğün yaratıcısı olduğuna inanan çoğu insanın seçimidir. Sizi bilmem ama ben, bilerek beni yanlış bir şekilde yönlendiren Tanrı’ya güvenmekte zorlanırdım. İyi haber Tanrı’nın Kutsal Kitap’ta kötülüğün yaratıcısı olarak resmedilmemesidir. Gerçek şu ki Tanrı iyiden başka bir şey olup da hala Tanrı olamaz.

Evet, ateistlerin ileri sürdüğü, Tanrı her şeyi yarattığı için kötülüğün yaratılmasından da sorumlu olduğu savının farkındayım. Öte yandan, ‘kötülük’ fiziksel olarak yaratılmış bir varlık değil, öyle değil mi? Bu nedenle, Tanrı tarafından yaratılmış şeyler dünyasına girmiyor. Kötülük, iyiliğin yokluğudur. Tanrı kötülüğe izin veriyor öyle ki, insan, özgür iradesiyle, iyi (yani Tanrı) ve kötü (Tanrı’nın yokluğu) arasında seçim yapabilsin. Kötülük Tanrı’dan kaynaklanmaz. İnsanın yaptığı yanlış seçimlerin sonucudur.

Descartes, Tanrı’nın bizleri yanlış yönlendirme olasılığına inandığımız takdirde, başka hiçbir şeye inanma konusunda akla uygun bir temelimiz olmayacağını gördü. Ona katılıyorum. Bizleri yanlış bir şekilde yönlendirmeye karar veren bir Tanrı, bizleri hayatın her alanında- deneyimlerimizde, hafızamızda, akıl yürütme ve inançlarımızda- yanlış şekilde yönlendirme kapasitesine kesin olarak sahiptir. Bu alternatif, insanı tam anlamıyla çılgınlığa ve ümitsizliğe götürür.