ÖNEMLİ: Yargı Günü'nde açılacak olan iki kitap vardır. Büyük beyaz tahtın önündeki kalabalıkları şaşırtacak gerçeklerden biri, hiçbirinin adının bir sonra değineceğimiz kitapta yazılmamış olmasıdır.
ALİ: Cengiz, benim adım bu kitapta yazılı değil! Aman Tanrım, ne yapabilirim?
CENGİZ: Sen bana söyle Ali, çünkü benim adım da bu kitapta yazılı değil. Acaba İsa'yı hayatımız boyunca gözardı etmemizi telafi etmek için zamanımız var mı?
(3) “Sonra kitaplar açıldı. Yaşam kitabı denen başka bir kitap daha açıldı.” Bu son kitap, cennette Tanrı’yla yaşama katılacak herkesin isimlerini kaydını barındırmaktadır. ‘Yaşam kitabı’ Kutsal Kitap’ta sıkça geçen bir ifadedir. “Çünkü onlar benimle, Klement'le ve adları yaşam kitabında bulunan öbür emektaşlarımla birlikte Müjde'yi yaymak için mücadele ettiler.” (Filipililer 4:3, İncil). “Onun adını yaşam kitabından hiç silmeyeceğim. Babam'ın ve meleklerinin önünde o kişinin adını açıkça anacağım.” (Vahiy 3:5, İncil). “Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulalı beri adları yaşam kitabına yazılmamış olanlar… şaşacaklar.” (Vahiy 17:8, İncil).
Bu kitapta kaydedilmiş olan adamların, kadınların, oğlanların ve kızların isimlerinin silinmez mürekkeple yazıldığı söylenebilir. Yaptıkları herhangi bir yanlış şey nedeniyle isimleri bu kitaptan asla silinmeyecek. Bunun nedeni, isimlerinin daha başta yaptıkları iyi bir şey nedeniyle kitaba kaydedilmiş olmamasıdır. Dikkat edin, isimleri yaşam kitabına, Tanrı iyi ve kötü işlerini Yargı Günü’nde değerlendirdikten sonra yazılmadı. Bu bazılarınızı şaşırtabilir, bu nedenle Tanrı’nın cennet ve cehennem hakkında açıkladıklarını tekrarlamama izin verin. İsimler yaşam kitabına herhangi birinin kişisel iyiliği veya dindarlığı nedeniyle yazılmaz. Rab İsa ile ilişkileri temelinde yazılır.
Kutsal Kitap’ta O’na verilen ünvanlardan biri ‘Tanrı Kuzusu’dur. “Yahya ertesi gün İsa'nın kendisine doğru geldiğini görünce şöyle dedi: "İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!” (Yuhanna 1:29, İncil). Bu nedenle, yaşam kitabına Kuzu’nun yaşam kitabı da dendiğini görürüz. “…dünya kurulalı beri boğazlanmış Kuzu'nun yaşam kitabı…” (Vahiy 13:8, İncil). “Oraya [cennete] murdar hiçbir şey, iğrenç ve aldatıcı işler yapan hiç kimse asla girmeyecek; yalnız adları Kuzu'nun yaşam kitabında yazılı olanlar girecek.” (Vahiy 21:27, İncil)
Sayısız kalabalıkların Büyük Beyaz Taht’ın önünde, insanın isminin Kuzu’nun yaşam kitabında kayıtlı olmasının ne kadar büyük bir onur olduğunu kabul edecekleri zaman geliyor. İnsanın isminin bu kitapta listelenmesi, dünyanın yetiştirdiği prensler, şairler, savaşçılar, soylular veya devlet adamlarının en pırıltılı kataloğunda isminin kaydedilmiş olmasından çok daha büyük bir onurdur. Maalesef, Yargı Günü’nde insanların çoğunluğu, o korkunç günde açılacak olan başka kitaplara göre yargılandıklarını görecekler. İsa bunu önceden bildirdi:
“Dar kapıdan girin. Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Oysa yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır.” (Matta 7:14-15, İncil)
(4) İsa’ya inananlar da yargılanacak. Öte yandan, isimlerinin farklı bir kitapta yazılı olması gerçeği sonsuz kurtuluşlarının kesinliğini zaten belirliyor. Yargılanmaları sırasında belirlenecek olan alacakları ödülün miktarıdır. İsa’yı izleyen kişiler olarak yaşadıkları yaşama orantılı olarak ödüllendirilecekler. “Evet, Mesih herkes için öldü. Öyle ki, yaşayanlar artık kendileri için değil, kendileri uğruna ölüp dirilen Mesih için yaşasınlar.” (2.Korintliler 5:15, İncil). Bu yargının ceza veya mahkumiyetle ilgisi yok. “Böylece Mesih İsa'ya ait olanlara artık hiçbir mahkûmiyet yoktur.” (Romalılar 8:1, İncil)
İyi Haber, mahkumiyetimizi yüklenmiş olan bir Kurtarıcı olması. Bu Kurtarıcı’ya ait olanlar dürüstçe ve sevinçle şöyle söyleyebilirler: “Günah beni mahkum etmeyecek! Yasa beni mahkum etmeyecek! Cehennem beni mahkum etmeyecek! Ve Tanrı beni mahkum etmeyecek. Bağışlandım! Başkalarından daha iyi değilim. Sadece özgürüm... benim mahkumiyetimi yüklenene hizmet etmek ve O’nu daha iyi tanımak için özgürüm.”
Kuzu’nun yaşam kitabından yargılananlar cezalandırılmayacak olsa da, kayıpları olacak. Adları bu kitapta yazılı olan herkes cennetin mirasçılarıdır ama hepsi cennetten aynı derecede yararlanamayacaklar. Hepsi mutlu olacak. Hepsi sevinecek. Fakat cennet deneyimleri aynı olmayacak. Bunu şöyle düşünün. Herkesin bardağı tepesine kadar Tanrı’nın bereketleriyle dolu olacak ama bardaklar farklı ebatlarda olacak. Kimse bardağının başka birinin bardağından daha küçük olmasından ötürü üzülmeyecek çünkü kendilerine verilen bereket eksiksiz bir şekilde mutlu olmalarını sağlayacak. “Yaşam yolunu bana bildirirsin. Bol sevinç vardır senin huzurunda, sağ elinden mutluluk eksilmez.” (Mezmur 16:11, Eski Antlaşma)
Ama bu Haksızlık!
Böyle mi düşünüyorsunuz? Okuduklarınıza içerleyerek, 'Hristiyanların başkalarından ne farkı var. Bunca insan cehenneme giderken nasıl olur da onlar cennete gider!' diyorsunuz. Size katılıyorum. Haksızlık. Benim hak ettiğimin İsa'nın başına gelmesi haksızlık. Benim günahımı üstlenerek, benim yerime ölmeyi seçti. İnanması zor bir şey ama Kurtarıcı Tanrımız işte böyle, Kutsal Yazılar bu konuda çok net. İsa dedi ki, “Ben iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir…Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var.” (Yuhanna 10: 1,18, İncil).
Bu gerçek insanı Tanrı'nın doğasının ve yüreğinin ta derinlerine götürür. Tanrı'nın, yaratılışının kendisiyle barıştırmak için yapmaya razı olduklarının büyüklüğünü gösteriyor. Tanrı'nın bu beklenmedik, hak edilmedik eylemi sizi ve beni de kapsar mı? Evet kapsar. Siz reddetmediğiniz sürece kapsar. Burada iki ayet alıntıladığım bir bölümün başka bir yerinde İsa şöyle der, “Bu ağıldan olmayan başka koyunlarım var. Onları da getirmeliyim. Benim sesimi işitecekler ve tek sürü, tek çoban olacak.” (Yuhanna 10:16, İncil). 'Ağıldan olmayan koyunlar' sizsiniz ve benim. Daha doğrusu, bu koyunlar biz olabiliriz.