Bunun bazılarınızı şaşırtacağını biliyorum ama itaatsizliklerimize karşı Tanrı ancak iki yoldan biriyle karşılık verir. Bu kadar görkemli bir Tanrı için çok fazla seçenek değil, bunu kabul ediyorum. “İsyanlarımıza karşılık vermesinin sonsuz yolu olmalı” diyebilirsiniz. Ne demek istediğinizi anlıyorum. Siz bu yazıyı okurken bilim insanları evrendeki galaksilerin sayılarını tahmin etmeye çalışıyorlar. Hubble Uzay Teleskopu web sitesi, evrende yüz milyarlarca galaksi veya ‘yıldız kenti’ olduğuna dair tahminlerini bildiriyor. Kısa bir süre önce yapılan bir Alman süper bilgisayar simülasyonu, sayılarının 500 milyar kadar olabileceğini tahmin ediyor. Tanrı’nın bu kadar devasa galaksiler yaratıp sonra da günahkar oluşumuz söz konusu olduğunda kendisini iki seçenekle sınırlamasını düşünün bir kere.
Gerçek şu ki, Tanrı kendisine sadece iki seçenek tanıdı:
(1) Ya kendisine ve yüceliğine karşı her hakaret için günahkara ceza vermelidir.
(2) Ya da cezayı kendisi üstlenmeli. Tanrı’nın yaptığı seçim bu oldu. Sevinin! Yargıç günah işlemenin cezasının ne olacağını açıkladı, mahkeme salonundaki yerinden kalktı, bizim yerimize cezayı yüklenebilmek için bir insan bedenine büründü, böylece Kurtarıcımız oldu.
“Böylesi bir iddia Tanrı’ya yakışmaz!” diyorsunuz belki, iğrenme duygusuyla başınızı sallayarak. Bir dakika. Tanrı’ya neyi yapıp neyi yapamayacağını söylememeye dikkat edelim. “Tanrı'nın yapamayacağı hiçbir şey yoktur.” (Luka 1: 37, İncil). Örneğin, Adem ve Havva günah işlediğinde Tanrı Aden bahçesinde ne yapmıştı? Düşünülemez olanı! Utanç verici itaatsizlik eylemlerinin üzerini örtecek kurbanlık hayvanı, kanı sağlamıştı. Tanrı’nın İncil’de ne yaptığını görüyoruz? Düşünülmez olanı! Mesih’te görüyoruz. Çarmıhtaki Mesih’te görüyoruz! “Şöyle ki Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih'te kendisiyle barıştırdı.” (2. Korintliler 5:19, İncil). "Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih'te bulunuyor." (Koloseliler 2: 9, İncil)
Ne Öğrendik?
(1) Sadece eksiksiz doğruluğa sahip insanlar cennete gidebilir. Ama tümüyle “doğru” olan insan yoktur. O halde kim cennete gidecek? Gidebilecek kimse var mı? Cennet boş mu olacak? Hayır, ben orada olacağım ama sizden daha iyi olduğum için değil. Daha iyi değilim. Benden daha doğru olmanız veya benim sizden daha doğru olmam bir fark yaratmıyor. Neden mi? Çünkü insanın doğruluğu, Tanrı’nın doğruluğunun önünde eksik kalır. Hiçbirimiz kendi doğruluğumuz sayesinde cennette olamayız. Tanrı mutlak yetkinliğin en üst noktasındadır ve doğruluğu mutlak doğruluktur. Sadece Tanrı’da böyle bir doğruluk vardır. Bunu hak edemem. Yansıtamam da. Ayrıca, bu doğruluk olmadan kimse cennette olmayı da umut edemez.
Çocuklarımızdan biri, arkadaşları tarafından kabul görmek uğruna onlar gibi görünmenin neredeyse bir ölüm kalım meselesi olduğu bir yaşta. Bu yaşta giysileriniz her şey demektir. “Anne, en sevdiğim kot pantolonum nerede?” diye soruyor, sanki hayatı buna bağlıymış gibi. İnsanın görünüşünün kendisi hakkında sahip olduğu özgüvene bağlı olduğu bir yaşta.
Biz bu yazıda, cennette herkesin aynı şekilde giyindiğini öğrendik. Yani cennetteki herkes, Tanrı’nın mutlak doğruluğunu giyinmiştir. Tanrı bu doğruluğu onlar hâlâ dünyadayken sağladı. Bu insanların bazıları cennette karşılaştığımızda bize Tanrı’dan doğruluğu bu web sitesinde bir yazı okuyup o sözlere iman ettiklerinde aldıklarını söyleyecekler. Benim gibi, onlar da, “Bu anlatılmaz armağanı için Tanrı’ya sonsuzca minnettarım” diyecekler.
(2) Tanrı’nın gözünde kimse birbirinden daha iyi değil. “Çünkü Tanrı insanlar arasında ayrım yapmaz.” (Romalılar 2:11, İncil). Söz konusu bizi yargılamak olduğunda, Tanrı zenginliğimiz, görevimiz, rütbemiz veya görünümümüzden etkilenmez. Dünyadaki yargıçların bazıları bunları göz önüne alırlar ama Tanrı insanları yargılanmaları gerektiği biçimde yargılar. Tanrı kimliğinden ödün veremez. Tanrı’nın kendi kimliğine sadık olması gerekir. Tanrı’nın zorunlu koştuğu doğruluk, Tanrı’nın özünün zorunlu koşmasını zorunlu kılan doğruluktur. İşte Tanrı’nın bu nedenle kötülüğün hepsini yargılaması gerekir. Gördüğümüz gibi, Tanrı’nın kesin doğruluğundan biraz bile azı Tanrı’ya göre kötülüktür. Peki Tanrı, doğruluk standardına uymayan insanları cennete kabul edecek mi? Etmeyecek çünkü edemez. Standartlarını düşürüp aynı zamanda adil Tanrı olamaz.
(3) Cennette bir yer güvencesine nasıl sahip olabileceğimizi de öğrendik. Birçok insanın inandıklarının aksine, sevaplarımızın günahlarımızdan fazla olmasıyla değil. İyi olmaya çalışmak takdire şayan bir şey. Fakat kimsenin cennete girecek kadar iyi olması imkansızdır. Tanrı insanlığa kendi kesin mükemmel, kusursuz doğruluğundan bakıyor. Tanrı’nın ilahi bakış açısına göre hiç iyi insan yoktur. Tanrı’nın mükemmel kutsallık ve doğruluk standardına göre eksiğiz. Hem iyiliklerimize güvenmekten hem de kötülüklerimizden tövbe etmeliyiz. Yani, iyiliklerimizi Tanrı’nın onayını elde etmenin bir yolu olarak kullanma fikrinden vazgeçmeliyiz, çünkü işe yaramayacaktır.
Okuduğumuz her şey ümitsizliğe sürükleyici ve cennet erişilmesi imkansız göründüğü anda, Tanrı’nın cennet güvencesine sahip olmamızın bir yolunu sunduğunu öğrendik. Tanrı insanın Tanrı huzurunda doğru bir konuma sahip olmasını sağlamak için her zaman kurban aracılığıyla bir yol sağlamıştır. ‘Kurban aracılığıyla’ kelimelerinin altını çizdik ve bunlara inanıyoruz.
İsa’nın kendisini günahkarların yerine koyduğunu ve günahkarların hak ettiği cezayı kendi üzerinde yüklendiğini öğrendik. Bize günah işlememişiz gibi davranılabilmesi için İsa’ya günah işlemiş gibi davranıldı. Yani, sanki biz doğruymuşuz gibi. Tamamıyla doğruymuşuz gibi. Cennete girmeyi hak edecek kadar doğruymuşuz gibi. Meleklerle eşit sayılacak kadar pak. Tanrı huzurunda tamamıyla kabul edilmiş bir şekilde duracak kadar temiz. Tanrı cenneti bu şekilde erişebilir kıldı.
İsa’nın çarmıhında gerçekleşen inanılmaz bir değiş tokuştu. Bu gerçeği çok uzun yıllardır biliyorum ama bugün bile, bunu ilk duyduğum günkü kadar hayrete düşüyorum. Bizim kötülüğümüz yerine Tanrı’nın doğruluğu. Tanrı kötülüğümüzü alıyor ve bunun yerine bize doğruluğunu veriyor. Bu değiş tokuş gerçek Hristiyanlık’ın özüdür.
Kimler cennete gidebilir? Ancak İsa Mesih’e imanla güvenenler cennete gidebilirler. İsa Mesih’e iman ederek Tanrı’ya yaklaşan herkes için cennette ayrılmış bir yer vardır. Cennet iyi insanlarla dolmayacaktır. Cennetteki insanlar, dünyada günah işlemiş, fakat günahlarını kabul edip İsa’nın kendileri yerine ölmüş ve dirilmiş günahkarlar oldukları gerçeğini kabul etmiş insanlardır.