headerLogo2b-18pt-myriadpro

Kur’an’ın İsa’nın Çarmıha Gerilmediğiyle İlgili İddiasını Çürütmek İçin Bana Sağlam Bir Kanıt Sunabilir Misiniz?

Bir Şekilde Uydurulmuş Olsaydı

34 image7917 crowd people 45İncil’de İsa’nın ölümü ve öğrencilerin çağdaşı olan Yahudiler tarafından çarmıha asılmasını anlatan pek çok benzer anlatım vardır. Anlattıkları çarmıhta olanları olduğu gibi yansıtmasaydı, bir şekilde uydurulmuş olsaydı Yahudi kalabalıklar duyduklarını kabul etmez ve öğrenciler yaşamlarını bir yalana ya da efsane uğruna vermezlerdi.

İsa’nın çarmıhta ölümü gerçeği sorgulanmamıştı. Nasıl sorgulanabilirdi ki, İsa doğmadan bin yıl kadar önce bildirilen peygamberliklere dayanıyordu. Bu konuda web sitemizdeki bir yazıyı okuyabilirsiniz; 332 Peygamberlik, Cırcırböceği ve İsa’ya Güvenmek. İsa’nın çarmıhta ölümüne olan inancımız insana ilahi bir şekilde açıklanan bir şeye inanmaktır. Bu olay, İsa’nın ölümü ve dirilişiyle yerine gerçekleşen pek çok peygamberlikle desteklenmiştir.

Dürüst, güvenilir, Tanrı’dan korkan insanları İncil’i bozmak ya da değiştirmekle suçlamak bir şey, Tevrat ve Eski Antlaşma’nın tümünü alıp İsa’nın çarmıha gerilmesiyle ilgili bu ayetleri değiştirmekle ilgili suçlamak başka bir şey olurdu değil mi? Bu değişiklikleri yapmak için Hıristiyanların o zaman bilinen dünyadaki Eski Antlaşmalar’ın nüshalarını- her nüshayı, her dilde- toplamaları gerekirdi. Ben geçen yaz Türkiye’de yerlere atılan bütün dondurma çubuklarını toplama görevini tercih ederdim doğrusu!

Bu davanın yargıcı olarak, imanlıların Kutsal Yazılar’ı değiştirdikleriyle ilgili bu asılsız suçlamaları eminim değerlendirmeleriniz sırasında dikkate alacaksınız. Daha da önemlisi, kendiniz bu peygamberlik sözlerini okuyun ve bugün Hıristiyanların İsa’nın çarmıha gerilmesiyle ilgili iddiasını kabul etmeye bir ay öncekinden daha yakın olup olmayacağını görün.

Kanıtlar Var Mı?

35 image6614 josephus 45İsa’nın çarmıha gerilmesiyle ilgili gerçeklerin tarihsel olarak nihai sınanması, öne sürülen gerçeklerin kanıtlarla desteklenip desteklenmediğine bakmaktır. Tarihçilerin amacı önyargılar ve varsayımlarla tarihi düzenlemek, isteklerine göre uyarlamak değil, var olan kanıtların ışığında yazmak ve tarihin kendi adına konuşmasını sağlamaktır. Öncelikle, bu konuda üç tarihçinin yazdıklarına yer vermek istiyorum. Bu konuda yazan daha çok kişi vardır ama aşağıdakiler diğer yazılanları da temsil ediyor. Ayrıca, Hıristiyan inancına karşı düşmanlık duyan tarihçilerden alıntı yapmak istiyorum. Örneğin, Yahudi tarihçi Yosefus’un kayıtlarını okuduğunuzda İ.S. 66 yılında Roma tarafına geçtiğini de hesaba katın.

“Bu sıralarda İsa adında bilge bir adam vardı. Ona adam demek doğru muydu bilinmez, çünkü harika işler yapıyordu, anlattığı gerçeklerin memnuniyetle kabul edildiği bir öğretmendi. Kendisine hem Yahudileri hem de öteki uluslardan insanları çekiyordu. Pilatus, aramızdaki önemli kişilerin isteği üzerine, çarmıhta ölüme mahkûm ettiğinde onu başlangıçta sevenler kendisini terk etmediler çünkü ilahi peygamberlerin daha önceden bildirdiği gibi İsa onlara üçüncü gün canlı olarak göründü.” (Iavius Yosefus, Antiquities, 18. Kitap, 3. bölüm, 3. paragraf 3, İ.S. 90)

“Sonunda rapordan kurtulmak için Nero, halk arasında Hıristiyanlar olarak bilinen ve iğrençlikleri nedeniyle nefret edilen bir gruba suçu yükleyip onlara en kötü işkenceleri yaptı. İsimlerini aldıkları Kristos, Tiberius döneminde, valilerimizden biri olan Pontius Pilatus elinde fazlasıyla ağır bir cezaya çarptırılmıştı.” (Cornelius Tacitus, Yıllıklar Kitap 15, paragraf 54, İ.S. 109). Takitus, Romalı bir tarihçiydi. Profesyonel bir tarihçi olduğu için derlemeden önce malzemeyi iyice araştırmak konusunda büyük özen gösterirdi.

“Hıristiyanlar, bugüne kadar bir adama tapınıyorlar -soylu törenlerini başlatan bu kişi bu nedenle çarmıha gerilmişti- yasalarını veren kişi, iman ettikleri andan itibaren hepsinin kardeş olduğunu öğretmişti. Grek tanrılarını bırakıp çarmıha gerilmiş bilgelerine tapınıp onun yasalarına göre yaşamaları gerekiyordu.” (Lucian, On the Death of Peregrine, s. 11–13, Samosatalı Lusyen’in Yapıtlarına Dair). Lusyen 2. yüzyılda yaşamış bir yazardır ve Hıristiyanlığa karşı çıkmıştır.

Kalemin kılıçtan daha güçlü olduğunu işitmişsinizdir mutlaka. İsa’nın dönemindeki tarihçiler ölümünü ve diriliş gerçeğini inkâr etmek isteselerdi tek yapmaları gereken bunun olmadığını söylemek olacaktı. Tarihçiler ise mesleklerine sadık kalıp sadece gerçekleri aktardılar.

36 image10706 old book 45Sizin inancınızı doğru anlıyorsam -gerçekten anlamak istiyorum- Muhammed öldükten yaklaşık 200 yıl sonra ulema sözlü geleneği yazıya geçirdi. Muhammed’in söyledikleri ve yaşamıyla ilgili olarak bu kişilerin yazdıkları Hadislerin doğru olduğuna inanılıyor. İsa’nın ölümü ve dirilişinden 200 yıl sonra değil, 120 yıl sonra yazılan bazı gözlemlere bakmanızı istiyorum. Bunlar İsa’nın sözleri olmasa da yaşamında olanların kanıtıdır. Bu kişilerin tıpkı Hadisleri yazanların gördüklerini ve duyduklarını yazarken yalan söylemek için nedenleri olmadığı gibi bu kişilerin de yalan söylemek için bir nedeni yoktu. Burada yine üç kaynakla sınırlamak istiyorum:

Kanı bizim için akıtılan Rab İsa Mesih’e saygıyla yaklaşalım." (Romalı Klement, (First Clement, 21. bölüm, İ.S. 96 )

“…çarmıhın tanıklığını kabul etmeyen Şeytan’dandır.” (Polycarp, (Letter of Polycarp, 7. bölüm, İ.S. 115)

“O’nun (Tanrı’nın) kesin olarak bildiği şeyler gerçekleşecektir. Bunlar çoktan olmuş gibi önceden bildirir… Yukarıda söylenen sözleri Davut, Mesih insan olup çarmıha gerilmeden 1500 yıl önce söylemişti. O’ndan önce ya da çağdaşları, çarmıha gerilerek öteki uluslara sevinç getirmemiştir. Fakat İsa Mesihimiz, çarmıha gerilip öldü, dirildi ve göklere çıktı, egemenlik sürüyor. Bütün uluslarda O’nun adıyla yayınlananla vaat ettiği ölümsüzlüğü almayı bekleyenler arasında büyük bir sevinç vardır.” (Justin Martyr (İ.S. 150, 42. bölüm)

Mahkeme salonunuzda oturup kanıtları yargılamanızı istedim. Dikkatle değerlendirmeniz gereken birkaç nokta daha var:

  • Tevrat, Zebur ve İncil’in değiştirilmiş olmasının olanaksızlığı.
  • Tevrat ve Zebur’un güvenilirliğinin Ölüdeniz Tomarlarıyla doğrulanmış olması.
  • İsa’nın ölümüyle ilgili Tevrat ve Zebur’da yazan peygamberlik sözlerinin yerine gelmesi.
  • İsa’nın ölümü ve dirilişiyle ilgili kendi peygamberlik sözleri.
  • İsa’nın yerine masum birinin geçirilmesinin Tanrı’nın karakteri, bilgeliği ve doğasına aykırı olması.
  • Sessizlik kanıtı: İlk başlarda bile kimsenin İsa’nın ölümünün vaaz edilmesine karşı çıkmaması ya da bunun yalan olduğunu söylememesi.
  • İsa’nın dirilişine tanıklık etmiş olan kişiler.
  • Öğrencilerin İsa’nın çarmıha gerildiğiyle ilgili inanması zor bir haberi düzmece olarak yaymaları.
  • İlk Hıristiyanların yalan olduğunu bildikleri bir şey uğruna cesaretle vaaz verip ölmeyecekleri gerçeği.
  • Hıristiyan olmayan tarihçilerin tanıklığı
  • İlk Hıristiyan önderlerin tanıklığı

Biraz önce okuduğunuz gibi İsa’nın çarmıha gerilerek ölmesini destekleyen güçlü kanıtlar vardır. Bunu çürüten sağlam kanıtlar olmadığı sürece tarihçiler ve sizin benim gibi insanlar İsa’nın çarmıha gerildiği sonucuna varırlar. İsa’nın ölümü ve dirilişi gerçekleşmediği takdirde Hıristiyanlığın ortaya çıkışını anlamak neredeyse olanaksızdır.