5. NEDEN - Yıllardır İncil’in değiştirilmiş olduğu hakkında çeşitli savlar işitiyorsunuz. Yanlış bir akıl yürütme nedeniyle bu sonuca varıldığına inanıyorum. Yazımda ve bu sonsözde şu ana kadar okuduklarınızı temel alarak, İncil hakkında nasıl bir sonuca varmalısınız? Hatırlayın daha önce şöyle demiştim:
İnsan yanlış bir önermeyle başlarsa, (örneğin, Kuran doğrudur ve bu nedenle İncil doğru değildir), sonraki adımlarının ne kadar mantıklı olduğu önemli değildir. Bu kişi her zaman yanlış sonuca varacaktır. Yanlış önermeler, yanlış sonuçlara götürür. Güçsüz önermeler ikna edici olmayan sonuçlara götürür.
O halde hangi sağlam sonuca varabiliriz? Muhammed’in döneminde hem Tora’nın hem de İncil’in eksiksiz ve gerçeklerine bağlı ve yetkili biçimlerine sahip olduğu Kuran’da açıktır. Kuran Yahudileri ve Hıristiyanları kutsal yazılarını çarpıtmak ve iyi bir şekilde yorumlamamakla suçlasa da, bu suçlamalar, tahrif-i lafzi suçlaması altına girer.
Ya Muhammed döneminde İncil veya Tora’nın güvenilir nüshaları hala mevcuttu ya da Kuran Muhammed ve Müslümanları Kitap Ehli olanlara danışma ve Tora ve İncil’in vahiylerine göre yargılama ve yaşama konusunda teşvik etmekte hatalıydı. Şayet bu doğruysa, Müslümanlar için diğer tek seçenek Hıristiyanların ve Yahudilerin Kutsal Yazıları’nı Muhammed’in döneminden sonra değiştirdiklerini söylemektir.
Olan bu mudur? Yazıdan İncil’in 7. yüzyıldan beri değiştirilmemiş olduğunu görmenin mümkün olduğunu görebilirsiniz. Diğer bir deyişle, bugün elimizde Kuran’da sözü edilen Kutsal Yazılar var. İncil’in güvenilirliği hakkında elyazması kanıtlarını dikkatli bir şekilde incelemiş olduğunuzu varsayıyorum. Yazıda İncil’den bahseden pek çok alıntı arasında F.G. Kenyon’unkini tekrarlamak isterim. Britanya Müzesi’nin eski direktörü ve Kutsal Kitap ve eski elyazmaları üzerinde en önde gelen otoritelerden biridir. Kendisi şöyle söylemiştir,
“Yeni Antlaşma’nın elyazmalarının sayısı veya bunlardan yapılmış olan erken dönem çevirilerin sayısı o kadar fazladır ki, kuşku duyulan her bölümün gerçek metninin, bu kadim belgelerden biri veya diğerinde korunmuş olması pratik olarak kesindir. Dünyada başka hiçbir kadim kitap için bunu söylemek mümkün değildir.” (10)
Müslümanlar, Hıristiyanlık ve Yahudiliği, kutsal yazılarının metinlerini değiştirmekle ve bozmakla suçlarken, bu gibi suçlamaların Kuran’da bir kere bile açıkça yapılmadığını unutmayalım. Ayrıca, Kuran, açık bir şekilde Muhammed’in bizim Kutsal Yazılarımızdan söz ettiğini, bunlara saygı duyduğunu ve yaşadığı dönemdeki insanlar için yetkili ve bağlayıcı gördüğünü ortaya koymaktadır. Son olarak, bugün elimizde olan İncil’in, Muhammed’in döneminden önce, o sırada ve sonrasında temel olarak aynı olduğuna ilişkin kesin tarihsel kanıtlar olduğunu görüyoruz.
Bu nedenle, İncil hakkındaki popüler Müslüman görüşü hatalıdır. Bunu suçlayıcı bir biçimde söylemiyorum. Sadece, İncil hakkında size öğretilenlerin gerçeği yansıtmadığını bilmenizi istiyorum. Bu sonsözü yazmamın nedeni Katoliklik hakkında bir dizi yazı yazma nedenimle aynıdır. Katoliklik İncil’in öğretişlerini yansıtmamaktadır, bu nedenle bunun farkına varmanız gerektiğini düşündüm.
Size önerim, kendi akademisyenlerinizin öğüdüne kulak vermenizdir. İncil’in güvenilirliği konusunda fikir birliğinde olan geçmişte ve günümüzde yaşayan bazı Müslüman akademisyenler arasında Abdullah İbn-i Abbas, Ali Tabari bu sonsözde kendilerinden bahsettiğimiz başkaları yer almaktadır.
İncil’i okumaktan vazgeçmeyin. Okumaktan ve sayfalarında bulunan Tanrı vahyinden bereket almaktan vazgeçmeniz için herhangi bir neden yoktur. Fakat Müslüman akademisyenlerin İncil hakkında söyledikleri üzerinde de düşünün. Pencap’taki okullarda eskiden müfettişlik yapmış Mevlevi Muhammed Said’in söylediklerine katılıyorlar. Said şöyle demişti,
“Bazı Müslümanlar İncil’in değiştirildiğini düşünüyorlar. Fakat söz konusu değiştirme olduğunda, Kuran’daki ayetlerden bir tanesi bile İncil’in veya Tora’nın değiştirildiğini söylemez. Bununla ilgili ayetlerde, Yahudilerin- evet, Hıristiyanların değil, Yahudilerin- ayetleri açıklarken anlamlarını değiştirdikleri yazılıdır. En azından Hıristiyanlar bu suçlamadan tamamıyla temize çıkmıştır. Bu nedenle İncil değiştirilmemiştir ve Tora değiştirilmemiştir. Çünkü bazı bilgisiz insanların yanlış düşünceleri nedeniyle bu Kutsal Yazılar’ın değiştirilmiş olduğu çıkarımında bulunulamaz.” (11)
İncil ve Kuran’ın fikir birliği içinde olmaması konusunda ne yapacaksınız? İlk olarak, öznel gerçekten mi yoksa nesnel gerçekten mi söz ettiğimizi saptamanız gerekir. Bugün ne tür bir pizza yediğimi anlatsam ve çok lezzetli olduğunu söylesem, öznel bir gerçekten bahsetmiş olurdum. Benim için neyin gerçek olduğundan söz etmiş olurdum. Benimle aynı fikirde olmayabilirsiniz, bunda bir sorun yok. Siz de pizzanızı neyli seviyorsanız öyle yemelisiniz. Bu bir tercih meselesi ve kimse size yanlış seçim yaptığınızı söyleyemez.
Fakat aynı şey nesnel gerçek için geçerli değildir, değil mi? Örneğin, iki artı ikinin toplamının ne olduğu konusunda farklı görüşlere sahip olamayız. Matematiksel eşitlikler ya doğrudur ya da yanlış. Tek bir doğru yanıtları vardır. Bu ilke, İncil ve Kuran için de geçerlidir. Bu iki kutsal kitap hakkında çeşitli ‘doğru’ cevaplar yoktur. Sadece iki olası cevap vardır. 1) Her ikisi de yanlıştır. 2) Sadece biri yanlıştır. Birbirleriyle çeliştikleri için ikisi de doğru olamaz.