headerLogo2b-18pt-myriadpro

Kim Olduğunu Sanıyorsun? Tanrı mı?

04 image4705 wonder question doubt confused 45İsa’ya dair en eski ve en eksiksiz kayıtlar, İsa’nın, birinci yüzyıla ait ve hala varolan Grek-Roma biyografileridir. Bunlara Müjdeler denir. Umarım bunları okumuşsunuzdur, sadece bir kere değil, pek çok kere. Tanrı’nın yönlendirmesi altında yazılan bu biyografilerde İsa’nın sürekli olarak, bugün bile O’nunla karşılaşacak olan insanların “Kim olduğunu sanıyorsun? Tanrı mı?” sorusunu sormalarına neden olacak şeyler yaptığını ve söylediğini görüyoruz. Kafamız karışıyor. Bu denli verici, iyi ve merhametli biri, nasıl olur da, aynı zamanda bu kadar egoist olabilir? Sevginin ta kendisi olan biri, nasıl olur da aynı zamanda ben-merkezci olabilir? Kendine verdiği bu önem haklı olabilir mi?

Birkaç yıl önce, hayatı için ruhsal bir anlam arayışı içinde olan bir adam, Hıristiyan inancı hakkındaki soruları üzerine konuşmak için benimle buluşmak istedi. Birlikte otururken, garip bir şekilde İsa’nın kendisine çok cazip geldiğini söyledi. Aslında, İsa’yı izlemek istiyordu ama herhangi bir kişinin bir şekilde Tanrı olabileceğine inanamıyordu. Ona bu entelektüel zorluğu anladığımı söyledim. Ama sorunu farklı bir açıdan değerlendirmeyi düşünüp düşünmeyeceğini sordum. Soru şu değil, “İsa’nın Tanrı olmasını sağlayacak bir süreç gerçekleşebilir mi?” Soru şu, “Tanrı’nın insan olabilmesini sağlayacak bir sürecin gerçekleşmesi mümkün mü?”

“Tabii,” dedi adam hemen, “Tanrı her şeyi yapabilir.” Yavaş yavaş yüzüne bir gülümseme yayıldı ve onun deyişiyle, iman sorunu eriyip gitti. Yaşadığı zorluk, denklemin yanlış tarafından başlamasından kaynaklanıyordu.

İsa’nın tanrılığıyla ilgili kanıtlar ve bunun sonuçları üzerinde çalışırken şunu her zaman aklımızın bir kenarında tutmalıyız: İlk Hıristiyanlar inançlarının, insanlarca kabul edilemez olan parçasının, bir insana tanrılık özellikleri atfetmeleri olmadığını fark ettiler. Şok edici olan, tanrıya insanlık atfetmeleriydi. Onlar için soru, “İnsan Tanrı olabilir mi?” sorusu değildi. Gerçek soru şuydu, “Tek gerçek Tanrı, evrenin Yaratıcısı, insan olmaya cesaret edebilir mi?” Tanrı’nın bir insanın içinde yaşamayı seçmesi için herhangi bir neden olabilir miydi?

05 image3850 jesus savior lord forgive 45Şayet İncil’iniz varsa- olduğunu ümit ediyorum- İsa’nın, yaşadığı dönemin din önderlerini tamamıyla çılgına çeviren bir alışkanlığı olduğunu bilirsiniz. İnsanlara tüm günahlarının bağışlanmasını sundu. Bu yazıyı okuduktan sonra lütfen, İsa’nın Duyguları yazı dizisindeki İsa ve Adlarının Cennette Yazılmış Olmasından Ötürü Duyduğu Sevinç yazısını okuyun. O yazıda, kendinizi, İsa’nın felçli birine bağışlama sunduğu kalabalık bir odada bulacaksınız. İsa’nın yaşamındaki gerçekten harika anlardan biri. Bana inanın, O’nunla bu anı yaşadığınız için kendinizi ayrıcalıklı hissedeceksiniz.

İnsanların günahlarını bağışlamak her ne kadar kulağa merhametli gelse de, şayet, İsa sadece bir peygamber, dini önder veya öğretmense, pek anlamlı değildi. Aslında kendisine karşı işlenmemiş olan günahlar için insanları bağışlaması, İsa’nın kişi ve Tanrı arasında olması gereken meselelere karıştığı görüntüsü veriyordu.

Ben beni gücendiren birini bağışlayabilirim ve siz sizi gücendiren birini bağışlayabilirsiniz. Peki ama, siz veya ben, bizi doğrudan gücendirmemiş olan birine bağışlama sunmaya kalkışacak olsak? Diyelim ki, birinin evine girdiniz ve burada adamın karısına onu gücendirecek bir şey söylediğine tanık oldunuz. Ya da karısına şiddet uygulandığını gördünüz. Oturma odasına giriyorsunuz ve adama şöyle diyorsunuz, “Olsun. Bağışlandın.” Saçma mı? Kesinlikle. Size yapılmayan bir şeyi bağışlamak size düşmez. Nitekim, sadece kadının yapabileceği bir şeyi onun elinden çalmış olursunuz? Nasıl mı? Ancak yaralı tarafın, kabahatli olan kişinin bağışlanıp bağışlanmamasına karar vermeye hakkı vardır.

Baskın bir yapıya sahip olan annenizin bıraktığı duygusal yaralardan kurtulmak amacıyla yardım almak için bir psikiyatriste gitseniz ve psikiyatrist size, “Geçmişin acılarından kurtulmanın tek yolu bağışlamaktır” diyecek olsa. Bu tabii ki doğrudur. Ama sonra, telefonu eline alsa ve annenizin evini arasa ve sonra da annenize, bağışlandığını söylese? Sadece bununla da kalmayıp, psikiyatrist size dönse ve şöyle dese, “Her şey halloldu. Sorun çözüldü.” Bu durum karşısında, anlaşılacağı gibi öfkelenirsiniz. Bu adam kim olduğunu zannediyor, annemin bana karşı işlediği günahları bağışlayabilir mi? diye bağırıyorsunuz!

06 teachable question mark 45Gördüğünüz gibi, şu soruyu sormalıyız, “İsa her kabahat için bağışlama sunarak kim olduğunu zannediyor?” İsa, ya başkalarının işlerine karışan egoist biri ya da İsa, kendine özgü bir şekilde bizim için Tanrı’nın beden almış hali ve bu nedenle, her günah nihai olarak Tanrı’ya karşı işlenmiş bir günah olduğu için bağışlama sunabilir. İşte Kutsal Kitap’tan bu gerçeğe işaret eden iki bölüm.

“Yusuf'u evinin ve sahip olduğu her şeyin sorumlusu atadığı andan itibaren RAB Yusuf sayesinde Potifar'ın evini kutsadı. Evini, tarlasını, kendisine ait her şeyi bereketli kıldı. Potifar sahip olduğu her şeyin sorumluluğunu Yusuf'a verdi; yediği yemek dışında hiçbir şeyle ilgilenmedi. Yusuf güzel yapılı, yakışıklıydı.

Bir süre sonra efendisinin karısı ona göz koyarak, “Benimle yat” dedi. Ama Yusuf reddetti. “Ben burada olduğum için efendim evdeki hiçbir şeyle ilgilenme gereğini duymuyor” dedi, “Sahip olduğu her şeyin yönetimini bana verdi. Bu evde ben de onun kadar yetkiliyim. Senin dışında hiçbir şeyi benden esirgemedi. Sen onun karısısın. Nasıl böyle bir kötülük yapar, Tanrı'ya karşı günah işlerim?” Potifar'ın karısı her gün kendisiyle yatması ya da birlikte olması için direttiyse de, Yusuf onun isteğini kabul etmedi.” (Yaratılış 39:5-10, Eski Antlaşma)

Zina işlerken yakalanan Kral Davut da Tanrı’ya aynı şeyi söylüyor, “Sana karşı, yalnız sana karşı günah işledim. Senin gözünde kötü olanı yaptım.” (Mezur 51:4, Eski Antlaşma)