headerLogo2b-18pt-myriadpro

Kim Olduğunu Sanıyorsun? Tanrı mı?

10 image6629 arrow down 45

İsa’nın öğretişlerine katılabilirsiniz veya katılmayabilirsiniz ama önce onu anlamaya çalışın. Mesajının özünü anlamak başlangıç noktamıza bağlıdır. Bunu söylerken, öğretişlerine insani bir bakış açısıyla mı yoksa ilahi bir başlangıç noktasından mı baktığımıza bağlıdır. Kendi benmerkezci bakış açımızdan başlarsak, şuna benzer sorular sorarız, “Neden bütün dinler Tanrı’ya eşit bir şekilde yönlendirmiyor?” Fakat, İsa’nın hikayesine ilahi bir başlangıç noktasından bakarsak, o zaman kapsayıcı mesajı görebiliriz. Tanrı herkesin cennette sonsuz yaşama sahip olması isteğini ilan etmek için insan biçiminde dünyaya indi. Herhangi bir din dışında herkesin.

“O bütün insanların kurtulup gerçeğin bilincine erişmesini ister.” (1.Timoteos 2:4)

İsa’nın doğumunun, yakınlardaki çobanlara melekler tarafından duyurulmasına kulak verelim, “Aynı yörede, sürülerinin yanında nöbet tutarak geceyi kırlarda geçiren çobanlar vardı. Rab'bin bir meleği onlara göründü ve Rab'bin görkemi çevrelerini aydınlattı. Büyük bir korkuya kapıldılar. “Melek onlara, "Korkmayın!" dedi. "Size, bütün halkı çok sevindirecek bir haber müjdeliyorum: Bugün size, Davut'un kentinde bir Kurtarıcı doğdu. Bu, Rab olan Mesih'tir.” (Luka 2:8-11).

Bütün insanlar için büyük sevinç getirecek bir haber. Sizin için. Benim için. Tanrı’nın insanlığa mesajı budur. Tanrı bütün kelimesini kullanıyor. Bu kurtuluş yolu, bir kuyuya düşecek olsanız ve sizi kurtarmanın tek yolu aşağı bir halat sarkıtmak olsa, bu yolun tek yol olmasından daha dışlayıcı değildir. Tek kurtuluş yolunu fazlasıyla dışlayıcı ya da kısıtlayıcı bularak eleştirmek aptalca olurdu, öyle değil mi? Ama insanlar Tanrı ve Hıristiyanlık’la ilgili olarak birçok kez bu eleştiriyi yapıyorlar. Biz kendi kaçış yolumuza karar verme gücünü istediğimiz için birden fazla seçenek talep ediyoruz. Her şeyi biz yönetmek istiyoruz. Fakat cennete giden yolun tek çözümü, dışlayıcılığı ima etmiyor- elbette çözüm istisnasız olarak herkese sunulduğu takdirde.

11 image3899 god worship praise sharper 45Tabii ki, tamamıyla insani bir bakış açısıyla incelendiğinde, İsa’nın kendisi hakkında ki iddiaları kibirli bir dışlayıcılık gibi görünüyor. Herhangi bir kişi, ister öğretmen, ister peygamber, ruhsal önder veya politikacı olsun, Tanrı’ya giden tek yol olduğunu iddia etse, bu kişinin ya kendini büyüten ya da kendini kandıran biri olduğunu düşünürdük, öyle değil mi? Fakat İsa’nın Kutsal Kitap öğretişine İncil’in sunduğu biçimde- yani, Tanrı’nın İsa Mesih’in yaşamı aracılığıyla beden alması açısından- yaklaştığımız takdirde o zaman her şey değişir.

Böylece İsa Tanrı’ya giden tek yol olduğunu iddia ettiğinde kibirli davranmış olmuyor. İsa’ya giden yol olduğunu iddia ediyor çünkü Tanrı olduğunu iddia ediyor. Örneğin, kendisine “Rabbim ve Tanrım!” diye hitap eden bir öğrensinin tapınmasını kabul ediyor.

Tarihte bu an, İsa’nın ölümden dirilişinden sadece birkaç gün sonra, İsa öğrencileriyle karşılaştığı zaman yaşanıyor:

“Onikiler'den biri, "İkiz" diye anılan Tomas, İsa geldiğinde onlarla birlikte değildi. Öbür öğrenciler ona, "Biz Rab'bi gördük!" dediler. Tomas ise, "O'nun ellerinde çivilerin izini görmedikçe, çivilerin izine parmağımla dokunmadıkça ve elimi böğrüne sokmadıkça inanmam" dedi.

Sekiz gün sonra İsa'nın öğrencileri yine evdeydiler. Tomas da onlarla birlikteydi. Kapılar kapalıyken İsa gelip ortalarında durdu, "Size esenlik olsun!" dedi. Sonra Tomas'a, "Parmağını uzat" dedi, "Ellerime bak, elini uzat, böğrüme koy. İmansız olma, imanlı ol!"

Tomas O'na, "Rabbim ve Tanrım!" diye yanıtladı. İsa, "Beni gördüğün için mi iman ettin?" dedi. "Görmeden iman edenlere ne mutlu!" (Matta 28:24-30)

Artık Tomas İsa’nın ölümden dirilişinin gerçek olduğu konusunda tamamıyla tatmin olmuştur. Aksine nasıl inanabilirdi? Çarmıha gerilen aynı İsa artık yaşıyordu ve karşısında duruyordu!

12 image12289 cool text my lord and my god brown 45İsa’ya doğrudan seslenerek şöyle diyor, “Rabbim ve Tanrım!”

İsa’nın bu noktada ne yapmadığını anlamak önemli. İsa, uygunsuz bir dil kullandığı için O’nu azarlamadı. Dindar olan hiçbir insan kendisine bu şekilde hitap edilmesine izin vermez ama İsa izin veriyor.

Gerçekten, İsa bizlerle buluşmak ve bizi kurtarmak için gelen Tanrı’dır. İsa’nın kendisinin yol, gerçek ve yaşam olduğunu ilan ettiği bölümde öğrencilerden biri bir soru soruyor.

“İsa, "Yol, gerçek ve yaşam Ben'im" dedi. "Benim aracılığım olmadan Baba'ya kimse gelemez. Beni tanısaydınız, Babam'ı da tanırdınız. Artık O'nu tanıyorsunuz, O'nu gördünüz."

Filipus, "Ya Rab, bize Baba'yı göster, bu bize yeter" dedi. İsa, "Filipus" dedi, "Bunca zamandır sizinle birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan, Baba'yı görmüştür. Sen nasıl, 'Bize Baba'yı göster' diyorsun?” (Yuhanna 14:6-9)

Kendilerine Tanrı’yı göstermesini istediklerinde, İsa aslında, ‘O’na bakıyorsunuz!’ diyor. İsa’yı tanımak Tanrı’yı tanımaktır. İsa’nın söylediklerini tam olarak anlayabiliyor musunuz bilmiyorum ama sözleri dünyaya meydan okuyan gerçeklerdir. Bize Tanrı’yı tanıtması için artık aracılık edecek bir dine ihtiyacımız yok. Tanrı bize kendisini İsa kişisinde tanıttı!!