headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve Cennet Teklifini Reddeden Varlıklı Adam

Saf İyilik

07 image10956 think wonder sharpened 45Varlıklı adamın yanlış anladığı ikinci şey İsa Mesih’in kimliğiyle ilgiliydi. Adam sonsuz yazgısıyla ilgili sorusuna doğru yanıtı bulmak için gerçekten de doğru kişiye gelmişti. Ama kime seslendiği konusunda yanlış bir anlayışa sahipti. İsa, ‘bana neden iyi diyorsun?’ dediğinde kendi günahsızlığını ya da tanrılığını inkar etmiyordu. Varlıklı adamın, İsa’yı iyi olarak tanımlamasını haklı olarak kabul edebilirdi. Saf iyilik. Fakat İsa varlıklı adamın iyiliğin anlamı hakkında daha derin düşünmesini istiyordu. İsa hakkında daha fazla şey öğrenmek için yapabileceğiniz en iyi şey İncil’i okumaya devam etmektir. Konuşmasını dinleyin. Kalabalıklar arasında hareketini ve bu hikayedeki gibi insanlarla konuşmalarını okuyun. İsa hakkında kendi izleniminizin oluşmasına fırsat vermek için zaman ayırın. Okurken İsa’ya kendisi hakkında sorular sorun. Gerçekten de tanımaya değer biridir.

Varlıklı adam kendisi hakkında da yanlış bir fikre sahipti. Kurtarıcıya ihtiyaç duyan çaresiz ve umutsuz bir günahkar olduğunu görmüyordu. İsa, iyiliğin tamamıyla tanrısal bir nitelikolduğunu söylediğinde, bu bizler için ne anlama geliyor? Söylemeye çalıştığı, insanlığın iyi değil, günahkar olduğuydu. Sadece Biri iyidir. O da Tanrı’dır, siz değilsiniz. Ya da Tanrı tek iyi olandır, ben değilim. Sadece Tanrı. Bizim anlamanız gereken şey, insanın kutsal bir Tanrı’yı hoşnut etmek için gereken iyi şeyleri yapıp yapamayacağıdır. Varlıklı adam Tanrı’nın mutlak iyiliğiyle karşılaştırıldığında ne kadar günahkar olduğunu anlamadı. Sonsuz yaşamın paha biçilmez hazinesini de bu mutlak iyiliğe sahip Tanrı’dan almak istiyordu. Yüreğinde ruhsal olarak iflas etmiş olduğunu kabul edene kadar sonsuz yaşamı garantilemek için gereken bedeli ödeyemeyeceğini asla bilemeyecekti. Eğer varlıklı adam da dahil kimse iyi değilse, insan nasıl sonsuza dek kutsal bir Tanrı’yla yaşamak için gereken niteliklere sahip olabilirdi? Öğrencileri şok eden de bu oldu:

“Öğrenciler O'nun sözlerine şaştılar. Ama İsa onlara yine, "Çocuklar" dedi, "Tanrı'nın Egemenliği'ne girmek ne güçtür! Devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliği'ne girmesinden daha kolaydır." Öğrenciler büsbütün şaşırmışlardı. Birbirlerine, "Öyleyse kim kurtulabilir?" diyorlardı. İsa onlara bakarak, "İnsanlar için bu imkansız, ama Tanrı için değil. Tanrı için her şey mümkündür" dedi.”

08 image10957 scale scales sharpened 45Bunlar üzerinde düşünülmesi gereken, insanı derinlerde rahatsız eden konular, öyle değil mi? Başlangıçta söylediğim gibi, sonsuzluktaki yazgımız gibi yaşamsal konularda, doğru soruları doğru kişiye sorduğumuzdan emin olalım.

Kusursuz olmak

Ele almamız gereken ve yanlış anladığımız son bir şey daha var. Varlıklı adam, Tanrı’ya kendisini cennete kabul ettirecek kadar sıradışı? bir şey yapabileceğini düşünmekle hata ediyordu. Cennete giden yolu yanlış anladı! Siz de, cennetin hak edilebileceğini ya da kazanılabileceğini umut eden bir halk arasında yaşıyor olabilirsiniz. Örneğin, pekçok kişi şu anda, biri bir omuzunda diğeri öteki omuzunda iki meleğin iyi ve kötü işlerini kaydetmekte olduğuna inanıyorlar. Onlar da tıpkı Katolik akrabalarım gibi. Bizim hikayemizdeki zengin adam gibi. İkisi de yaptıkları dinsel şeylerle Tanrı huzurunda erdem kazanacaklarına inanıyorlar. İyi işlerinin nihai olarak kötü işlerine ağır basacağını umut ediyorlar. Şayet bu ifadeler sizin inançlarınızı da ifade ediyorsa, size kısmen katılıyorum. Evet, insan sonsuz yaşamı kazanacaksa iyi işlerin gerekli olduğu doğrudur. Fakat bizim sorunumuz günahkar insanların bunu kusursuz bir şekilde yapmayı başaramayacağıdır. Burada ‘kusursuz’ sözcüğünün altını çizin.

İnternete girdiğinizde bir ara 4 Kardeş ve Nehrin Cazibesi adlı makaleyi okuyun lütfen. Şimdiye kadar okuduğum en kuvvetli hikaye. Beş erkek kardeşi anlatıyor, dördü çok güçlü bir akıntıya sahip bir nehirde sürükleniyorlar. Burada ele aldığımız konularla ilgili. Bu makaleden yararlanacağınızı ve bu sürükleyici hikayeden keyif alacağınızı biliyorum. Okuduktan sonra, ‘kaya’ sözcüğünü uzun süre unutamayacağınızı eminim. Şimdilik daha fazla bir şey söylemeyeceğim.

Hikayemizde İsa, varlıklı adamın yüreğini sınıyor ve sahip olduklarıyla cennet arasında bir seçim yapmasını istiyor. Tanrı hakkında ne biliyor olursa olsun varlıklı adam en çok sevdiği şeyden - parasından vazgeçmeyi istemediğini açıkça ortaya koydu.

09 image10264 heart love 45Bu hikayede en çok sevdiğim şey İsa’nın varlıklı adama çoğu ‘kutsal ötesi’ kişinin vereceği karşılıktan daha farklı karşılık vermiş olmasıdır. Adamı küçümsemedi. İster inanın ister inanmayın ama İsa adama yukardan bakmadı! Varlıklı adam daha uzun olduğu için değil. Bunun nedeni İsa’nın dünyaya, insanlara yani dünyadaki bütün insanlara hizmet etmek için gelmiş olmasıdır! “Adama baktı ve onu sevdi.” Ona bir hizmetkar gibi baktı. Öğrencilerine şöyle dedi,

“Aranızda büyük olmak isteyen, ötekilerin hizmetkarı olsun. Aranızda birinci olmak isteyen, hepinizin kulu olsun. Çünkü İnsanoğlu [İsa] bile hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi." (Markos 10:43-45, İncil)

‘Hizmetkar’ sözcüğünü duyduğunuzda aklınızda nasıl bir tablo canlanıyor? Belki en zevdiğiniz lokantadaki garson geliyordur. Ya da bozulan tuvaletler ya da damlayan musluklar nedeniyle yıllardır bir ilişki geliştirdiğiniz muslukçu. Bazıları ailesi için yorulmadan çalışan annelerini bile düşünebilirler. ‘Hizmetkar’ sözcüğünü düşündüğümde benim aklıma çocuklar için kamp danışmanı olarak çalıştığım yaz günleri geliyor. Her çocuk kampa küçük ‘insan sorunlarını’ getirirdi. Ben de, kendimi bir yana bırakarak, anne babalarının vermesi gereken fakat vermediği rehberliği onlara vermeye çalışırdım.

Fakat bazen gerçek bir hizmetkarı sahte bir hizmetkardan ayırt etmek mümkün değildir. Aradaki farkı nasıl anlayabilirsiniz? Kendilerine bir hizmetkar gibi davranıldığında nasıl tepki verdiklerine bakarak görebilirsiniz.