headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve Cennet Teklifini Reddeden Varlıklı Adam

13 image10962 crowd rich man leaves face 45İsa’nın öğrencileri, uzaklaşan varlıklı adamın ardından ne yaptılar? Tamamıyla şok olmuşlardı! O dönemde birçok insan zenginlerin cennete, yoksulların ise cehenneme gideceğine inanırdı. Zenginliğin, Tanrı’nın doğruluğa verdiği ödül olduğuna inanılırdı, yoksulluk ise günahın cezasıydı. İsa’nın öğretişi, o günün dinini- sadece bu varlıklı adamın yaşamını değil- tamamıyla alt üst etti. Bu ayetlerde ve İncil’de başka yerlerde, söz konusu cennete gitmek olduğunda kimsenin sonsuz yaşamı kazanacak kadar çok ve uzun çalışamayacağını öğreniyoruz.

Hikayemizde yaşamın anlamını anlamayan varlıklı bir adamı ele aldık. Sadece cennete nasıl gidileceğini anlamamış değildi. Yaşamanın anlamını, nedenini hiç anlamadı. Boşa harcanmış bir yaşam! Ne kadar üzücü! İsa, varlığımızla ilgili asıl önemli olan şeyden dikkatimizi uzaklaştırmamamız için bizleri uyarıyor.

Sanırım, varlıklı adam oradan ayrıldıktan sonra İsa’nın öğrencileriyle yaptığı şu konuşmayı birilerinden duymuştur: "Öyleyse kim kurtulabilir?" diyorlardı. İsa onlara bakarak, "İnsanlar için bu imkansız, ama Tanrı için değil. Tanrı için her şey mümkündür" dedi.

Tanrı, inanılmaz olanı yapıyordu.

Umarım İsa çarmıha gerildiğinde zengin adam da oradaydı. İsa’nın ölümünü izledi mi? İsa’nın ölümden nasıl dirildiğini duydu mu? Kendi gözleriyle görebilmek için işini bırakıp boş mezara gitti mi? İsa, öğrencilerine insan için olanaksız olanın Tanrı için mümkün olduğunu söylediğinde ne demek istediğini nihayet gördü mü? İsa, söz konusu insan olduğunda, insanın yaptığı bir şey sayesinde cennet ödülünü almanın muhtemel ya da pek mümkün olmadığını söylemedi, bunun tamamıyla olanaksız olduğunu söyledi. Ama burada İsa’nın öldüğü ölüm tepesinde ve üçüncü gün ölümden dirildiği mezarda Tanrı olanaksız olanı gerçekleştiriyordu. Tanrı, inanılmaz olanı yapıyordu. Bir ara ‘Tanrı’nın Sevgisi hakkında Daha Fazla Öğrenmek’ adlı dizideki her makaleyi okumanızı öneririm. Hepimizin Tanrı’nın insanlığa olan sevgisi hakkında öğrenecek daha çok şeyimiz var.

14 image8071 shock surprise pink 45Sanırım şu anda düşüncelerinizi okuyabiliyorum. “Bu, gerçek olamayacak kadar iyi! Ama inanılabilir mi? Ayet ne diyordu? Cennet için sadece lütuf aracılığıyla gitmek gibi bir şey?” Siz de kendinizi, benim kendimi ailem ve sevdiklerimle bulduğum durumda bulabilirsiniz. Bu konuda daha önce bir şeyler okudunuz. Sonsuzluğu nerede geçireceğinizi bilmemek sizi tatmin ediyor mu? Diğer insanların size Tanrı hakkında verdiği yanıtlar sizi tatmin ediyor mu?

Bütün İncil’deki en şaşırtıcı ifadelerden biri şu ayetlerde bulunur. Sizce bu üç ayetten hangisini kast ediyorum?

“Kutsal Yazı ne diyor? "İbrahim Tanrı'ya iman etti, böylece aklanmış sayıldı." Çalışana verilen ücret lütuf değil, hak sayılır. Ancak çalışmayan, ama tanrısızı aklayana iman eden kişi imanı sayesinde aklanmış sayılır.” (Romalılar 4:3-5, İncil)

En şaşırtıcı olan son ayettir! Şunu şöylüyor: “Tanrı, kötü insanları bile kendi gözünde doğru yapar.” Ne inanılmaz bir iddia! İyi insanları doğru kılmak bir şey, peki ya kötü olanlar? Tanrı’nın düzgün olanı aklamasını bekleyebiliriz, peki ama kirli olanlar? Hikayemizde iyiliğin gerçek anlamı hakkında pekçok şey öğrendik, öyle değil mi? Peki ya sizin ve benim gibi Tanrı’nın iyilik kıstasına uymayanlar?

KÖTÜ HABER: Yapabileceğimiz hiçbir şey bizi Tanrı’nın gözünde doğru kılamaz. Doğruluk bizden gelemez.
İYİ HABER: Tanrı’nın kötü insanları bile kendi gözünde doğru kılmasının bir yolu vardır. Göklerden gelir ve bize bağlı değildir.

15 arrow down3 temp5 45Ailem ve sevdiklerim, performansa bağlı bir din sistemi içindeler, sizin içinde yetiştiğiniz sisteme biraz benziyor. Sanırım meleklerin iyi ve kötü eylemlerinizi kaydetmesi fikri sizin içinize derin bir şekilde işlemiştir. Her birimiz için iyi haber kurtuluşun dünyadan yukarı doğru değil, cennetten dünyaya doğru geldiğidir. Kurtuluş Tanrı’dan verilir, Tanrı’dan gelir, Tanrı tarafından güçlendirilir ve Tanrı’dan kaynaklanır. Armağan insandan Tanrı’ya değildir, Tanrı’dan insanadır.

İki yüz değil, sadece iki.

Sadece bu noktadan hareketle Hristiyanlık dünyadaki bütün dinlerden ayrılır. Başka hiçbir sistem, ideoloji ya da din, yargıyı hak ettikleri ve hiçbir şey hak etmedikleri halde insanlara karşılıksız bir bağışlama ve yeni yaşam vermeyi vaat etmez. Nitekim, söz konusu kurtuluş olduğunda dünyanın tanıdığı ya da tanıyacağı sadece iki din vardır. İki yüz değil, sadece iki. İlahi gerçekleştirme, yani Kutsal Kitap’a bağlı Hristiyanlık vardır. Sonra bir de insanların başarısına bağlı din, yani diğer bütün dinler vardır. Bu dinlerin farklı isimleri vardır ama özünde inançları aynıdır. Tanrı’ya yaklaşımları değiş tokuş sistemine dayanır. Ben bunu yaparsam Tanrı şunu yapar. Ya da şunu yapabilir. Tanrı’nın nasıl karşılık vereceğinden emin olmadıkları için gerekli olduğunu düşündüğünüzden daha fazla iyi işler biriktirmek iyi bir fikir olacaktır. Emniyeti elden bırakmamak gerek. İsa’yla konuşan varlıklı adam böyle düşünüyordu. Ne kadar şaşırtıcı bir konuşmaydı bu konuşma! Varlıklı adam Tanrı’nın hiçbir şekilde pazarlığa izin vermediğini öğrendi. İnsan pazarlık yapacak konumunda değildir. Tanrı’ya O’nu memnun edecek bir iyilik düzeyi sunamaz. Nitekim, insanın pazarlık yapabilmesi için elinde bir şey yoktur.