headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve Cennet Teklifini Reddeden Varlıklı Adam

16 image10980 swim swimming 45Günahlardan fazla sevap biriktirmeye çalışmak Atlantik Okyanusu’nu yüzerek geçmeye çalışmak gibi bir şeydir. Yüzücülere derin suların başladığını belirten ilk şamandrayı bile geçemeyiz. Ben merkezli düşüncelerimiz ve kötü eylemlerimiz bizi sürekli kıyıya doğru iter. Kurtuluşumuzun dağını fethetme girişiminde bulunuruz ama tepeye tırmanmak şöyle dursun kamp yerimizden bile ayrılamayız. Yapmamız gereken şey başa çıkılamayacak kadar büyüktür. Daha fazla malzemeye, kaslara ya da tekniğe ihtiyacımız yok. Helikoptere ihtiyacımız var!

Bu hikayeyi okurken bir helikopter üzerinizden uçuyormuş gibi geldi mi? Orada. Sizi kaldırmaya ve hayatınızda olanaksız olanı gerçekleştirmeye hazır. Yani, Tanrı bunu sizin yerinize yapmaya hazır.

Aşağıda, yine çok şaşırtıcı bir ifade olduğunu düşündüğüm dört ayet bulacaksınız. Sizce bu ayetlerin hangi kısmını en şaşırtıcı buluyorum? Size bir ipucu vereyim. Tanrı’nın sizin için en büyük hayali, zengin, başarılı ya da ünlü olmanız değil. Tanrı’nın sizin için en büyük arzusu O’nunla doğru bir ilişkiye sahip olmanız.

“Bu nedenle Yasa'nın gereklerini yapmakla hiç kimse Tanrı katında aklanmayacaktır. Çünkü Yasa sayesinde günahın bilincine varılır. Ama şimdi Yasa'dan bağımsız olarak Tanrı'nın insanı nasıl aklayacağı açıklandı. Yasa ve peygamberler buna tanıklık ediyor. Tanrı insanları İsa Mesih'e olan imanlarıyla aklar. Bunu, iman eden herkes için yapar. Hiç ayrım yoktur. Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı.” (Romalılar 3:20-23, İncil)

17 image10965 breathless awe surprise 45Başka bir şey dikkatinizi çekmiş olabilir ama beni şaşırtan ayet şu: “Ama şimdi Yasa'dan bağımsız olarak Tanrı'nın insanı nasıl aklayacağı açıklandı.” Bu ayet ne anlama geliyor? Şunu şöylüyor, ‘Tanrı’nın, insanlarla ilişkisini doğru konuma getirmek için kullanabileceği bir yol var. Bu yolun, insanın uyma girişiminde bulunduğu dini yasalarla hiç ilgisi yok.’ Tanrı’nın bu açıklaması sizin de nefesinizi kesiyor mu? Siz de söyleyecek bir şey bulamadan öylece kalakalıyor musunuz? Burada bizler dinsel inançlarımıza ve dinle ilgili görevlerimize bağlı kalmaya çalışıyoruz. Oysa tek duyduğumuz şey Tanrı’nın, bu iyi işlerin kendi gözünde kabul edilemeyeceğini söylediği. “Ama şimdi Yasa'dan bağımsız olarak Tanrı'nın insanı nasıl aklayacağı açıklandı.”

İsa’yla konuşan varlıklı adam, insanların gözünde doğru biri olduğundan emindi. Varlıklıydı, bu nedenle birçok insan kendisine hayranlıkla bakıyordu. Aynaya baktıkça, insanlara hak veriyordu. Peki ya Tanrı’yla ilişkisi doğru muydu? Önemli olan soru bu- insanın bizi nasıl gördüğü değil, Tanrı’nın bizi nasıl gördüğü! Varlıklı adamın hikayesini ve nasıl üzücü bir şekilde bittiğini biliyorsunuz. Peki ya biz? Cenneti hak edemeyeceğimi fark etmek bende uzun zaman aldı. Umarım sizin için bunu kabul etmek o kadar uzun sürmez.

Tanrı, kendisiyle doğru bir ilişkiye sahip olmamızı nasıl sağlar? Tanrı şu ayetlerde bizlere ne diyordu?

“Tanrı insanları İsa Mesih'e olan imanlarıyla aklar. Bunu, iman eden herkes için yapar.”

“Peki ama neden İsa?” diye sorabilirsiniz. Neden Hristiyanlık’tan sonra gelen birçok dinin karizmatik liderlerinden biri değil? Tanrı’nın ne yaptığını anlamak için zamanın ilerisine değil, geçmişine bakmalıyız. Geleceğe yani Hristiyanlık’tan sonra gelen herhangi bir dine değil, geriye, insanlık tarihinin başlangıcına gitmeliyiz.

18 image10966 law guilty break 45Tanrı Adem’e söz dinlemediği takdirde ne olacağını söyledi? “Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.” (Yaratılış 2:17, Eski Antlaşma). Tanrı itaatsizlik konusunda son derece açıktı. Sözleşmede çok ince hükümler yoktu. Saklı bir plan yoktu. Adem’in kendini savunmak için kullanabileceği bir kaçamak noktası ya da teknik ayrıntı yoktu. Tanrı hiçbir zaman bizimle oyun oynamadı. Adil oldu. Aden Bahçesi’nden beri, günahın ücreti ölümdür. Tanrı, Aden Bahçesi’nden söylediğini İncil’de teyit etti:

“Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.” (Romalılar 6:23 İncil)

Bir seferinde bir poliçede kaçamak noktaları aradığımı hatırlıyorum. Henüz İsa’ya iman etmemiştim. Bu nedenle yüreğimdeki boşluğu doldurmak için bir spor araba satın almıştım. Sınırlı bir süre için sürümü olan bir arabaydı. Her yıl sadece belli sayıda üretiliyordu bu arabalardan. Araba hızlıydı ve bu nedenle araba sigortası yapan şirketlerle sorunlar yaşıyordum. Bu aracın sigortası çok pahalıydı ama sorun bu değildi. Araba, ancak saatte 200 km hıza ulaştığında iyi bir sürüşe sahip oluyordu. Bu hızda güvenli bir şekilde arabayı kullanabileceğim pek fazla çevre yolu yoktu ama ben yine de bu hızda kullanıyordum.

Dikkatsiz sürüşüm ve aşırı hızdan yediğim ceza makbuzlarımın sonuçları ortaya çıkmıştı. Aracımın sigortasını yapan şirket poliçemi iptal edeceklerini bildirdi. Kendimi savunmamın bir yolu yok muydu? Dediğim gibi, poliçede bazı kaçamak noktaları bulmaya çalıştım. Kendimi savunmanın hiçbir yolunu bulamadım. Aynı şekilde, kendimi Tanrı önünde savunmanın bir yolu da yoktu. Araba kullanma kaydım beni suçluyordu. Kuralları çiğnemekle dolu geçmişim beni suçlu çıkarıyordu. Ne diyebilirdim? Tanrı ve bizim aramızdaki ilişki de tam olarak böyledir.