Tanrı sevgi olduğu gibi, adildir. Adil olmayıp da hala Tanrı olması mümkün değildir. Çıkmazı görüyor musunuz? Ya da, en azından bizim bakış açımıza göre bir çıkmaz gibi görünüyor. Tanrı’nın sevgisinin, erdemlerden bağımsız olarak verildiğini öğrendik. Vermeyi isteyen bir sevgi bu. Kişi hak etmiyor olsa bile, sevilen için mümkün olan en yüce iyiliği arzular. Ne çıkmaz değil mi? Mükemmel adalet, günahlarımızın cezasının ödenmesini gerektirirken, mükemmel sevgi, af ve barışma gerektiriyor.
Tanrı’nın sevgisi kusursuzdur. Tanrı’nın sevgisi hiçbir zaman ılımaz. Öte yandan, insan adaletinden farklı olarak Tanrı’nın adaleti de mükemmeldir. Mükemmel bir adalete sahip olan Tanrı günahın cezasız kalmasına izin veremez. İzin verecek olursa, artık adil sayılamaz. Mükemmellik Tanrı’nın doğasında vardır ve Tanrı, Tanrı olmaktan çıkmadan kendi doğasına aykırı davranamaz. Adil olmayan dünyasal bir yargıç yasayı çiğneyen birini görmezden gelebilir- rüşvet nedeniyle, suçlu eski bir tanıdığı olduğu için veya başka nedenlerden ötürü. Adil olmayan bir yargıç bu şekilde davranabilirken, kusursuz bir yargıç davranamaz.
Adil olmayan bir yargıcın durumumuzu inceleyip, suçumuzu görmezden geleceğini umduğumuz zamanlar vardır. O zamanlarda yasayı ihlal etmişizdir. Peki, ya yasayı çiğneyenler değil de, başkasının haksızlığına uğrayanlar olsak? Tecavüze uğrayıp öldürülen genç kızın aile üyelerine ne istediklerini sorun. Adalet isterler. Adil olan bir yargıç isterler. Sapık henüz yakalanmadıysa, medyaya ne derler? Katil bulunana ve idam edilene kadar huzur bulmayacaklarını söylerler. Adalet yerine gelene kadar huzur bulamayacaklar.
Yasaları çiğneyenler cezalandırılmalı mı? Tanrı, buyruklarına başkaldırarak onları çiğnemiş olmamızı cezalandırmamalı mı? Şayet, adil bir yargıçsa, cezalandırması gerekmez mi? Onurunu koruması gerekmez mi? Dediğim gibi, buradaki çıkmazı görüyorsunuz. Tanrı, adalet standardını bizim ölçümüze indirmemize izin vermeyeceğine göre bu çok büyük bir çıkmaz.
Tanrı büyüktür! Eminim bu konuda bana katılacaksınız, peki ama Tanrı ne kadar büyük? Tanrı, insanın itaatsizliğinin cezasını ödemeye karar verseydi, bunu yapabilir miydi? Tanrı’nın sevgisi bu kadar kapsamlı mı? Bu soruları sormak adil değildir. Farkındayım. Sonsuz ölçüde bir sevgiyi kavrayamayacak ölümlü varlıklarız biz. Daha önce İncil’de Tanrı’nın kendisini nasıl açıkladığını okumuştunuz. “Tanrı sevgidir.” (1.Yuhanna 4:8, İncil). Buna göre, Tanrı ve sevgi, kutsal eş anlamlılardır. İlahi olarak ve özünde aynıdırlar. Tanrı’nın sevgisi, Tanrı kadar sonsuzdur. Tanrı’nın sevgisi için bu doğru olsa da, ölümlü varlıklar olarak, Tanrı’nın büyüklüğünü ve sınırsız ve anlaşılamaz sevgisini kavrayamayız. Kumsalda denize küçük deniz kabukları batıran küçük çocuklar gibiyiz. Suyla parlayan kabuğu çıkartıyoruz, plastik kovamızın olduğu yere koşuyoruz ve suyu içine döküyoruz. Kabuğumuzu yeniden doldurmaya koşarken, denizin suyunu boşaltma düşüncesi geçiyor kafamızdan. Neden olmasın? Başka bir şey ilgimizi çekene kadar bir saat kadar bunu projemiz haline getiriyoruz. Denizin suyunu boşaltabilir miyiz? İki elimizde daha büyük birer kabuk olsa bile, boşaltamayız. Deniz fazlasıyla büyüktür.
İşte İyi Haber. Tanrı’nın sonsuz sevgisinden daha azı en derin ihtiyacınızı karşılayamaz ve canınızın yoğun özlemini gideremez. Bir iş arkadaşımın İncil’i kendi başıma okumam konusunda meydan okumasını kabul ettiğimde benim yaşadığım bu oldu. Sizin tanıklığınız da böyle olsun. İncil’in ilahi sayfaları içinde, Tanrı’nın sevgisinin insanı günahın sonuçlarından kurtarmakla ilgili büyük tasarısının nasıl ortaya çıktığını göreceksiniz. “Tanrı'yı biz sevmiş değildik, ama O bizi sevdi ve Oğlu'nu günahlarımızı bağışlatan kurban olarak dünyaya gönderdi. İşte sevgi budur.” (1.Yuhanna 4:10, İncil)
“O bizi sevdi.” Hala seviyor. Farkında olabileceğinizden çok daha fazla seviyor sizi. Gerçek şu ki, Tanrı sizi şu anda sevdiğinden daha fazla sevemez. Sevgisinden memnun olmanız, ya da olmamanız, yararlanıp yararlanmamanız size kalmış.
İsa’nın İkinci Gelişi: Birinci Aşaması yazısında, adları Kuzu’nun Yaşam Kitabı’nda kaydedilmiş olanları cennete geri götürmek için İsa’nın dönüşü hakkında okuyacağız. Onlar cennet vatandaşıdır. Bu vatandaşlık onlara bahşedildi. Onlara ait. Şimdi de, göksel diyarın kendilerine sağladığı bütün hakları ve ayrıcalıkları tamamıyla kullanmak üzereler. Hepsi Tanrı’nın sevgisi sayesinde.
NOT: Cennetin vatandaşı olmamız, dünyasal vatandaşı olduğumuz ülkedeki insanlarla ilgilenme çağrımızdan muaf olmamızı sağlamaz. Dünyasal sorumluluklarımızdan çekilme gibi bir özgürlüğümüz yok. İsa’yı örnek almaya çağrıldık. “Birbirinize karşı iyi yürekli, şefkatli olun. Tanrı sizi Mesih'te bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın. Bunun için, sevgili çocukları olarak Tanrı'yı örnek alın. Mesih bizi nasıl sevdiyse ve bizim için kendisini güzel kokulu bir sunu ve kurban olarak nasıl Tanrı'ya sunduysa, siz de öylece sevgi yolunda yürüyün.” (Efesliler 4:32, 5:1-2, İncil)
İsa’nın dünyada sürdürdüğü yaşam, bizlere ayrıcalık ve yetkinin, bize fayda sağlayacak şekilde değil, başkalarının yararı için kullanılması gerektiğini hatırlatıyor. İsa başkalarına hizmet etti. O’nu izlemeyi seçenler de öyle yapmalı. İsa öğrencilerine şöyle dedi, “Bilirsiniz ki, ulusların önderleri sayılanlar, onlara egemen kesilir, ileri gelenleri de onlara ağırlıklarını hissettirirler.
Sizin aranızda böyle olmayacak. Aranızda büyük olmak isteyen, ötekilerin hizmetkarı olsun. Aranızda birinci olmak isteyen, hepinizin kulu olsun. “Çünkü İnsanoğlu [İsa’ya verilen ünvanlardan biridir] bile hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi.” (Markos 10:42-45, İncil). İster Kanadalı, Meksikalı, Türk veya Nijeryalı olalım, vatandaşlarımıza hizmet etmeye gayret etmeliyiz. Yoksulluk ve adaletsizlikle ilgilenmeliyiz. Ulusumuzun karşı karşıya olduğu sosyal sorunlarla ilgilenmeliyiz. Tanrı’nın sevgisinin akacağı kanallar olmalıyız. “Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz. Sevgi haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir. Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır.” (1.Korintliler 13:4-7, İncil)
Cennet vatandaşı olanların çevrelerindeki dünyada gerçek bir fark yaratmaları gerekir.