Kutsal Kitap’ın Hükmü: Meryem’in Özel Bir Şeref Payesi Yok
İsa’nın dünyasal hizmeti sırasında fırsatlar olduğu halde, İsa hiçbir zaman Meryem’in özel bir şekilde onurlandırılacağını öğretmedi.
1) ÖZEL BİR ŞEREF PAYESİ VERİLMEYECEK. Bir keresinde, Rab, büyük bir kalabalığa hitaben konuşurken, kalabalıktan bir kadın İsa’ya şöyle bağırdı, “Ne mutlu seni taşımış olan rahme, emzirmiş olan memelere!” (Luka 11:27). Fakat İsa, Meryem’in bu şekilde onurlandırılmasını şu sözlerle düzeltti, “Daha doğrusu, ne mutlu Tanrı'nın sözünü dinleyip uygulayanlara!” (Luka 11:28)
Tabii ki, Rab İsa’nın annesi olmak bir berekettir. İsa, annesinden saygısızca söz etmiyordu. Söylediği şuydu; bir mucize olsa da, bu sadece doğal bir ilişkiydi. Hayat gibi o da kısa bir süre sonra geçecekti. Harika olsa da, İsa’yla hiç bitmeyecek ilişkinin bereketine eşit değildi. Tanrı Sözü’nü dinlemek, İsa’nın öğretncisi olmak ve cennette sonsuza dek O’nunla yaşamak, dünyadaki birkaç yıl yaşamaktan daha büyük bir onurdu. İsa şöyle dedi, “Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz.” (Yuhanna 10:27-28)
Katolik Kilisesi Meryem’i yüceltiyor. Peki, bu neye işaret ediyor? İsa Mesih’in yüceliğini doğru bir şekilde takdir edemediklerini gösteriyor. Öyle olsaydı, Meryem’e atfettiği ünvan ve onuru atfetmezdi. Söyledikleri yanlıştır. Vaftizci Yahya’nın İsa için söyledikleri doğrudur: “Benden sonra benden daha güçlü olan geliyor. Eğilip O'nun çarıklarının bağını çözmeye bile layık değilim.” (Markos 1:7). Kimse bunu yapmaya layık değil.
İsa’nın döneminde, efendinin çarıklarının bağlarını çözmek veya çarıkları çıkarmak, evdeki en düşük seviyedeki kölenin göreviydi. Deyim olarak, çarıklar her zaman boyun eğmek veya birinin altında olmakla ilişkilendirilir. Vaftizci Yahya şunu söylemek istedi, “İsa’nın kulu olmaya layık değilim.” İsa onun hakkında bu sözleri söylediği halde, Yahya sadece İsa’nın habercisiydi.
Şimdi de bu yaklaşımı, Katolik Kilisesi’nin tutumuyla kıyaslayın. Diyorlar ki, “Meryem, ilahi Oğlu’yla her şeye gücü yetendir.” (Papa XIII. Leo, Octobri Mense). Her şeye gücü yeter çünkü “…Tanrı’nın kudretli Annesi’dir.” (Papa X. Pius, Tanto Studio)
Katolik Kilisesi Meryem’in ne kadar güçlü olduğunu söylüyor? Meryem’in gücü, aracılık ve kurtuluşa kadar uzanıyor. Ölüm saatimizde Meryem’e dua etmeliyiz! (Katolik Kilisesi Katekizmi, paragraf 1014). Maalesef, ölüm saatini, ‘...tamamıyla ona bırakan’ Katolikler, trajik bir şekilde hayal kırıklığına uğrayacaklar. Rab İsa dışında, “başka hiç kimsede kurtuluş yoktur. Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur.” (Elçilerin İşleri 4:12)
İsa olmadan nerede olurduk? “Bana iman eden hiç kimse karanlıkta kalmasın diye, dünyaya ışık olarak geldim.” (Yuhanna 12:46). İsa insanların karanlık ve yanlışlardan kurtarılması için ışık olmak üzere geldi. Bu duadaki karanlık ve yanlışlar gibi Papa XIII. Leo da şöyle dua etti, “Ey Bakire, en kutsal olan, kimse senin aracılığın olmadan Tanrı bilgisinde ilerleyemez. Tanrı’nın Annesi, kimse senin aracılığın olmadan kurtuluşu elde edemez. Kimse senin aracılığın olmadan merhamet tahtından armağan alamaz. ” (Papa XIII. Leo, Adiutricem Populi)
Meryem hakkındaki Katolik görüşüne ne demeliyiz? Katolik Kilisesi Meryem’e yüzlerce ünvan vermiştir. Bunlardan biri, Tanrı’nın Kutsal Annesi, en yaygın olarak kullanılanlardan biridir. İsa’nın Tanrı ve Meryem’in de O’nu doğurmuş olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu ünvan mantıklı gelebilir insana. Diğer bir deyişle, Katoliklerin bakış açısına göre şöyle bir kıyas oluşturulabilir:
İsa Tanrı’dır.
Meryem İsa’nın annesidir.
Bu nedenle, Meryem Tanrı’nın Annesidir.
Bu yazıda kısaca İsa’nın hem Tanrı hem de insan olduğuna ilişkin Kutsal Kitap gerçeğinden söz ettik. Bu konuda web sitemizin başka kısımlarında daha fazla okuma şansınız var. İsa Tanrı Mı? dizisindeki yazılar iyi bir başlangıç noktası olacaktır. Burada şunu söylemekle yetinelim; İsa’nın ilahi yönü nedeniyle bu kıyasın kusurlu olduğunu söylemek zorundayız. Nerede? Kutsal Yazılar, Tanrı’nın İsa kişisinde insanlığa büründüğünü öğrettiğine göre, kıyasın birinci önermesinin değiştirilmesi gerekir. Şöyle söylemesi gerekir: ‘İsa, insan olan Tanrı’dır.’ Katolikler, İsa’nın kimliği hakkında sadece kısmi bir gerçeği söyleyerek, Meryem hakkında yanlış bir fikre sahip olmaktadırlar. Bu nedenle, Kutsal Kitap’a aykırı bir şekilde Meryem’e Tanrı’nın Annesi ünvanını verdiler. Daha da kötüsü, bu önerme Katolikleri kurtuluş için Meryem’e güvenebileceklerine inanmaya yönlendirdi.
İsa’nın ikili doğası hakkındaki ek gerçek, haklı olarak, Meryem’in, insan Mesih İsa’nın annesi olduğu sonucuna varmaya yöneltiyor bizleri. Bu nedenle İncil’de hiçbir zaman Meryem’in ‘Tanrı’nın Annesi’ olduğunu okumuyoruz. Sadece İsa’nın annesi olduğu söyleniyor.
“Daha sonra İsa'nın annesiyle kardeşleri geldi. Dışarıda durdular, haber gönderip O'nu çağırdılar.” (Markos 3:31)
“İsa'nın annesiyle kardeşleri O'na geldiler, ama kalabalıktan ötürü kendisine yaklaşamadılar.” (Luka 8:19)
İsa’nın dirilişi ve göğe alınmasından sonra şöyle okuyoruz, “Bunlar İsa'nın annesi Meryem, öbür kadınlar ve İsa'nın kardeşleriyle tam bir birlik içinde sürekli dua ediyordu.” (Elçilerin İşleri 1:14)