headerLogo2b-18pt-myriadpro

Dawkins Karmaşası

07 image12147 dial dials 45Devasa oldukları açık olan bu rastlantılara bir tepki, bunları, evrenin kişisel bir Tanrı tarafından yaratıldığına ilişkin teist iddianın yerine alacak ve uygun şekilde sınırlandırılmış bir teist argüman sunuyormuş gibi görmektir- bu nedenle de ince ayar argümanını denemektedir. (6) Evrenimizde yaşamın mümkün hale gelmesi için aşırı dar sınırlar içinde çok sayıda kadranın ayarlanması gerekiyor gibi görünüyor. Bunun rastlantı eseri olması son derece olasılık dışıdır, ama Tanrı diye bir kişi varsa bunun olması olasılığı çok daha yüksektir.

Şimdi, bu tür bir teist argümana cevap olarak Dawkins, başkalarıyla birlikte, olasılıkla, fiziksel sabit değerler açısından çok fazla farklı dağılımlar içeren çok sayıda evren olduğu düşüncesini (belki de sonsuz tane) öneriyor. Bu kadar çok sayıda olması varsayıldığı takdirde, bunların bazılarının yaşam dostu değerler göstermesi muhtemeldir. Bu nedenle, eğer, temel sabit değerler açısından farklı değer dizileri gösteren çok sayıda evren var ise, bunların bazılarına ‘ince ayar’ yapılması olasılık dışı değildir. Tüm bu diğer evrenlerin var olmasının ne kadar muhtemel olduğunu ve bu gibi şeyler olduğunu düşünmek için herhangi bir gerçek neden (ince ayar savlarına karşı çıkmayı istemek dışında) olup olmadığını merak edebilirsiniz. Fakat şu an için gerçekten de çok sayıda evren olduğunu ve bunların bazılarının ince ayarının yapıldığını ve yaşam dostu olduklarını kabul edin. Bu, yine de Dawkins’i şu sorunla karşı karşıya bırakıyor: Bazı evrenlerin ince ayarının yapılması muhtemel olsa bile, bu evrenin ince ayarının yapılması yine de muhtemel değildir. Evrenimize alfa adını verelim: Alfanın ince ayarının yapılması olasılığı, şu ya da bu evrenin ince ayarı yapılmış olsa da, son derece, astronomik ölçüde düşüktür.

Dawkins’in cevabı nedir? Dawkins, ‘antropik ilkeye’, bu soruyu tartışabileceğimiz tek evren türünün, yaşam için ince ayarı yapılmış evren olduğu düşüncesine başvuruyor. (Antropik cevap, en genel haliyle, ancak bizleri üretme becerisine sahip olan türde bir evren üzerinde konuşabilecek olmamızdır. Bu nedenle, bizim varlığımız, temel fiziksel sabit değerlerin ilgili yaşam dostu bölgelerde olduğunu belirlemektedir.)

08 iii universe1 temp5 45İçinde yaşadığımıza göre tabii ki evrenimizin ince ayarının yapılmış olması gerekir. Ama bu, alfa’nın ince ayar yapılmış bir evren olduğunu nasıl açıklıyor? Bizim gerçekten de burada olduğumuza işaret ederek açıklanamaz bu- Tanrı’nın beni yaratmaya (benden vazgeçip başkasını yaratmak yerine) karar verdiği gerçeğini nasıl, Tanrı bu şekilde karar vermemiş olsaydı, bu soruyu soracak durumda olmazdım diyerek ‘açıklayamayacağım’ gibi. Bu sabit değerlerin, sahip oldukları değerlere sahip olmaları yine de çarpıcıdır; bu değerlere sahip olmaları, şans göz önünde bulundurulduğunda, yine de son derece olanaksızdır; yaşam dostu bir evren arzulayan bir Tanrı var ise, bu değerlere sahip olmalarının olanaksız olması çok daha az bir olasılıktır.

Dawkins düşüncesinin başka bir örneğine bakalım. Dawkins, Kör Saatçi’de, doğal seçimin çalışması için yaşamın kendi kendini kopyalayan makina gerektiği için Tanrı’nın başta yaşamı yaratarak- doğal seçimi olanaklı hale getiren DNA ve protein kopyalama makinalarının orijinalini özellikle yaratak- evrim sürecini başlatmış olması gerektiği iddiasını ele alıyor.

Bu, zayıf olduğu açık bir savdır, nitekim, açıkça kendi kendisini yenik düşürmektedir. Açıklamakta zorlandığımız şey organize edilmiş karmaşıklıktır. Organize karmaşıklığı, sadece, DNA/protein kopyalama makinası bile olsa, doğru varsayılan kanıtsız önerme olarak kullanmamıza izin verildiğinde, bunu, daha da organize karmaşıklığın başlatıcısı olarak görmek göreceli olarak kolaydır…09 image6248 universe 45Fakat tabii DNA/protein makinası kadar karmaşık bir şeyi tasarlayabilecek kadar akıllı olan herhangi bir Tanrı, en azından bu makinanın kendisi kadar karmaşık ve organize olması gerekir…DNA/protein makinasının kökenini, doğaüstü bir Tasarımcıyla açıklamak tam olarak hiçbir şeyi açıklamamaktır çünkü Tasarımcının kökenini açıklamamaktadır.

Darwin’in Tehlikeli Fikri’nde, Daniel Dennett, onaylar bir şekilde Dawkins’den bu bölümü alıntılıyor ve ‘iki yüz yıl önce Hume’nin Diyalogları’nda Filo’nun Cleanthes’i yenmek için kullandığı inanılmaz çürütme kadar reddedilemeyecek bir ‘aksini ispatlama’ olduğunu ilan ediyor. Şimdi de, Tanrı Yanılgısı’nda, Dawkins, onaylar bir şekilde, Dennet’in, Dawkins’ten alıntısını aktarıyor ve Dennett’in (yani Dawkins’in) tamamıyla haklı olduğunu ekliyor!

Burada söylenecek çok şey var ama sadece birazını söyleyeceğim. Birincisi, uzakta bir yıldızın yörüngesinde yabancı bir gezegende olduğumuzu ve tıpkı traktörler gibi çalışan makine benzeri nesneler gördüğümüzü varsayalım. Liderimiz diyor ki, ‘gezegende bu makinaları yapan akıllı varlıklar olmalı.’ Keşfimize katılmış olan birinci sınıftaki bir felsefe öğrencisi itiraz ediyor: ‘Durun bir dakika! Hiçbir şeyi açıklamadınız! Bu traktörleri tasarlayan akıllı yaşam biçiminin en azından onlar kadar akılllı olması gerekir.’ Kuşkusuz ona az bilginin tehlikeli bir şey olduğunu ve bir sonraki roketle eve dönmesini ve bir iki felsefe dersi daha almasını söylerdik. Tabii ki, o çerçevede, bu traktörlerin varlığını akıllı yaşamla açıklamak son derece makuldür, akıllı yaşamın en az traktörler kadar akıllı olduğunu kabul etmemiz gerekir (şu an için kabul edebileceğimiz gibi). Mesele şu; organize karmaşıklığa nihai bir açıklama getirmeye çalışmıyoruz. Organize karmaşıklığı genel olarak açıklamaya çalışmıyoruz; sadece bir görünümü (traktörleri) açıklamaya çalışıyoruz. Organize karmaşıklığa nihai bir açıklama getirmeye çalışmadığınız sürece, organize karmaşıklığın bir görünümünü başka biriyle açıklamak tamamıyla mantıklıdır. Benzer şekilde, yaşamın orijinal yaratıcısı olarak Tanrı’yı görmekle, organize karmaşıklığı genel olarak açıklamaya çalışmıyoruz, sadece belirli bir şekilde, yani, dünyadaki yaşamla açıklamaya çalışıyoruz. Böylece, Tanrı organize karmaşıklık sergilediği takdirde (benim gördüğüm kadarıyla gerçeğe aykırıdır), dünyadaki yaşamı ilahi etkinlikle açıklamakla son derece mantıklı bir şey yapmış oluruz.