Yeni Antlaşma’nın İnsan Doğası konusunda Öğretişi: Günahkarlık.
Yeni Antlaşma Tevrat ve Zebur’la tam bir fikir birliği içindedir. Birkaç ayete bakın.
“Günah bir insan aracılığıyla, ölüm de günah aracılığıyla dünyaya girdi. Böylece ölüm bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah işledi. Kutsal Yasa'dan önce de dünyada günah vardı.” (Romalılar 5:12-13, İncil)
İncil’in bu kısmında 5. bölümün tümünü okuyacak olsanız İsa Mesih tarafından bizler için sağlanan kefaretin yararlarının, bir adamın, Adem’in günahının etkilerinin dünyamıza soktuğu günahın etkilerinden çok daha büyük olduğunu görürdünüz.
"Ne var ki, Tanrı'nın armağanı Adem'in suçu gibi değildir. Çünkü bir kişinin suçu yüzünden birçokları öldüyse, Tanrı'nın lütfu ve bir tek adamın, yani İsa Mesih'in lütfuyla verilen bağış birçokları yararına daha da çoğaldı. Tanrı'nın bağışı o tek adamın günahının sonucu gibi değildir. Tek suçtan sonra verilen yargı mahkûmiyet getirdi; oysa birçok suçtan sonra verilen armağan aklanmayı sağladı. Çünkü ölüm bir tek adamın suçu yüzünden o tek adam aracılığıyla egemenlik sürdüyse, Tanrı'nın bol lütfunu ve aklanma bağışını alanların bir tek adam, yani İsa Mesih sayesinde yaşamda egemenlik sürecekleri çok daha kesindir. İşte, tek bir suçun bütün insanların mahkûmiyetine yol açtığı gibi, bir doğruluk eylemi de bütün insanlara yaşam veren aklanmayı sağladı. Çünkü bir adamın sözdinlemezliği yüzünden nasıl birçoğu günahkâr kılındıysa, bir adamın söz dinlemesiyle birçoğu da doğru kılınacaktır." (Romalılar 5:15-19, İncil)
Günahın Kaynağı Tanrı mı?
Günahın kaynağının Tanrı’da değil, insanda olduğuna dikkat edin. İnsan bunu miras alır. Yani, günah işliyoruz çünkü doğuştan günahkarız. Kahverengi gözlerimi anne babamdan aldım. Günaha eğilimlerini de miras aldım. Kutsal Yazılar’daki bu ayetlerden günahın dünyada yaşayanlara Adem’den dolayı girdiğini de okuyoruz. Bu günah bizlerde o kadar güçlü bir etkinliğe sahip ki, bunu durdurmanın bir yolu yok.
Tanrı’yı ve yarattıklarını düşündüğünüzde, ‘günah’ kelimesini resminizin dışında tutun. Tanrı günahı yaratmadı. Tanrı kutsaldır ve bu nedenle ilahi doğasına aykırı olan bir şeyi yaratamaz. Günahlı olmak, kutsallığının tam tersidir. Bu nedenle, Tanrı bir yandan iç varlığından günahı çıkarıp, bir yandan da Tanrı olmayı sürdüremez.
Peki, o halde, günahı yaratan Tanrı değilse, günah nereden çıktı? İlk ebeveynlerimiz Tanrı’ya karşı günah işlediği için, öyle görünüyor ki, mümkün olan tek bir cevap var: Tanrı onları günahkar olarak yarattı. Öte yandan, bu doğru değil- ne insanla ne de Tanrı’yla ilgili olarak. Tanrı’nın yaptığı şey, insanı özgür bir iradeye sahip olarak yaratmaktı. Tanrı robot ırkı yaratmadı. Özgür iradeli varlıkların, kendisinin sözünü dinleme veya dinlememe konusunda seçim yapabilecekleri koşulları yarattı. Tanrı melekleri yarattığında bu koşul mevcuttu. Eski Antlaşma’da Yeşaya 14:12-15 ve Hezekiyel 28:13-15’te, adı Lusifer olan bir melek hakkında okuyoruz. Lusifer günahsızdı fakat özgür iradesiyle Tanrı’ya karşı isyan etmeyi seçti. Aynı şekilde, Tanrı tarafından günahsız olarak yaratılmış olan Adem ve Havva, Lusifer’i (İblis’i) dinleyip Tanrı’ya karşı günah işlemeyi seçtiler. Ne var ki, Tanrı onların günah işlemelerine neden olmadı. “Ayartılan kişi, "Tanrı beni ayartıyor" demesin. Çünkü Tanrı kötülükle ayartılmadığı gibi kendisi de kimseyi ayartmaz. Herkes kendi arzularıyla sürüklenip aldanarak ayartılır. Sonra arzu gebe kalır ve günah doğurur.” (Yakup 1:13-15, İncil)
Robot Gibi
Adem ve Havva, özgür iradeleriyle, Tanrı’ya başkaldırmaya karar verdiler ve böylece dünyaya günah girmiş oldu. “Günah bir insan aracılığıyla, ölüm de günah aracılığıyla dünyaya girdi.” Tanrı sadece günahın mümkün olduğu koşulların var olmasına izin verdi. Ben Tanrı olsaydım, yeni yaratılışıma, muhtemelen, tıpkı Tanrı’nın başladığı gibi başlardım. Yani, insanı, yani yarattıklarımın en önemlisini, söylemesini istediğim şeyleri bir papağan gibi tekrarlayacak şekilde yaratmazdım. Bana itaat etmek, tapınmak ve beni sevmek üzere onları programlamak da bana hitap etmezdi.
Ebeveyn çocuk ilişkisi de buna benzer. Ebeveyn itaatsizliğin mümkün olduğu koşulları yaratabilir fakat çocuk günah işlediği takdirde ebeveyn masumdur. Örneğin, şayet çocuğuma odasını toplamasını söylersem ve toplamazsa, benim yetkime karşı çıkmış olur. Çocuğumun günahından ben mi sorumluyum? Çocuğumun günah işlemesine ben mi neden oldum? Hayır, çocuğumun söz dinleme veya söz dinlememe konusunda seçim hakkı var. Benzer şekilde, Tanrı dünyada, kendisine karşı başkaldırmanın mümkün olduğu bir durum yarattı. Fakat isyan edildiğinde bundan sorumlu değildir. Bu nedenle, günah, Yaratıcısı’na ilk başkaldıran varlık olan Lusifer’le ilk kez ortaya çıktı. Dünyaya ise, aynı şekilde, söz dinlememeyi seçen Adem ve Havva ile girdi. (Bu konu Sorular kısmında Kötülüğü Tanrı Mı Yarattı? sorusu başlığı altında daha ayrıntılı bir şekilde tartışılmaktadır.)
Keşke size, sizin, benim ve hepimizin güvende olduğunu söyleyebilseydim. Sık sık günah işlememek için elimizden geleni yapmamız gerektiğini ve zaman içinde her şeyin yoluna gireceğini söylemek isterdim. Elinizden gelenin en iyisini yapmanız yeterli. Tanrı anlayacaktır. Ne var ki, bunları söyleyecek olsam size doğruyu söylememiş olurum. Yaralarınıza şifa bulmanıza yardım etmemiş olurum. Gerçek şu ki, “Kutsal Yazı bütün dünyayı günahın tutsağı ilan ediyor.” (Galatyalılar 3: 22, İncil)
Tanrı İncil’de bütün insanların günahın egemenliği ve gücü altında olduğunu ve günah tarafından kirletildiğini ve bunun suçundan sorumlu olduğunu ilan eder. Nefes alıp verdiğimiz kadar kolay bir şekilde günah işliyoruz. Bunu doğal olarak yapıyoruz çünkü günahkar bir doğayla dünyaya geldik.
“İsa, "Size doğrusunu söyleyeyim, günah işleyen herkes günahın kölesidir" dedi.” (Yuhanna 8: 34, İncil)