Müslümanlar’ın Muhammed’in vaat edilen peygamber olduğuna işaret etmek için öne sürdükleri bazı gerekçelere yer vermediğimi biliyorum. Birkaç tanesinden söz edeceğim ama sonra karşılaştırmaların neden anlamsız olduğunu göstereceğim. Muhammed’in aşağıda sıralanan gerekçeler nedeniyle Musa gibi olan peygamber olduğunu söylüyorlar:
1 - Musa, anne ve babasının birleşmesinden doğmuştu. Muhammed de Musa gibi, anne ve babasının birleşmesinden doğmuştu. Baba olmadan sadece anneden doğan İsa Mesih gibi değildi. (Fakat anne babalarının olması, insanlığın geri kalanına benzemelerini sağlar. Çünkü Muhammed’in annesi ve babası vardı demekle peygamberliğin gerçekliği gösterilemez. Sahte peygamberlerin de anne babaları vardır. Ateistlerin anne babaları vardır. Birinin anne babasının olması ya da olmaması bir peygamber olmanın, hele de Eski Antlaşma’daki bu ayetlerde önceden bildirilen eşsiz peygamber olmanın dayanağı olamaz.)
2 - Musa yetişkinliğe erdiğinde evlendi. Hiç evlenmeyen İsa’dan farklı olarak Muhammed de evlendi. (Yine, eğer Muhammed evlendiği için Musa gibiyse, o zaman bu iki kişi dünyadaki çoğu insan gibiydi diyebiliriz! Muhammed’in peygamber olduğunu kanıtlamak için bu benzerlik kullanılamaz.)
3 - Musa’nın oğulları vardı, Muhammed’in de çocukları vardı. Fakat İsa hiç evlenmediği için kimse O’nun soyundan gelmemiştir. (Yine, Muhammed’in soyu devam ettiği için Musa gibi olduğu iddia edilecekse o zaman gerçek anlamda peygamberliğini belirlemek için kullanılamaz çünkü bu dünyadaki çoğu insanın çocuğu vardır. Muhammed’in baba olması, Musa’nın sözünü ettiği bu eşsiz peygamber olmanın koşullarını yerine getirdiği anlamına gelmez.)
4 - Musa yaşı çok ilerlediğinde öldü ve gömüldü, aynı şey Muhammed için de söz konusudur. Ama Mesih hiç ölmedi. Yaşarken gökyüzüne alındı ve gömülmedi. Öyle mi? Kutsal Yazılar İsa’nın öldüğünü ve üçüncü gün ölümden dirildiğini öğretiyor. Ne var ki, Muhammed öldüğü için bu eşsiz peygamber olduğu düşüncesi boş bir iddiadır. Neden mi? Bu konu benzerlikleri kanıtlamak için gösterilemez çünkü bu dünyada yaşayan herkesin ölüp gömülmesi gerekir. Herkes ölür ve gömülür, bu insanı eşsiz kılmaz.
Eşi Benzeri Olmayan Olağanüstü Bir Benzerlik
Daha önce İsa’nın, Musa gibi olan bu özel peygamber olma koşullarını sağladığı diğer koşulları saymıştım. Burada Musa ve İsa arasındaki eşi benzeri olmayan olağanüstü bir benzerlikten söz edeceğim. Yani, bu benzerlik, yukarıda Muhammed’inkilerden farklı olarak insanlığın geri kalanıyla paylaşılmaz.
Musa çocukluğu sırasında Firavun tarafından öldürülme tehlikesi yaşadı tıpkı İsa’nın çocukluğunda Hirodes tarafından öldürülme tehlikesi yaşadığı gibi. Bütün insanlar doğup sonra da bebeklikleri sırasında öldürülme tehlikesi yaşamazlar. Musa’nın ölümü sırasında Firavun öfkeden çılgına dönmüştü ve iki yaşından küçük bütün erkek çocukların öldürülmesini emretti. İsa doğduğunda Hirodes çok öfkeliydi ve iki yaşından küçük tüm erkek çocukların öldürülmesini buyurdu. Bütün dünyada sadece bu iki kişi bu kadar yoğun nefret ve zulüm görmüştür.
MUSA -
“Bunun üzerine firavun bütün halkına buyruk verdi: ‘Doğan her İbrani erkek çocuk Nil'e atılacak, kızlar sağ bırakılacak.’ Levili bir adam kendi oymağından bir kızla evlendi. Kadın gebe kaldı ve bir erkek çocuk doğurdu. Güzel bir çocuk olduğunu görünce, onu üç ay gizledi. Daha fazla gizleyemeyeceğini anlayınca, hasır bir sepet alıp katran ve ziftle sıvadı. İçine çocuğu yerleştirip Nil kıyısındaki sazlığa bıraktı. Çocuğun ablası kardeşine ne olacağını görmek için uzaktan gözlüyordu. O sırada firavunun kızı yıkanmak için ırmağa indi. Hizmetçileri ırmak kıyısında yürüyorlardı. Sazların arasındaki sepeti görünce, firavunun kızı onu getirmesi için hizmetçisini gönderdi. Sepeti açınca ağlayan çocuğu gördü. Ona acıyarak, ‘Bu bir İbrani çocuğu’ dedi. Çocuğun ablası firavunun kızına, ‘Gidip bir İbrani sütnine çağırayım mı?’ diye sordu, ‘Senin için bebeği emzirsin.’ Firavunun kızı, ‘Olur’ diye yanıtladı. Kız gidip bebeğin annesini çağırdı. Firavunun kızı kadına, ‘Bu bebeği al, benim için emzir, ücretin neyse veririm’ dedi. Kadın bebeği alıp emzirdi. Çocuk büyüyünce, onu geri getirdi. Firavunun kızı çocuğu evlat edindi. ‘Onu sudan çıkardım’ diyerek adını Musa koydu.” (Çıkış 1: 22-2:10, Eski Antlaşma)
İSA –
“İsa'nın Kral Hirodes devrinde Yahudiye'nin Beytlehem Kenti'nde doğmasından sonra bazı yıldızbilimciler doğudan Yeruşalim'e gelip şöyle dediler: "Yahudiler'in Kralı olarak doğan çocuk nerede? Doğuda O'nun yıldızını gördük ve O'na tapınmaya geldik."
Kral Hirodes bunu duyunca kendisi de bütün Yeruşalim halkı da tedirgin oldu. Bütün başkâhinleri ve halkın din bilginlerini toplayarak onlara Mesih'in nerede doğacağını sordu.
"Yahudiye'nin Beytlehem Kenti'nde" dediler. "Çünkü peygamber aracılığıyla şöyle yazılmıştır: 'Ey sen, Yahuda'daki Beytlehem, Yahuda önderleri arasında hiç de en önemsizi değilsin! Çünkü halkım İsrail'i güdecek önder Senden çıkacak.'"
Bunun üzerine Hirodes yıldızbilimcileri gizlice çağırıp onlardan yıldızın göründüğü anı tam olarak öğrendi. "Gidin, çocuğu dikkatle arayın, bulunca bana haber verin, ben de gelip O'na tapınayım" diyerek onları Beytlehem'e gönderdi.
Yıldızbilimciler, kralı dinledikten sonra yola çıktılar. Doğuda görmüş oldukları yıldız onlara yol gösteriyordu, çocuğun bulunduğu yerin üzerine varınca durdu. Yıldızı gördüklerinde olağanüstü bir sevinç duydular. Eve girip çocuğu annesi Meryem'le birlikte görünce yere kapanarak O'na tapındılar. Hazinelerini açıp O'na armağan olarak altın, günnük ve mür sundular. Sonra gördükleri bir düşte Hirodes'in yanına dönmemeleri için uyarılınca ülkelerine başka yoldan döndüler.
Yıldızbilimciler gittikten sonra Rab'bin bir meleği Yusuf'a rüyada görünerek, "Kalk!" dedi, "Çocukla annesini al, Mısır'a kaç. Ben sana haber verinceye dek orada kal. Çünkü Hirodes öldürmek için çocuğu aratacak."
Böylece Yusuf kalktı, aynı gece çocukla annesini alıp Mısır'a doğru yola çıktı.
Hirodes'in ölümüne dek orada kaldı. Bu, Rab'bin peygamber aracılığıyla bildirdiği şu söz yerine gelsin diye oldu: "Oğlumu Mısır'dan çağırdım."
Hirodes, yıldızbilimciler tarafından aldatıldığını anlayınca çok öfkelendi. Onlardan öğrendiği vakti göz önüne alarak Beytlehem ve bütün yöresinde bulunan iki ve iki yaşından küçük erkek çocukların hepsini öldürttü.” (Matta 2:1-16, İncil)