Ayetlerimizde İsa, kendisini reddeden ve çarmıha geren kuşak üzerine gelecek olan Yeruşalim’in yıkımından söz ediyor. Tarih bize, tıpkı İsa’nın söylediği gibi bu yargının gerçekleştiğini söylüyor. Tarih İsa’nın o kuşak hakkında yetkisi ve doğruluğunu kanıtladıysa, gelecek olan yargıyla ilgili yetki ve doğruluğunu kabul etmemiz yerinde olacaktır. İsa’yı Mesih ve Tanrı’nın sonsuz kurtuluş için tek yolu olarak reddeden herkes üzerine bu yargı gelecektir.
Dört yaşındayken büyükannemin arka bahçesindeki arı kovanları beni büyülerdi. Bir seferinde annem babam o gün için beni oraya bıraktıklarında arı kovanlarını tek başıma keşfetmeye karar verdim. O zaman sanki çok fazla arı uçuşuyor gibi gelmedi bana, bu nedenle kovanlardan birinin kapağını kaldırmaya karar verdim. Sonra, ileri geri sallamaya başladım…
Çığlıklarımı ilk duyan kişi büyükannem oldu. Mutfakta bir şeyler yapıyordu ve evin arka bahçeye bakan büyük bir camı olduğu halde ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu. Hemen arka kapıya koştu ve arı kovanlarına yöneldi. Büyük bir arı sürüsünü öfkelendirmiştim ve saldırıya geçmişlerdi. Büyükannem çok sayıda arı tarafından sokulursam hayatımın tehlikede olacağını biliyordu bu nedenle beni önlüğünün altına aldı ve eve doğru yöneltti. Arka kapıya doğru ilerlerken arılar onu soktu. Kulaklarından, burnundan, yüzünden, kollarından ve saçlarından –her yerinden- arı sokmuştu. Sevgisi sayesinde arılar benim yerime onu soktulat.
Eski Antlaşma’da İsa dünyaya gelmeden 700 yıl önce kendisi hakkında yazılmış olan peygamberliği düşünün:
“Bakılacak biçimden, güzellikten yoksundu. Gönlümüzü çeken bir görünüşü de yoktu. İnsanlarca hor görüldü. Yapayalnız bırakıldı. Acılar adamıydı. Hastalığı yakından tanıdı. İnsanların yüz çevirdiği biri gibi hor görüldü. Ona değer vermedik. Aslında hastalıklarımızı o üstlendi. Acılarımızı o yüklendi. Bizse Tanrı tarafından cezalandırıldığını, vurulup ezildiğini sandık. Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi. Bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti. Esenliğimiz için gerekli olan ceza ona verildi. Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk. Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık. Her birimiz kendi yoluna döndü. Yine de RAB hepimizin cezasını ona yükledi. O baskı görüp eziyet çektiyse de ağzını açmadı. Kesime götürülen kuzu gibi, kırkıcıların önünde sessizce duran koyun gibi açmadı ağzını.” (Yeşaya 53:2-7)
Ne zaman Yeşaya’daki bu bölümü okusam büyükannemi düşünmeden edemem. Bölümün tümünü okursanız sanırım benim büyükannemi düşünmezsiniz. Olsun. Günahlarımızı kendi rızasıyla taşıyan Kurban’ı düşünseniz daha iyi olur. O kendisini savunmadı. Tartışmadan ve tereddüt etmeden borcu ödedi ve cezayı çekti. Yaptıklarını kendi rızasıyla yaptı. Sevgisinden ötürü sizin için en düşünülemez acıları yüklendi.
İtalik harflerle yazılmış ayete bir kez daha bakın, “Onun yaralarıyla şifa bulduk.” Ruhsal şifa, Kurban olan İsa ve O’nun hizmeti aracılığıyla bulunur. Bir gün durun ve O’ndan sizi iyileştirmesini isteyin. İçsel olarak iyileşmek ve içinizdeki boşluk hissinden kurtulmak istiyorsanız ama bu şifa teklifinin size uzandığından emin değilseniz Tanrı’ya sorun. Tanrı’nın Kutsal Kitap’ta size verdiği vaat şöyledir:
“Bana yakar da seni yanıtlayayım; bilmediğin büyük, akıl almaz şeyleri sana bildireyim.” (Yeremya 33:3, Eski Antlaşma)