Size garip gelebilir ama Hıristiyan yaşamında dua herhangi bir şekilde düzenlenmemiştir. Camiden ezan sesini işittiğinizde otomatik olarak namaz kılmayı düşünmemek zaman alabilir. Ezanı göz ardı edin. Yine, bu eski yaşamınızın bir parçasıdır. Sizin için artık geçerli değildir. Her gün, herhangi bir saatte Tanrı’yı övmek ve dileklerinizi iletmek için zaman ayırdığınızdan emin olun. Yine de kendinizi iyi hissettiğiniz bazı özel zaman dilimleri varsa bu zaman dilimlerinde duaya vakit ayırabilirsiniz. Bu tamamen kişiseldir ve detaylarla ilgilidir. Tanrı’yı övmek için özel bir pozisyon, vakit veya durum gerekli değildir. O her yerde ve her şeyde yüceltilmeye layıktır. Bunu hatırlamak bizi duaya teşvik eder. Hayatımızın herhangi bir evresinde bu isteğe sahip olabiliriz.
Dua ederken Tanrı’ya günahlarınızı itiraf edin. İsa’nın size bahşettiği bağışlama geçmişteki, şimdiki ve gelecekteki günahlarınız içindir, fakat doğru olmayan bir şey yaptığınız zaman Tanrı günahlı eylem konusunda O’nunla fikir birliğinde olmanızı ister. İtiraf budur. Yaptığınız şeyin günah olduğu konusunda Tanrı’yla fikir birliğinde olursunuz. Peki Tanrı’nın karşılığı ne olacak?
“Ama O ışıkta olduğu gibi biz de ışıkta yürürsek, birbirimizle paydaşlığımız olur ve Oğlu İsa'nın kanı bizi her günahtan arındırır. Günahımız yok dersek, kendimizi aldatırız, içimizde gerçek olmaz. Ama günahlarımızı itiraf edersek, güvenilir ve adil olan Tanrı günahlarımızı bağışlayıp bizi her kötülükten arındıracaktır. Günah işlemedik dersek, O'nu yalancı durumuna düşürmüş oluruz; O'nun sözü içimizde olmaz.” (1. Yuhanna 1:7-10, İncil)
Burada İncil’den duayla ilgili bazı ayetleri bulabilirsiniz:
“Ama ben [İsa] size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin.” (Matta 5:44)
“Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır.” (Matta 6:5)
“Hiç kaygılanmayın; her konudaki dileklerinizi, Tanrı'ya dua edip yalvararak şükranla bildirin. O zaman Tanrı'nın her kavrayışı aşan esenliği Mesih İsa aracılığıyla yüreklerinizi ve düşüncelerinizi koruyacaktır.” (Filipililer 4:6-7)
İsa Mesih’e yeni iman etmiş biri olarak imanınızla ilgili iyi bir temel atmak isteyeceğinizden söz etmiştim. Tanrı’yla ilişkinizi geliştirmek açısından dua önemlidir. Eşimizle hiç konuşmazsak ya da söylediklerini hiç dinlemezsek ilişkimiz kısa bir süre içinde bozulacaktır. Tanrı’yla da durum aynıdır. Dua, Tanrı’ya yakınlaşmanızı ve O’na yakın bir bağla bağlanmanızı sağlayacaktır.
Nasıl dua edeceğimizle ilgili kurallar yoktur, fakat Kutsal Kitap’ta başarılı duayla ilgili bazı koşullar vardır. Burada dört koşuldan söz etmek istiyorum. Dua etmeden önce Tanrı’ya itiraf etmeniz gereken bir şey varsa bu ayetleri düşünün. İtirafla ilgili bu ayetleri hatırlayın:
“Ama O ışıkta olduğu gibi biz de ışıkta yürürsek, birbirimizle paydaşlığımız olur ve Oğlu İsa'nın kanı bizi her günahtan arındırır. Günahımız yok dersek, kendimizi aldatırız, içimizde gerçek olmaz. Ama günahlarımızı itiraf edersek, güvenilir ve adil olan Tanrı günahlarımızı bağışlayıp bizi her kötülükten arındıracaktır. Günah işlemedik dersek, O'nu yalancı durumuna düşürmüş oluruz; O'nun sözü içimizde olmaz.” (1. Yuhanna 1:7-10)
Başarılı, etkin dua için aşağıdakiler gereklidir:
1) Alçakgönüllü bir yürek. “Adımla çağrılan halkım alçakgönüllülüğü takınır, bana yönelip dua eder, kötü yollarından dönerse, gökten onları duyacağım, günahlarını bağışlayıp ülkelerini sağlığa kavuşturacağım.” (2. Tarihler 7:14, Eski Antlaşma)
2) Bütün bir yürek. “Beni arayacaksınız, bütün yüreğinizle arayınca beni bulacaksınız.” (Yeremya 29:13, Eski Antlaşma)
3) Doğruluk. “Doğru kişinin yalvarışı çok güçlü ve etkilidir.” (Yakup 5:16, İncil)
4) İtaat. “O'ndan ne dilersek alırız. Çünkü O'nun buyruklarını yerine getiriyor, O'nu hoşnut eden şeyleri yapıyoruz.” (1. Yuhanna 3:22, İncil)
İsa’ya inanan biri olarak dua etmeden önce kusursuz olmanız gerekir mi? Hayır. Kusursuz olsanız zaten bir Kurtarıcı’ya ihtiyacınız olmazdı. Örneğin, ben kusursuz bir koca değilim. Kusursuz bir baba değilim. Kusursuz bir insan değilim. Kusursuz olan hiçbir yanım yok! Ne var ki, kusursuz bir Kurtarıcım var ve her zaman için söylediği kişi olacağına söz vermiştir. Her zaman Kurtarıcım olacaktır.
Cennete gitmek için kusursuz, yani günahsız olmanız gerekir mi? Evet, gerekir. Bu, görkemli Olan’ın doğasıyla ilgilidir. Kutsallık ve günahsızlığın olduğu bir yerdir. Kur’an’da betimlenen cennetten farklıdır. Kutsal Kitap’taki sonsuz yaşam, sadece süre açısından sonsuz bir yaşam değildir. Aksine, insanın Tanrı’yla cennette sahip olacağı birebir ilişkiden kaynaklanacak bir yaşam kalitesidir. Cennet, orada alacağımız keyiflerden çok Tanrı’yla sahip olacağımız yakın ilişkinin vereceği zevkin öne çıktığı bir yerdir. Tanrı’yla böyle bir paydaşlığa sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu deneyim ettikçe neden söz ettiğimi anlayacaksınız.