headerLogo2b-18pt-myriadpro

Kutsal Kitap Ölüm Hakkında Ne Söylüyor?

13 image10674 four 4 lessons in garden of eden 45Daha önce söylediğim gibi Tanrı’nın Adem ve Havva’nın ilk günahına verdiği karşılık vaaz edilen ilk Müjde vaazıydı - sözlerle değil, sembolle. Adem ve Havva’yı bu şekilde giydirerek Tanrı onlara dört ders verdi. Adem ve Havva, yaşam ve Tanrı hakkında öğrendikleri şeyleri konuşmak için aile olarak her gün bir araya geldiklerinde bu dersi çocuklarına da aktardılar. Yaşam çok yeniydi. Her şey çok yeniydi.

Çocuklar çok soru soruyor öyle değil mi? Soru sormayı seviyorlar, özellikle de ‘neden’  sorusunu. ‘Muzlar neden kıvrımlı?’ ‘Şimdi neden geğirdim?’ ‘Güneş gece nereye gidiyor?’ Adem ve Havva’nın çocukları, ‘Anne neden Tanrı’yı dinlemediniz?’ ‘Baba, biz neden buradayız, anlattığın o güzel bahçede değiliz?’ ‘Anne, tekrar neden o kuzunun ölmesi gerektiğini anlatır mısın? Daha önce, söz dinlemediğin için olduğunu anlatmıştın. Lütfen bir kez daha anlatır mısın?’ gibi sorular da soruyorlardı. Tanrı’nın onlara öğrettiği bu dört ders bizim de öğrenmemiz gereken derslerdir:

1)  Suçlu bir günahkarın Tanrı’ya yaklaşması için uygun bir giysiye ihtiyacı vardı.
2)  Kendi elleriyle hazırladıkları incir yapraklarından önlükler Tanrı için kabul edilebilir değildi.
3)  Örtüyü Tanrı’nın sağlaması gerekiyor.
4)  Zorunlu olan bu örtü ancak ölümle sağlanabilirdi.

Günahın ücreti ölümdür. Tanrı, kendisine itaat etmemeleri durumunda ödenmesi gereken ücretin ne olduğunu söylemişti. Tanrı’nın bu değişmez açıklamasına tekrar bakalım:

“RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu. Ona, ‘Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin’ diye buyurdu, ‘Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.’ (Yaratılış 2:15-17, Eski Antlaşma)

Adem ve Havva Tanrı’nın buyruğuna karşı gelmişlerdi ve adalet, yasanın cezasının yerine getirilmesini bekliyordu. Merhamet, ancak adalet yerine geldikten sonra görünebilir. Tanrı, işlenen bir suçun cezasından kurtulmak için biraz parayla rüşvet verebileceğimiz polis memuru ya da devlet memuru gibi değildir. Çevre yolunda hız yaparken yakanlandıysak ya da dairemiz için KDV ödemeden alışveriş yaparken yakalandıysak Tanrı bu suç hiç işlenmemiş gibi davranacak ya da alelacele birkaç büyük banknot sıkıştırmamız için arka cebini açacak bir adam gibi değildir. 14 image10675 cross red 45Söz konusu Tanrı olduğunda merhamet ancak adalet yerine geldikten sonra mümkündür. Adem ve Havva’yı yaptığı şekilde giydirdikten sonra Tanrı günahın ancak kurbanın ödeceyeği bedelle, yaşam alınıp kan akıtılarak örtülebileceğini gösterdi. Kurbanı getirerek, kurbanı sunan kişi sunusuyla özdeşleşir ve günahkar olduğunu ve ancak yargıyı hak ettiğini kabul eder. Ölümün yasal olarak gereklilik olduğunun farkındadır.  

Adem ve Havva’nın, Yaratıcıları’na nasıl yaklaşabilecekleri konusunda bilgilendirildikleri açıktır. Kayin ve Habil’in Tanrı’nın huzuruna gelmek ve kabul edilmek için kanlı bir sunu getirmeleri gerektiğini bildiklerine şüphe yoktur. Aile olarak bu konudan sık sık söz ediyorlardı. Bahçe’de olup bitenler hafızalarında oldukça tazeydi. Kayin ve Habil Tanrı’nın anne ve babalarına ne öğrettiğini ve anne babalarının onlara aktardıklarını biliyorlardı. İncil’deki bu ayet bunu daha da net bir şekilde açıklıyor: 

“Habil'in Tanrı'ya Kayin'den daha iyi bir kurban sunması iman sayesinde oldu. İmanı sayesinde doğru biri olarak Tanrı'nın beğenisini kazandı. Çünkü Tanrı onun sunduğu adakları kabul etti. Nitekim Habil ölmüş olduğu halde, iman sayesinde hâlâ konuşmaktadır.” (İbraniler 11:4, İncil)

Habil sunusunu Tanrı’ya ‘imanla’ sundu. İncil’deki bu ayet nasıl imana sahip olabileceğimizi açıklıyor: “İman, haberi duymakla, duymak da Mesih'le ilgili sözün yayılmasıyla olur.” (Romalılar 10:17, İncil)

Nasıl iman edebiliriz? Tanrı’nın yüreklerimize konuştuğu bildiriyi işiterek ya da Habil’in durumunda anne babasının kendisine öğrettiği gerçeği işitip buna karşılık vererek. Kayin’in aksine Habil sunusunu ‘imanla’ sundu. Yani, Tanrı’nın bu boğazlanmış kuzuyu kabul edeceğine, dökülen kanının Tanrı’nın gerekliliklerini karşılayıp adaletini yerine getireceğine inandı. İşte gerçek iman budur: Tanrı’nın Sözü’ne inanmak ve ona göre davranmak. 

15 image8100 face 45Her iki kardeş de bu bildiriyi işitti. Kayin işittiklerini dikkate alarak davranmadı. Bilerek Tanrı’ya sırtını döndü. Kendisinin de günahkar anne ve babası için sunulan türde sunuya ihtiyaç duyan günahkar bir varlık olduğunu inkar etti. Kayin Tanrı’ya kişisel olarak layık olduğunu düşünerek yaklaşmakta ısrar etti. Tanrı’nın yolunu kabul etmek yerine kendi yoluna gitti ve kendi zevkine uygun bir sunu seçti. Bugün birçok insan Kayin gibidir. İncil de aşağıdaki ayetlerde bunu söylüyor: 

“…bu kişiler anlamadıkları her şeye sövüyorlar. Öte yandan, akıldan yoksun hayvanlar gibi içgüdüleriyle anladıkları ne varsa, onları yıkıma götürüyor. Vay onların haline! Çünkü Kayin'in yolundan gittiler.” (Yahuda 1:20-21, İncil) 

Kayin gibi insanlar, insanın Tanrı’nın huzurundan ve Aden Bahçesi’nden atıldığını ve bu nedenle kendileri ve Tanrı arasında büyük bir uçurum olduğunu ateşli bir şekilde reddederler. Tanrı’nın bu dünyanın ötesinde olduğunu ve kişisel olarak tanınamayacağını kabul ederler. Ne var ki, bunun kendileriyle Tanrı arasındaki aşılamaz bir uçurum yüzünden olduğunu kabul etmezler. Bu uçurumun üzerinden sadece Bahçe’deki sununun habercisi olduğu Kişi tarafından köprü kurulabileceğini düşünürler mi? Düşünmezler. Kimin habercisidir? Tanrı Kuzusu diye anılacak olanın habercisidir. 

Neden bir oğulun sunusu kabul edilirken diğerininki kabul edilmedi? Tanrı neden Kayin’in sunusuna hoşnut olarak bakmadı? Kayin, Tanrı’nın kendisine ve ailesine öğrettiği dört dersle ilgilenmiyordu.