headerLogo2b-18pt-myriadpro

Biri Müslüman ve Biri İsa’ya İnanan İki Arkadaşın Kuran’ın İncil’in Değiştirildiğine İlişkin İddiası Hakkında Sohbeti

25 image11533 confused wonder question mark reddish 45JUSTIN: Sadakatten bahsetmişken, Müslümanlığın ilk dönemlerinde yaşamış tanınmış bir Müslüman tefsirci, İman Razı, ilahiyata göre Tanrı’nın sözlerinin kendi doğasını yansıtmak zorunda olduğunu ileri sürüyor. Tanrı güvenilirdir, bu nedenle, Kutsal Yazılar’ın güvenilir olması gerekir. Tanrı’ya, Kutsal Yazılar’ı değiştirilmekten koruması için her zaman güvenebiliriz. Bu nedenle, İncil değiştirilmiş olsaydı, bu Tanrı’nın kendi vaatlerini yerine getirmediği anlamına gelirdi. Nitekim, değiştirileceğini biliyorsa, Tanrı neden bize İncil’i versin ki?

CENGİZ: Sen söyle.

JUSTIN: Nedeni yok. Mantıklı değil. Moucarry’nin The Prophet and the Messiah: An Arab Christian’s Perspective on Christianity and Islam adlı kitabında İman Razı’nın İncil’in güvenilirliği konusundaki yorumlarını okuyabilirsin. İlk adını hatırlamıyorum. Umarım internette bulabilirsin.

Tamam, şimdi yine Yahudi halkına dönelim. Cengiz, Nisa 4:46’yı tekrar okuyalım.

“Yahudilerden bir kısmı, (Allah'ın kitabındaki) kelimeleri esas manasından kaydırıp; dillerini eğerek ve dine saldırarak, "Sözünü işittik, emirlerine isyan ettik, dinle, dinlemez olası ve râinâ (bizi gözet)" diyorlar.”

Bu ayet Yahudilerin Tanrı sözünü değiştirmelerinden mi, yoksa bunları yanlış bir şekilde yorumlamalarından mı söz ediyor? Bunun cevabını ‘kelimeleri esas manasından kaydırıp’ ifadesinde buluyoruz. Tahrif-i ma’nawi (metnin anlamının değiştirilmesi) ile suçlanıyorlardı. Tahrif-i lafzi (metnin fiziksel olarak değiştirilmesi) ile suçlanmıyorlardı. Şimdi okuyacağım ayetten Muhammed’in döneminde Yahudilerin elinde Tevrat’ın değiştirilmemiş metninin olduğunu görebilirsin.

“Tevrat'ın indirilmesinden önce, İsrail'in (Yakub'un) kendisine haram kıldıkları dışında, yiyeceğin her türlüsü İsrail oğullarına helal idi. De ki: Eğer doğru sözlü iseniz, o zaman Tevrat'ı getirip onu okuyun.” (Al-i İmran 3:93).

Yahudilerden istenen neydi?

26 image6650 torah 45CENGİZ: Ellerindeki Yasayı, Tevrat’ı kullanmaları.

JUSTIN: Doğru. Allah, sorularına doğru cevapları bulmaları için Tevrat’ı incelemeleri buyruğunu verdi. Düşünsene. Allah, değiştiğini bildiği Kutsal Yazıları incelemelerini istemezdi.

Yahudilerin, kendi yasalarının kendilerine uygun olmadığını düşündükleri zamanlar vardı ve bu zamanlarda davalarını Muhammed’e götürür ve ondan Tevrat’a göre daha iyi bir hüküm almayı umarlardı. Bu ne anlama geliyor? Tevrat’ın öğretişlerini onurlandırmayı istemeyen Yahudiler bile hiçbir zaman Tevrat’ı değiştirmeyi düşünmediler. Bunu söylerken tahrif-i lafzi’yi (menti fiziksel olarak değiştirme) kast ediyorum. Yahudiler sadece anlamını gizlemeye çalıştılar. Kötülüklerine rağmen, Tevrat’ın yazılı biçimini değiştirmeye cesaret edemediler! İşte bu yüzden Kuran’a göre, Allah onlara, kendi Kutsal Yazıları’nda Tanrı’nın basit buyruklarını bulmalarını söyledi.

CENGİZ: İslam’ın buyruklarına yılın sadece belirli zamanlarında uyan bazı Müslümanlar tanıyorum. Canları istediği zaman namaz kılarlar. Hafta sonları neredeyse birahanede yaşarlar, vs. 

JUSTIN: Söylediklerin aklıma bir ayet getiriyor.

“Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz" diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler.” (Al-i İmran 3:187).

Hıristiyanlar ve Yahudilerden Kuran’da, Kutsal Yazılar’ın sorumlu koruyucusu olarak söz edilir. Tanrı’nın Kutsal Yazılar’ı Hıristiyanlara ve Yahudilere vermesinin nedeni, Tanrı’yla ilgili gerçek bilgiyi tüm dünya ve her ulusa bildirmeleriydi. Yahudilerin ve Hıristiyanların bazıları bu görevi yerine getirdi, bazıları getirmedi. Nasıl sadık olan ve sadık olmayan Müslümanlar varsa, sadık olan ve sadık olmayan Hıristiyanlar ve Yahudiler de vardır.

27 scripture1b temp5 45Ama söylemeye çalıştığım şu, sorun Kutsal Yazıları’nın güvenilir olmaması değildi. Sorun, Kutsal Yazılar’ın verildiği insanların güvenilir olmamasıydı. Keşke yanında bir defter olsaydı da, şimdi söylediklerimi yazabilseydin. Gerçek şu, o sırada mevcut olan Kutsal Yazılar, güvenilir ve değiştirilmemiş Kutsal Yazılar’dı. Tanrı bunu doğruladı. Bu nedenle, bunların güvenilir olmadığını söylemek Tanrı’yla aynı düşüncede olmamak demektir.

CENGİZ: Bunu hatırlamak için bir deftere ihtiyacım yok. Herhalde bugün söylediğin en önemli şey bu oldu. Ama ben özel olarak Yahudi halkını soruyordum. İncil değiştirilmediyse, o zaman belki Kuran değiştirilmeden söz ettiğinde, Tevrat’tan bahsediyor olabilir.

JUSTIN: Sorunu unutmadım. Şimdi okuyacağım ayette ‘ellerindeki’ kelimesine dikkat et. Tanrı’nın Yahudilerin o sırada elinde bulunan Kutsal Yazılar’ı doğruladığını görüyoruz. Kuran’da, Yahudilerin elinde Kutsal Yazılar’ın bulunduğu ama sonra bunları kaybettikleri veya değiştirdikleri söylenmiyor:

“Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat'ı) doğrulayan bir kitap gelip de (Tevrat'tan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkar ettiler.” (Bakara 2:89) 

Kuran’da sadece Tevrat’ın değiştirilmediği gerçeğine tanıklık eden birkaç ayet yok. İsa’nın zamanında da değiştirilmemiş olduğunu doğruluyor. Bu sefer ayetleri sen oku. Ama dört komşumuzu düşünerek, alçak sesle oku istersen.”