CENGİZ: Kuran İncil’i geçersiz kılmıyor mu? Çocukluğumdan beri sürekli bunu duyuyorum. İncil’i hiç okumamış olmamın nedenlerinden biri bu olmalı. Kuran’ın İncil’in yerini aldığını düşündüm.
JUSTIN: Bu sana şaşırtıcı gelebilir ama Kuran hiçbir zaman Tevrat, Zebur ve İncil’i geçersiz kıldığını iddia etmiyor. Kuran’da, hükümsüz kılmadan söz edildiğinde, İncil’in değil, sadece Kuran’ın bazı ayetlerinden söz edilir. Senin düşündüğün ayet şöyle der,
“Biz, bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak (ertelersek) mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz. Bilmez misin ki Allah her şeye kadirdir.” (Bakara 2:106). Bugün öğrendiğimiz gibi, Kuran, Müslümanların Kutsal Kitap’ı okumasını yasaklamaz. Ayda iki kere İncil’i çalıştığımız için Tanrı’yla başın dertte değil Cengiz. Kuran Tanrı’nın insanlığa verdiği vahiyler arasında fark gözetmediğini söyler.
CENGİZ: Ben hep, Tevrat nasıl İncil’i hükümsüz kıldıysa, Kuran da İncil’i hükümsüz kıldı diye düşünüyorum.
JUSTIN: İyi ki bu konuyu açtın. Gerçek şu ki, İncil Tevrat’ı hükümsüz kılmadı. İsa şöyle dedi, “Kutsal Yasa'yı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim. Size doğrusunu söyleyeyim, yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa'dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak.” (Matta 5:17-18, İncil)
Aslında İsa, Tanrı’nın yasasına uymanın insanın düşündüğünden daha da zor olduğunu gösterdi. Bak şu ayetlerle gösteriyor, “Atalarımıza, 'Adam öldürmeyeceksin. Öldüren yargılanacak' dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanacaktır.” (Matta 5:21-22, İncil). “Zina etmeyeceksin' dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiş olur.” (Matta 5:27-28)
Mükemmel standarda uygun yaşayabilir misin? Hiçbirimiz yaşayamayız. Çok şükür, İsa Tanrı’nın yasasına kusursuz bir şekilde uydu. Hesabını vermesi gereken günahları yoktu. İncil çalışmamızdan öğrendiğimiz İsa’nın bu iyiliğini bizlere nasıl geçirebileceği konusu. Bu, cennet güvencesine sahip olabilelim diye, Tanrı’nın doğrulukta dokunmuş bembeyaz ihramlarıyla bizleri giydirmesi gibi bir şey.
CENGİZ: Çalışmalarımızdan hoşlanmıyormuşum gibi davranmayacağım. Genellikle çalışma günümüzü iple çekiyorum. Ama soruma geri dönelim. Kuran’da sözü edilen hükümsüzlüğün İncil’i kast etmediğine %100 ikna olmadım. Bu konuyu biraz daha açar mısın?
JUSTIN: Öncelikle, hükümsüz kılma fikrini ne kadar kafa karıştırıcı bulduğumu anlatmak isterim. Allah’ın sözleri değiştirilemezse, o zaman Allah nasıl oluyor da, bir vahiyi geçersiz kılıp yerine başka vahiy gönderiyor? Bunu anlayamıyorum ve bugüne kadar kimse bana ikna edici bir cevap veremedi. Ben Zebur’un esin almış yazarının yazdıklarına inanıyorum, “Çoktan beri anladım, öğütlerini sonsuza dek verdiğini.” (Mezmur 119:152, Eski Antlaşma)
Ama senin sorunu yanıtlamak gerekirse, hükümsüz kılmaktan bahseden ayete geri dönelim, “Biz, bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak (ertelersek) mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz. Bilmez misin ki Allah her şeye kadirdir.” (Bakara 2:106). BU ayette bahsedilen hükümsüz kılmanın, Hıristiyan ve Yahudi Kutsal Yazıları’nı kast ediyor olması muhtemel değil. Neden? Çünkü aynı bölümde sadece beş ayet sonra Kuran Hıristiyanlar ve Yahudilere şöyle diyor, “…delilinizi getirin...” Kutsal Yazıları’ndan kanıt getirmeleri isteniyor. “(Ehl-i kitap:) Yahudiler yahut Hıristiyanlar hariç hiç kimse cennete giremeyecek, dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen de onlara: Eğer sahiden doğru söylüyorsanız delilinizi getirin, de.”
Açıkçası kişisel olarak ben bu ilkeyi beğeniyorum. Diyor ki, “İnanıyorsan, kanıtla.” Bizim çalışmalarımızda da takip edebileceğimiz iyi bir kural değil mi? Fakat Kuran aynı bölümde biraz önce Hıristiyan Kutsal Yazıları’nın hükümsüz kılındığını öğrettiyse, bu durumda Hıristiyanlardan inançları için kanıt sunmalarını istemek, geçersiz ve çelişkili bir buyruk olurdu. Kuran’ın onlardan yapmalarını istediği şey aslında İncil’in geçersiz kılınmadığını kanıtlıyor.
CENGİZ: Bu konuda bir soru daha sormak isterdim ama sözümü tutacağım. Başka soru yok!
JUSTIN: Sorular EQUINOX’u dolduracak kadar çok değil mi?
CENGİZ: EQUINOX mu?
JUSTIN: Evet, aşağıdaki transatlantik.
Gülüştüler ve birbirlerinin omzunu sıvazladıktan sonra eşyalarını toplayıp otobüs durağına doğru yola koyuldular.