headerLogo2b-18pt-myriadpro

Melekler Omuzlarının Üzerinden Baktılar

04 image11649 earth 45 textxxxDüşünün. Dünyamızda nelerin meleklerin ilgisini çekebileceğini hiç merak ettiniz mi? Başka dünyalarda göremeyecekleri neler var? Artık biliyorsunz. Sadece ilgilenmekle kalmıyorlar, günah tarafından silinmeyecek bir şekilde lekelenmiş olan insan ırkını yeniden sahiplenme tasarısında, Tanrı’nın karakterinin görünmesi, onları neredeyse tutsak alıyor. Tanrı Oğlu’nun beden alması sırrı, en çok ilgilendikleri şeydi. Başka dünyalarda Tanrı’nın yarattıklarından birinin biçimine bürünmesine ilişkin hiç kanıt olmadığı için, Tanrı’nın bu şekilde davranmış olmasını kesinlikle düşünemezlerdi. Evrenin başka bir yerine böyle bir şey yapılmamıştı, o halde neden şimdi? Meleklerin, Tanrı’nın kısa bir süre dünyada yaşamak, insanlara karışmak ve onların iyiliği için mesken kurduğu bu bedenin kurban edilmesine izin vermek uğruna kendisini alçaltmasına inanmak için nedenleri yoktu.

İsyankar melekler hiç affedilmemişti. Meleklerin kültüründe onları bu olaya hazırlayan hikayeleri yoktu. Zaten cennette yaşayanlar arasında da affedilmesi gereken kimse yoktu. Yukarı veya aşağıdaki dünyada kimse bağışlamaya ihtiyaç duymadığı için kurtuluş hakkında bir şey öğrenmeye gerek yoktu. Tanrı günahsız mükemmel bir dünya yaratmıştı. Bunu nasıl mı biliyoruz? Kusursuz, günahsız bir Tanrı’nın yeni yaratılışına bakıp söylediği şeyi söyleyemeyeceğini biliyoruz. Bir yerlerde bir kusur ya da zayıflık olsa bunu söyleyemezdi.  

"Kötüye bakamayacak kadar saftır gözlerin. (Habakkuk 1:13, Eski Antlaşma). “Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü.” (Yaratılış 1:31, Eski Antlaşma). 

05 fountain of healing4 long temp5 45Tanrı gördüğü her şeyi onayladı. Mükemmel bir iyiliğe sahip olduğu için ‘çok iyiydi’. En mükemmel haliyle bir baş yapıttı. Evrendeki her şey Yaratıcı’nın istediği gibiydi ve Yaratıcımız’ın ayırıcı özelliği mükemmeliyettir. Bu nedenle, bakıp böyle söyleyebilmişti. ‘Çok iyi’ ifadesi, sadece Tanrı’nın yarattığı her şeyin iyiliğini ifade etmekle kalmıyor, Tanrı’nın dünyayı seyrederken keyif aldığını da anlatıyor. 

Tanrı’nın yarattığı her şey iyiydi ve hiçbir şeyde kusur veya günahın izi yoktu. Nasıl tatlı su pınarından tuzlu su çıkamazsa, günahsız bir Tanrı da günahı yaratamaz. İnsan günahkar olarak yaratılmış olsaydı, Tanrı insana bakıp ‘çok iyi’ diyemezdi. Böylece melekler şarkı söylemeye devam ettiler. Şarkı söylemek mi? Tanrı Eyüp’e ne demişti?

“Ben dünyanın temelini atarken sen neredeydin? Anlıyorsan söyle. Kim saptadı onun ölçülerini? Kuşkusuz biliyorsun! Kim çekti ipi üzerine? Neyin üstüne yapıldı temelleri? Kim koydu köşe taşını, sabah yıldızları birlikte şarkı söylerken, ilahi varlıklar sevinçle çığrışırken?” (Eyüp 38:4-7, Eski Antlaşma)

GÖKLERİN İLAHİLERİ ANİDEN KESİLDİ

Ne var ki, meleklerin ilahi söylemeye cesaret edemediği an geldi. Aden Bahçesi’nde muazzam bir öneme sahip bir olaya tanıklık ettiler. Birdenbire Tanrı’nın yarattıkları arasında en üstün olan iki varlık Tanrı’nın yetkisi ve yüceliğine karşı başkaldırdılar. Tüm cennet sessizliğe gömüldü. Sonra bir mucize oldu ve melekler Tanrı’nın insanın günahına nasıl karşılık verdiğini gördüler. Meleklerin nelere tanıklık ettikleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için Kurbanın Üzerindeki Sır Perdelerinin Kaldırılması yazısını okumanızı öneririm. 

İnsan Yaratıcısı’na karşı günah işlemişti. O zaman, bağışlama meselesi Tanrı’nın onurunu koruyacak bir şekilde, nasıl çözülebilirdi? Yaratıcıları hem bağışlayıp hem de kendi yasasının onuru ve tahtının dengesini nasıl koruyabilirdi? Tüm kutsallığında Tanrı’ya tek bir bakış bile, herhangi birinin Tanrı’nın adil olduğunu, hakkını teslim ederek, kabul etmesine yeterdi. Bakın İbrahim ne diyor, “Bütün dünyayı yargılayan adil olmalı.” (Yaratılış 18:25, Eski Antlaşma). 06 image11650 accident 2 45Tanrı hem adil olup, hem de nasıl herkesi bağışlayabilir? Sarhoş bir sürücü minibüs bekleyen bir grup insanın içine dalıp sevdiklerinize çarpsa ve kolunu koparsa nasıl karşılık verirsiniz? Adalet isterdiniz. “Cezalandırılmalılar. Adalet yerine gelmeli!” diye haykırırdınız. Sarhoş sürücü hak ettiğini alana kadar durmazdınız.

Tanrı’nın istediği kadar affedici olabileceği doğru olsa da, Tanrı hiçbir zaman adalet ve gerçekten ödün vererek bağışlamaz. Tanrı bir yandan insanlık için koşulsuz sevgisini gösterirken bir yandan da nasıl adil olabilir? Tanrı mükemmeldir. Sevgisi mükemmeldir. Asla ılık olmaz. Tanrı sadece sevmekle kalmaz, Tanrı sevgidir. “Tanrı sevgidir.” (1.Yuhanna 4:8, İncil). Bu nedenle Tanrı’nın doğal olarak sevdiğini söyleyebiliriz. Sevaplarımızın sayısı artıkça Tanrı’nın bize olan sevgisi de artmaz. Fakat azalmaz da. Tanrı’nın sahip olduğu türde sevgi O’nun doğasının bir parçası olduğu için sevmezse Tanrı olamaz. Bunu anlayabiliyor musunuz? Bunun Tanrı için nasıl bir çıkmaz yarattığını veya neyin çıkmaz gibi göründüğünü anlayabiliyor musunuz? 

Peki ya Tanrı’nın sahip olduğu türde adalet? İnsan adaletinden farklı olarak Tanrı’nın adaleti mükemmelin aşağısında olamaz. Hiç olmadı ve olmayacak. Mükemmel adalete sahip olan Tanrı günahın cezalandırılmamasına izin vermez. Eğer izin verseydi, mükemmel adalete sahip olamazdı. Mükemmeliyet Tanrı’nın doğasında vardır ve Tanrı kendi doğasına aykırı davranamaz, yoksa Tanrı olmaması gerekir.

Tanrı’nın suçluları bağışlamayı seçme biçimi hem adaletini hem de sevgisini göstermesini gerektirdi. Biri pahasına diğeri değil. “Bir dakika. Tanrı’nın herhangi bir şey yapması gerekmez ki!” diyebilirsiniz. Katılıyorum, saçma bir ifade gibi geliyor. “Rab'bin düşüncesini kim bilebildi? Ya da kim O'nun öğütçüsü olabildi?” (Romalılar 11:34, İncil). Yine de, doğru. Ama bunun Tanrı üzerinde herhangi bir yetkiye sahip olmamızla ilgisi yok. Gerçek şu ki Tanrı doğasına aykırı davranamaz. “Ben RAB'bim, değişmem.” (Malaki 3:6, Eski Antlaşma)