headerLogo2b-18pt-myriadpro

İbrahim'in İnandığı Gibi İnanmaya Var mısınız?

31 image12023 drown 45Örneğin, bir gölde, suyun boyumu aştığı bir yere doğru sürüklendim. Deniz yatağımda bir sorun oluyor ve havası sönüyor. Yüzme bilmiyorum ve batmaya başlıyorum. Kıyıdaki can kurtaran sıkıntımı görüp bana yüzmeyi öğreten bir talimat kitapçığı mı atıyor? Benim kendimi kurtarma işinde bir rolüm oluyor mu? Hızla göl suyunu yutmaya başlıyorum ve giderek yüzeye daha az çıkıyorum. Giderek gölde daha derine batıyorum. Ölüyorum. Cankurtaranın önce kitapçığın ilk on sayfasını okuyup sonra da bunları ezbere söylememi isteyeceğini mi sanıyorsun? Cankurtaran o zaman benden yeterince hoşnut olup suya atlayıp beni kurtaracak mı?”

Ali pencereden uzaktaki gökdelenleri döven gri yağmur perdelerine baktı ve yağmurun kahvelerine ne zaman ulaşacağını merak etti.

“Ali,” diye devam ediyorum, “Bu basit örnek, bizim içinde bulunduğumuz ve kurtarılmamız gereken durumun ciddiyetini ifade edemiyor. Bizim durumumuzda, göldeki sudan değil, cehennemin sonsuz acılarından bahsediyoruz. Nihai olarak meselemiz bu acılardan nasıl kurtarılacağımız. Fakat gölün ortasında debelenen ve kendisini kurtaramayan bu kişi hakkında düşünelim. Kıyıdaki cankurtaran onu kurtaracak mı? Cankurtaran eğitimini aldığı şeyi yapmak için ne kadar bekleyecek? Bu durum Tanrı anlayışınız hakkında düşünmeme neden oluyor. Tanrı’yı belirli bir süre memnun ettikten sonra mı cehenneme gitmekten kurtarılma güvencesine kavuşabiliriz? Tanrı’nın bizi kurtaracağına dair hiçbir güvence yok mu?

“Tanrı ne isterse onu yapar,” diye cevap verdi Ali, “Fakat Allah’ın sevap işleyenleri bağışlayacağına da inanıyorum.”

32 image6865 talk conversation 45“Dostum, sana da inancına da saygım var fakat sana bir soru sormama izin ver: Cenneti güvence altına almaya yetecek kadar sevap işledin mi?”

“Bilmiyorum,” dedi Ali, “Allah’ı kaç sevabın memnun edeceğini bilmiyorum. Ancak Allah bilir.”

“Mantıklı düşünen birisin, o halde, düşünce akışında yanlış olduğuna inandığım bir şeyi paylaşşam değerlendirir misin?” diye sordum.

“Tabii ki. Ben bir bilimadamıyım. Mantığı anlarım. Ayrıca, senin iyi ve merhametli biri olduğunu biliyorum,” diye cevap verdi Ali.

Nazik sözleri karşısında “Teşekkürler,” dedim. Ben de seninle konuşmaktan keyif alıyorum. Ama benim gördüğüm kadarıyla sorun şöyle. Biri sana Tanrı’yı yanlış tanıtmış.”

“Neden bahsediyorsun?!!!” dedi Ali, beni şaşırtan bir ses tonuyla.

“Allah’ın bizi itaatimize göre ödüllendirmesine inanç, Tanrı’nın Tevrat, Zebur ve İncil’de kendisiyle ilgili açıkladıkları tarafından desteklenmiyor. Başka bir örnek vereyim. En azından benim için örnekler düşüncelerimi açıklamama yardımcı oluyor.”

“Senin anlattığın hikayeleri dinlemeyi seviyorum,” dedi Ali çayından bir yudum daha alarak, “devam et lütfen.”  

Diyelim ki bir gün Istanbul’da hız sınırını aştığın için ceza aldın. Boğaza paralel bir kavşakta, Bebek’te saatte 180 km hız yaparken yakalandın. Mahkemedesin ve yargıcın karşısına çıkıyorsun. Tanıdıklar bu yargıcın adaletiyle tanındığını söylediler. Kendini nasıl savunurdun? Ne derdin?

33 image5630 judge 45Birdenbire sen daha bir şey diyemeden yargıç doğrudan seninle konuşuyor, daha önündeki polis raporunu bile okumadan. Alışılmadık bir davranış, evet ama nasıl isterse öyle davranabilir, değil mi? Burası onun mahkeme salonu.

Yargıç: “Suç işleyen insanların cezalandırılması gerektiğini düşünüyor musunuz?”

Sen: “Evet, buna inanıyorum. Dünyada adalet olması dünya nasıl bir yer olurdu?” (Yargıcın cevabını beğeneceğini ve davana karşı daha olumlu bakacağını umuyorsun.)

Yargıç: “Katılıyorum. Dünyamız nasıl bir yer olurdu? Zengin ailelerin çocuklarının böyle, BMW’leri ile hız yaparak etrafa dehşet salmalarına izin verirsek Bebek ve Boğaz boyunca diğer yerlerin durumu ne olur?”

Sen: “Pek güvenli bir yer olmaz efendim” diye kısa bir cevap veriyorsun. Polis raporunu düşündükçe, “Eyvah,” diye kendi kendine düşünüyorsun, “raporda açıkça birçok kere aşırı hız yaparken yakalandığım yazıyor.”

Yargıca o sokağı aslında hız sınırını aşarak geçtiğinden daha fazla kere hız sınırını aşmadan geçtiğini söyleyerek zamanını mı harcayacaksın? Yargıç iyi işlerinin kötü işlerinden daha fazla olmasını dikkate alarak seni özgür bırakır mı? Başkalarının davranışlarından bahsetmenin davana yararı olur mu? Hemen hemen herkesin o sokakta hız sınırını aştığını söylemenin faydası olur mu? Belki senin kadar aşırı hız yapmamış olabilirler ama onlar da yasaları çiğnemişler. Yasaları arada sırada çiğnemek sorun olmamalı. Savunman bu.

Ne düşünüyorsun? Bu taktik yargıca karşı işe yarar mı? Bana inan, yargıçlar yasayı çiğneyenlerin öne sürdükleri tüm mazeretleri daha önce duymuştur. Yaptığın şeyi haklı göstermenin bir yolu yok. Ayrıca, adil bir yargıç olduğu için eylemlerini haklı göremez.