headerLogo2b-18pt-myriadpro

Neden Çoğu Zaman Yapmak İstediğimi Yapamıyorum? Bunun Yerine Nefret Ettiğim Şeyleri Yapıyorum ve Sonrasında Bunları Yaptığım İçin Utanç Duyuyorum?

16 image10937 thoughts flow think dark 45Doğru, günah işlemeyi durduramayız. Aden Bahçesi’nden önkapınıza ve yüreğimin girişine doğru devam eden çirkin akış devam etmektedir. Sahip olduğumuz günahkar doğadan işlediğimiz suçlar akmaktadır. Tüm savaşları doğuran insan yüreğindeki savaştır, çünkü yüreklerimize kötülüğe eğilim ve iyi olmak için sürdürdüğümüz bitmez mücadele vardır. Güzel bir resim değil fakat kendimiz hakkındaki gerçeği bilmek iyi bir şeydir. Tanrı’da ruhsal durumumuz için, bizleri içden dışa değiştirecek çözüm vardır fakat öncelikle ruhsal ihtiyaçlarımızın boyutunu anlamamız gerekir. Eğer anlamazsak, küçük bir yaramız olduğunu düşünerek birinin göğsümüzün üzerine küçük bir yara bandı yapıştırmasına izin verebiliriz. Aslında gerçekte ihtiyaç duyduğumuz kalp nakli ise böyle bir şey ne kadar da büyük bir hata olurdu.

Kutsal Yazılar ruhsal durumumuz hakkında ne söylüyor?

“Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık, Her birimiz kendi yoluna döndü. Yine de RAB hepimizin cezasını ona yükledi.” (Yeşaya 53:6, Eski Antlaşma)

“Yürek her şeyden daha aldatıcıdır, iyileşmez, Onu kim anlayabilir?” (Yeremya 17:9, Eski Antlaşma)

“Yazılmış olduğu gibi: ‘Doğru kimse yok, tek kişi bile yok.’” “Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı.” (Romalılar 3:10, 23 İncil)

Bazıları böylesine kuvvetli sözlerle fikir birliğinde olmayabilir. Çevrelerine bakıp şöyle söylerler, “Diğerleriyle karşılaştırıldığımda, ben doğru düzgün bir insanım.” Böyle olmadıklarını düşünmüyorum zaten. Fakat soru, “Diğer insanlar kadar iyi misiniz?” sorusu değildir. Bir an için domuzları düşünelim. Sorunumuzun doğasını anlamamıza yardımcı olacağını düşünüyorum. Evet, domuzları hoş görmediğinizin farkındayım. Benim de en sevdiğim hayvanlar değiller. Fakat, içinde bulunduğumuz tehlikeli ruhsal durumu açıklamak için onları kullanabiliriz.

17 pig11 long 45Domuzların ne kadar kirli olduklarını biliyorsunuz. Domuzları daha sık yıkmanın onların temiz olmayı isteme olasılıklarını artırıp artırmayacağını hiç düşündünüz mü? Haftada bir banyo veya duşa alışmalarını sağlayabilir miyiz? Önümüzdeki haftanın ikinci Salı gününde sahip olacağınız bol boş vakitle ne yapacağınızı düşünmek gibi bir şey. İkinci Salı günü mü? Böyle bir şey yok ki! Doğru. Domuzları istediğiniz kadar sık yıkayın, ama çamur bulur bulmaz çamurun içinde yuvarlanmalarına engel olamazsınız. Müdahale etmeniz neden işe yaramaz? Genel olarak yaygın inanışa aykırı olarak domuzların çamurda yuvarlanması gerekir. Terleyemezlar. Bu nedenle fazlasıyla ısındıklarında serinlemek için çamurda yuvarlanırlar. Çamurlu görüntüleri domuzlara aslında hak etmedikleri bir şapşallık ünvanı kazandırmıştır. Fakat gerçek şu ki domuzlar Tanrı’nın yarattıkları arasında en temiz hayvanlardan biridir. Örneğin, seçme şansları olduğunda yaşadıkları yere veya yemek yedikleri alanın yakınlarını tuvaletlerini yapmayı reddederler. Kişisel temizlikleri konusunda çok özenliler. Bu, çamurdan kaçındıkları anlamına gelmez. Gereklilikten ötürü çamur banyolarını severler. Çamur banyonlarına ihtiyaçları vardır.

Şunu bir hayal edin. Bir domuzun bizim gibi konuştuğunu hayal edin. Domuzumuz yalaktaki arkadaşlarına bakıyor ve şöyle diyor, “Ben de diğerleri kadar temizim.” Öyle mi? Büyük olasılıkla öyle. Ne var ki sorun, temiz olmamasıdır, diğerleri de değiller. Kendisiyle böbürlenen bu domuz diğer domuzlar kadar kirlidir. Arkadaşlarından daha kirli olmayabilir fakat yine de kirlidir. Her sabah kahvaltıdan önce duş alan çiftçiyle kıyaslandığında, domuzun temizlik konusunda derse ihtiyacı olduğunu söyleyebiliriz. Çiftçi kadar temiz değil. Bununla birlikte, diğer domuzlarla kıyaslandığında domuzumuzun herhangi bir sorunu yoktur. Önemli olan hangi standardı kullandığımızdır.

Bunun bizimle ne ilgisi var? Tanrı’yla kıyaslandığımızda biz insanların yardıma ihtiyacı vardır. Söz konusu insan olduğunda, günahsızlık ölçüsü dünyanın domuz yalağı değil, cennette bulunan tahttır. Tanrı’nın kendisi ölçümüzdür. Bu durumu ister beğenin ister beğenmeyin kabul etmeyi istediğimizden çok daha canavar ruhluyuz - özellikle canavar kendisini göstermek için içimizde beklerken. Fransız denemeci Michel de Montaigne’in söylediği gibi, “Aramızda, öyle bir iyi adam yok ki, tüm düşüncelerini ve eylemlerini ülkenin yasalarına teslim etse, yaşamında on kereden fazla idamı hak etmesin.” Eylemlerimiz çoğu zaman korkunç bir şekilde çirkindir ve başkalarının düşündüklerimizi bilmesine izin vermeyiz. Davranışlarımızda sertlik vardır. İstediğimizi yapamayız. Yaptıklarımızı beğenmeyiz ve daha da kötüsü- evet daha kötü olan bir şey var- değişemeyiz!!!

18 image10938 leopard 45“Pars beneklerini değiştirebilir mi? Kötülük etmeye alışmış olan sizler de iyilik edemezsiniz.” (Yeremya 13:23, Eski Antlaşma). Elçi Pavlus da şu sözleri söylerken Yeremya perygamberle fikir birliğindeydi, “Benliğe dayanan düşünce Tanrı'ya düşmandır; Tanrı'nın Yasası'na boyun eğmez, eğemez de...” (Romalılar 8:7, İncil). Bizim hakkımızda ilahi değerlendirmesini duydunuz mu? “Boyun eğmez...eğemez de.”

Hala Tanrı’nın bizimle ilgili değerlendirmesiyle aynı fikirde değilseniz ve bu değerlendirmeyi çok katı buluyorsanız bunu anlarım. Eğer böyle düşünüyorsanız neden şu meydan okumayı kabul etmiyorsunuz? Önünüzdeki yirmi dört saat boyunca günah işlemeyin. Kusursuz bir on yıl veya bir yıl hatta bir hafta bile istemiyorum. Sadece kusursuz bir gün. Yapabilir misiniz? Günahsız bir şekilde bir gün yaşayabilir misiniz? Bencil düşünceler olmadan. Eylemlerinizin tamamıyla başkaları ve onların gereksinimleri üzerine odaklanmış olması gerekir. Mümkün değil mi? O halde bir saate ne dersiniz? Altmış dakika boyunca sadece pak düşünce ve eylemleriniz olacağına söz verebilir misiniz? Kendinizi değil, sadece başkalarını düşüneceksiniz, tamam mı? Altmış dakika boyunca kaygısız, öfkesiz, bencil olmayan bir yaşam sürdürmeniz mümkün mü? Yapabilir misiniz? Bu, sanki şu anda kırmızı yüzlü bir maymunu düşünmemenizi istemek gibi bir şey. Aman…hemen kırmızı yüzlü bir maymunu düşündünüz, değil mi?

Sürekli olarak günahlı olmayan bir şekilde düşünüp yaşayabilir miyiz? Bunu kimse yapamaz. Nitekim, benim aklıma gelenin kuyruğunda beyaz bir benek bile vardı. Bu, bazı insanlara komik gelebilir fakat kendim hakkında düşünmekten kendimi alamamam çok üzücü bir durum. Er ya da geç kendim hakkında düşünmeye başlıyorum. Dürüst olmak gerekirse, gün başladığında ve gece uyurken kendim hakkında düşünüyorum. Siz düşünmüyor musunuz?