Sevgili dostum, fevri bir şekilde kimsenin günahlarınız uğruna ölemeyeceğini söylemeyin. Eğer bunu söylerseniz Yaratıcınız’ın doğasına karşı konuşmuş olursunuz. Kutsal Kitap’ta, ‘yerine ölme’ öğretişi İbrahim’in dini ve imanının özünü oluşturmaktadır. Başkalarının söylediğini işittiğiniz “Her koyun kendi bacağından asılır” gibi sözleri papağan gibi tekrarlamakta acele etmeyin. Eğer bunu söylerseniz, o gün İbrahim’in oğlunun dağın tepesinde yaşadığı derin sevinç ve minnettarlığı kaçırırsınız. Sizin yerinize birinin kurban edildiğiyle ilgili, insanı alçaltan gerçeği kaçırmış olursunuz. İbrahim’in oğlu bu sevinci yaşadı ve bu çalışma yolunun bir yerinde sizin de aynı sevinci kendi adınıza yaşayacağınızı sanıyorum. İnsandaki hiçbir şeyin Tanrı’nın ilahi zorunluluklarını karşılayamayacağını göreceksiniz. Ancak Tanrı kendisini tatmin edecek olanı sağlayabilir - buna buradan cennete geçişiniz için sağladığı yol da sahildir. Oraya gitmek için kendinizden ya da kendi başınıza yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. Ancak Tanrı gereken aracı sağlayacaktır. Tanrı bunu sadece kendisinin yüceliği alması için yapıyor.
"İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir." (Efesliler 2:8-9, İncil)
Hikayeye geri dönersek, İbrahim’in gözü oğlu üzerindedir. Oğlu sunakta yatmaktadır. Ama bir dakika…İbrahim bir ses duyar:
“Melek, “Çocuğa dokunma” dedi, “Ona hiçbir şey yapma. Şimdi Tanrı'dan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin.” İbrahim çevresine bakınca, boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. Gidip koçu getirdi. Oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu. Oraya “RAB sağlar” adını verdi. “RAB'bin dağında sağlanacaktır” sözü bu yüzden bugün de söyleniyor.” (Yaratılış 22:12-14, Eski Antlaşma)
İşte oradaydı. İbrahim’in arkasındaki çalılıklarda bir koç hışırtılı sesler çıkarıyordu. Büyük olasılıkla koçun kıvrık boynuzları çalılara takılmıştı. Peki ama koç nereden geldi? İbrahim’in sürüsünden değil, çünkü İbrahim evinden üç günlük mesafedeydi; aynı bölümde daha önce İbrahim’le ilgili şunları okuyoruz,“Üçüncü gün gideceği yeri uzaktan gördü.” (Yaratılış 22:4, Eski Antlaşma). Büyük olasıklıkla hayvan, Tanrı’nın sağlayışıyla komşu bir sürüden bu noktaya tam zamanında yönlendiridi.
Hatırlıyor musunuz, yerine ölme öğretişine - birinin yaşamı için başka birinin yaşamının verilmesi - hemen karşı çıkmamanızı tavsiye etmiştim. Eğer karşı çıkarsanız Yaratıcı’nın karakterine karşı konuşmuş olacağınızı söylemiştim. Dağdaki bu sunağa bakın. Boğazı kesilmiş ve kanı dökülmüş masum bir canlı vardı - bunların hepsi sanki İbrahim’in oğlunun başına gelmiş gibiydi. Oğlu odunların üzerinden alınmış ve yerine, yerine geçen konmuştu.
Tanrı burada bize ne öğretiyor? Buradaki daha önemli mesajı anlıyor musunuz? Tanrı kendisi hakkında neyi bilmemizi istiyor? Tarihte bu anda Tanrı bizlere sonsuz isimlerinden birini açıkladı. Tanrı’yı ‘Yehova Yire’ (İbranice), “The LORD provides” (İngilizce) ya da “RAB sağlar” (Türkçe) olarak tanıma şansına sahip olduk. Bu dünyada kendisine nereden seslenirsek seslenelim O’na bu isimle seslenip O’na güvenmemiz isteniyor. Çalışma yolu boyunca bizlere çok daha fazlasını açıklayacaktır ama ne kadar derin bir vahiy, öyle değil mi? Cennete gitmek için bağışlanmanız gerekiyor mu? ‘RAB sağlar’ dediğiniz RAB’bin sizin adınıza neler yaptığını öğrenin. ‘İyi işlerden oluşan incir yaprakları ya da iyi niyet’ yeterli olacak mı? Tanrı’ya karşı işlenen günahın devasalığını, işlediğimiz binlerce günahı saklayabilirler mi? İncir yaprakları Adem ve Havva için yeterli değildi ve benim ya da sizin için de işe yaramayacaktır. Kötü haber bu.
İyi haberi, müjdeyi düşündüğümde Tanrı’nın sizin adına SAĞLAYIŞINI düşündüğümde çalışma yolumuzda hızla ilerleyip neredeyse size sonra olacak olanı göstermek istiyorum. Yoksa siz de atlayıp ilerleyen sayfalara mı bakıyorsunuz? ‘Sağlayan RAB’bin sizler için sağlayacaklarını alacak kişi olmak sizi heyecanlandırıyor mu?
III. KUZUNUN BOĞAZLANMASI
Şu ana kadar Tanrı’nın kurbanın üzerindeki sır perdelerini kaldırması ya da Kuzu’yu açıklaması, GEREKLİLİĞİ ve SAĞLAYIŞINI ele almıştır. Mutlu İbrahim’i ve daha da mutlu olan oğlunu bıraktıktan sonra tarihte yürüyüp Kutsal Kitap’ta birkaç bölüm sonra duracağız. Ele aldığımız konunun farklı bir yönünü görmek için duracağız. Bu durakta Tanrı kuzunun BOĞAZLANMASINI vurguluyor. Bir kuzu gerekiyor. Kuzu sağlanıyor. Ama boğazlanması gerekir. Sonsuza kadar arka bahçede bağlı bırakılamaz.
Yusuf’un ölümünden sonra Mısırlılar İsrailliler’e sırtlarını döndüler. İsrailliler, Mısırlı angaryacıların baskısı altında zor ve zalim bir tutsaklık çektiler. Tanrı yakarışlarını duydu ve onları kurtarmak için geldi. Kurtuluşları için yaptığı tasarıyı Mısır’dan Çıkış Kitabı’nın on ikinci bölümünde anlatıyor. Yaratılış 15’te Tanrı ataları İbrahim’e, onları içine düşecekleri tutsaklıktan kurtaracağını ve bunu 4. kuşakta yapacağını vaat etti! Kuşak, erkeğin ilk oğlunun doğmasıyla sayılır. O zaman İbrahim 100 yaşındaydı, böylece yalan söylemeyen bir Tanrı’ya göre, dört yüz yıl sonra dünyaya geldi. Dünyada o sırada neler oluyordu? İsrailliler’in başı dertteydi, tıpkı Tanrı’nın olacağını söylediği gibi. Kurtuluşları yakındı. Tanrı her zaman sözünü tutar. Bölüme baktığımız zaman, Tanrı’nın onları Mısır’dan çıkarıp onlara vaat ettiği topraklara getirmek üzere olduğunu görüyoruz.