Bir gün cennete giderseniz, ve gitmenizi içtenlikle diliyorum, bunu sağlayan şey adınızın Kuzu’nun yaşam kitabında yazılı olması olacaktır. Kendi iyiliğiniz ya da dindar uygulamalarınız nedeniyle Tanrı’nın önünde herhangi bir şeye layık olduğunuz şeklindeki tutumdan tövbe ettiğiniz ve dünyanın günahını kaldıran Kuzu’ya iman ettiğiniz anda, adınız kitabı hemen ve bir daha silinmemek üzere yazılacaktır.
Yukarıda okuduğumuz gibi, pak olmayan hiçbir şey cennete giremeyecektir. Hiç utanç verici ya da aldatıcı bir şey yaptığınız oldu mu? Tanrı’nın sonsuz evine girmenize izin vermemesi için bu yeterli bir nedendir. Adem ve Havva incir yapraklarının arkasına saklanmaya çalıştılar. Tanrı, boğazlanmış bir hayvanın kurbanıyla günahlarını örterek, onların çarelerinin yeterli olmadığını gösterdi. Bu ne kadar da önemli bir olaydı. İnsana, Tufan’dan sonrasına kadar et yeme izni verilmedi. Bunu biliyor muydunuz? “Tanrı, Nuh'u ve oğullarını kutsayarak, “Verimli olun, çoğalıp yeryüzünü doldurun” dedi, “Yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümü sizden korkup ürkecek. Yeryüzündeki bütün canlılar, denizdeki bütün balıklar sizin yönetiminize verilmiştir. Bütün canlılar size yiyecek olacak. Yeşil bitkiler gibi, hepsini size veriyorum.” (Yaratılış 9:1-3, Eski Antlaşma). Bu nedenle, dünyada boğazlanan ilk hayvan yemek için değil, iki günahkar insanın günahlarını örtmek için öldürülmüştü. Adem ve Havva’nın öğrendiği dersi hatırlıyor musunuz?
1) Suçlu bir günahkarın Tanrı’ya yaklaşması için uygun bir giysiye ya da örtüye ihtiyacı vardı.
2) İncir yapraklarından kendi elleriyle yaptıkları önlük Tanrı için kabul edilebilir değildi.
3) Giysiyi Tanrı’nın sağlaması zorunludur.
4) Gerekli olan bu giysi ancak ölüm aracılığıyla elde edilebilir.
Vahiy Kitabı’ndaki ayetlerimizde melek, Elçi Yuhanna’nın cennetle ilgili görüşünü genişletiyor. Elçi Yuhanna’nın gördüğü nehre dikkat edin. Tanrı’nın ve Kuzu’nun tahtından akan ve kristal kadar berrak olan yaşam suyu ırmağıdır. Ne olağanüstü bir nehir. Cam gibi berraktır. Ancak Tanrı böyledir. Pak ve kutsaldır.
Tanrı ve Kuzu’dan bir arada söz edildiğine de dikkat edin. Bu, bu Kişi’lerin onurda eşit olduğunu gösterir. İnternet sitemizde Üçlü Birlik’le ilgili diğer makalelerimizi okumak isteyebilirsiniz. Tanrı tektir ama Üçlü Birliğe sahiptir. Üç tanrıdan oluşmaz, tektir. Birliği bizim anlayabileceğimizden çok daha karmaşıktır. Açıkçası ben Tanrı’dan bu karmaşıklığı beklerim. Tanrı matematikte bir tam sayı gibi değildir. Yaratılışına bakması için kendini alçaltması gereken kudretli ve karmaşık biridir. Umarım makaleler bu gizi anlamanıza biraz olsun yardımcı olacaktır. Tanrı’nın karmaşıklığı gerçekten de bizim anlayışımızın ötesindedir. Bizler, beden, can ve ruhtan oluşan kendi üçlü doğamızı anlamakta güçlük çekiyoruz, öyle değil mi?
İncil’in son iki bölümünde, bizlere cennetle ilgili pencere açan bu ayetleri okurken Tanrı’nın sizi orada görmek istediğini bilmenizi istiyorum. Tanrı sizi seviyor. Her zaman sevdi. İncil’den 600 yıl kadar önce yazılmış bir ayetten alıntı yaparak bunu size gösterebilirim:
“...sizin için düşündüğüm tasarıları biliyorum” diyor RAB. “Kötü tasarılar değil, size umutlu bir gelecek sağlayan esenlik tasarıları bunlar.” (Yeremya 29:11, Eski Antlaşma). Daha önce söylediğim gibi, Tanrı sizi seviyor. Her zaman sevdi. ‘Tanrı’nın Sevgisi Hakkında Daha Fazla Öğrenmek’ adlı makale serisinde bu konuyu daha fazla araştırabilirsiniz.
Ne yaparsanız yapın, hayvanat bahçesindeki Afrika ceylanı gibi yaşayıp kendinizi hapsetmeyin.
Bu makalede şunları öğrendik:
I. KUZU’NUN GEREKLİLİĞİ (Yaratılış 4:2-5, Eski Antlaşma)
II. KUZU’NUN SAĞLANIŞI (Yaratılış 22:6-8, Eski Antlaşma)
III. KUZU’NUN BOĞAZLANMASI (Mısır’dan Çıkış 12:3, 6-7, 12-13, 29, 30, Eski Antlaşma)
IV. KUZU’NUN YETKİNLİĞİ (Levililer 22:21b, Eski Antlaşma)
V. KUZU BİR HAYVAN DEĞİL, BİR KİŞİ’DİR (Yeşaya 53:4-7, Eski Antlaşma)
VI. KUZU BİR KİŞİ’DİR, ADI AÇIKLANIYOR: İSA (Yuhanna 1:29, İncil)
VII. KUZU’NUN DİRİLİŞİ (1. Petrus 1:18-21, İncil)
VIII. KUZU’NUN TAHTA ÇIKIŞI (Vahiy 5:1-13, İncil)
IX. KUZU’NUN SONSUZA DEK SÜRECKE OLAN KRALLIĞI (Vahiy 21-22, İncil)