headerLogo2b-18pt-myriadpro

Kurbanın Üzerindeki Sır Perdelerinin Kaldırılması

31 iii pointing arrow2 temp5 45Binlerce yıl geçmiş olabilir ve Adem ve Havva’nın dönemine göre yaşam büyük oranda değişmiş olabilir ama Tanrı’nın gerçeği değişmemiştir. Adem ve Havva’nın çocuklarına öğrettiklerini öğrenmemiz ve çocuklarımıza aktarmamız doğru olacaktır:    

1)  Suçlu bir günahkarın Tanrı’ya yaklaşması için uygun bir giysiye ihtiyacı vardı.
2)  Kendi elleriyle yaptıkları incir yapraklarından önlükler O’nun için kabul edilebilir değildi.
3)  Örtüyü Tanrı’nın sağlaması gerekir.
4)  Gerekli olan bu örtü ancak ölümle sağlanabilirdi.

Şu ana kadar büyük olasılıkla anladığınız gibi, Adem ve Havva’ya öğretilen bu dört ders de İsa’ya işaret ediyor.

VII.  KUZU’NUN DİRİLİŞİ 

İşte çalışma yolumuzun yedinci durağına geldik. Tanrı, Kuzu hakkında ne kadar da şaşılacak bir açıklama yapıyor! 

Tanrı’nın perdeleri kaldırarak sağladığı ışık, yoğunluğu nedeniyle neredeyse kör edicidir. Fakat, inançsızlığınızı dağıtmak ve sadece akla uygun ve mantıklı olana inanma eğilimimizin üstesinden gelmek için her ilahi ışına ihtiyacımız vardır. Tanrı hakkında düşündüğünüz zaman kendisi hakkında ya da söyledikleri hakkında neyin ‘akla uygun’ olup olmadığını düşünmemenizi isteyebilir miyim? Tanrı, insan aklının ötesinde bir dünyada yaşıyor. Biz kimiz ki, insan aklımızın basit çalışma sürecine göre Tanrı’nın nasıl düşünmesi gerektiği ya da O’nun yollarının hangisinin mantıklı hangisinin mantıksız olduğu hakkında karar verelim?  

32 image11888 exclamation mark xxx pink 45Tanrı hakkında ancak kendisi hakkında açıklamak istediklerini bilebiliriz. Tanrı şu ana kadar neler açıkladı? En son başka hiçbir kuzuya benzemeyen bir Kuzu gördük. Kuzu'nun bir kişi olduğunu öğrendik. Tanrı bize Kuzu’nun adını açıklayacak kadar bile ileri gitti. Şimdi, kurban edilmiş kuzulardan farklı olarak BU KUZU'NUN ÖLÜMDEN DİRİLECEĞİNİ GÖRECEĞİZ!  

İlk olarak, Tanrı Elçi Petrus’a Kuzu hakkında o ana kadar açıklananları gözden geçirmesi için esin veriyor. Bundan sonra Kuzu’nun dirilişi hakkında şaşırtıcı bir yeni vahiy verilecektir. Bu kez perdenin açıldığını görmeye davet edilen seyirciler kimlerdir? Türkiye’de yaşayan Hıristiyanlar. Bu kitabın ilk bölümünün ilk ayetine bakın:

“...Pontus, Galatya, Kapadokya, Asya İli ve Bitinya'ya dağılmış ve buralarda yabancı olarak yaşayan seçilmişlere selam!!” (1.Petrus 1:1, İncil). O zamanlarda “Asya İli” Türkiye’nin Ege Denizi’ne sınırı olan batı kenarını anlatmak için kullanılırdı.

Bir şekilde Hıristiyanlık’ın bir Batı dini olduğuna ilişkin yanlış bir bilgi verildi sizlere.  Batı ülkelerinde Hıristiyanlar olabilir fakat imanımız Orta Doğu’da ortaya çıkmıştır. İncil’i okuduğunuzda Türkiye’de hala var olan kentlerin isimlerine rastlarsınız. Buna ek olarak, Türkiye’de burada ve başka yerlerde Hıristiyanlar’ın biraraya geldiklerini görebilirsiniz. Hıristiyanlık, ilk olarak yayıldığı yerde hala yayılmaktadır. Size tam olarak bir sayı veremiyorum fakat giderek artan sayıda Türk, ulus olarak Türk ulusuna bağlı olmaya devam ettikleri halde inanç olarak Hıristiyanlık’ı seçmişlerdir. Birçoğu Hıristiyanlık’ı kucaklamak için inançlarını değiştirmiştir. Peki bu insanların bu nedenle daha kötü vatandaşlar oldukları düşünülebilir mi? Bu insanlar, yabancı bir saldırgan karşısında ülkelerini Türkiye’deki herhangi bir Müslüman kadar savunup ülkeleri uğrunda ölmeye hazırdır.  

33 image1908 worship 45Bu ilk ayette beni heyecanlandıran bir ifadeye dikkatinizi çekmek istiyorum: “buralarda yabancı olarak yaşayan.” Türkiye’deki ilk Hıristiyanlar günümüzde dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan diğer gerçek Hıristiyanlar’dan farksızdır. Geçici olarak dünyada yaşayan fakat asıl vatanları göklerde olan insanlardır. Cennette sonsuz yaşam armağanını almışlardır - tıpkı bugün sizin de alabileceğiniz gibi. Fakat henüz oraya geçiş yapmamışlardır. Dünyada yaşarken bile bu armağanın bereketlerinden keyif almaya başlamışlardır fakat ancak cennete vardıklarında berekete tam olarak ortak olacaklardır.   

Aşağıdaki ayetler çalışma yolumuzda içinde bulunduğumuz durakla ilgilidir. Bu ayetler önce geriye sonra da ileriye bakıyor. Esin almış yazarın Kuzu hakkında öğrendiklerimizi nasıl özetlediğine bakın.  

“Biliyorsunuz ki, atalarınızdan kalma boş yaşayışınızdan altın ya da gümüş gibi geçici şeylerle değil, kusursuz ve lekesiz kuzuyu andıran Mesih'in değerli kanının fidyesiyle kurtuldunuz. Dünyanın kuruluşundan önce bilinen Mesih, çağların sonunda sizin yararınıza ortaya çıktı. O'nu ölümden diriltip yücelten Tanrı'ya O'nun aracılığıyla iman ediyorsunuz. Böylece imanınız ve umudunuz Tanrı'dadır.”  (1. Petrus 1:18-21, İncil)

1)  Kuzu’nun Gerekliliği. Çalışmamıza Kayin ve Habil’le başladık ve burada bir perdenin kaldırıldığını gördük. Petrus bundan nerede söz ediyor? “Biliyorsunuz ki...altın ya da gümüş gibi geçici şeylerle değil...kurtuldunuz.” Bu şeyler gerekli değildi. Kendi çabalarımızla üretebileceğiniz hiçbir şey cennette bize bir yer kazandırmayacaktır.

2)  Kuzu’nun Sağlanışı. İbrahim’in ve oğlunun hikayesinde bunu görüyoruz. Petrus İsa Mesih’in işte o kimliğiyle bilindiğini söylüyor. Kendi ifadesiyle şöyle diyor: “Dünyanın kuruluşundan önce bilinen Mesih...” 

3)  Kuzu’nun Boğazlanması. Çalışma yolumuzun bir sonraki durağında İsrailliler’in Mısır’dan kaçışı sırasında kuzunun boğazlanması vurgulandı. Petrus, geçici şeylerle kurtulmadığınızı söylüyor. Burada aklımızda tutmamız gereken ifade şudur, “…Mesih'in değerli kanının fidyesiyle...”

4)  Kuzu’nun Karakteri. Musa’nın kitaplarından birinde, kana sahip olduğu erdemi veren kuzunun karakterine tekrar tekrar vurgu yapılmaktadır. İncil’de bu ayetlerin ifadesiyle şöyle diyor, “kusursuz ve lekesiz kuzu...”

5)  Kuzu’nun Kişiliği ve Adı. Eski Antlaşma'da İsa’yla ilgili peygamberlikten Tanrı’nın kuzusunun bir kişi olduğunu öğrendik ve Vaftizci Yahya bu kişinin adını söylüyor bizlere. Petrus şu sözlerle ifade ediyor, “Mesih'in değerli kanı...”