headerLogo2b-18pt-myriadpro

Dört Olağanüstü Ayet

07 image12306 outerspace outer space 45İsa’nın sadece insani bir kökeni yoktu. Kökeni basit bir şekilde sadece biyolojik ilişkilerle açıklanamaz. Sanki Tanrı kişisel olarak İsa’yı Meryem’in rahmine yerleştirmiş gibi bir durum vardır. Diğer bir deyişle, beden alma tamamıyla yeni bir şeydir. Beden almayla Tanrı insanlık tarihine girer ve bunu ilahi bir müdahale eylemi biçiminde yapar, yaratılış içinden doğal bir gelişim aracılığıyla değil. İnsanlık tarihine girişi Beytlehem’de başlayan bir hikaye değildir. Beytlehem’i de içerir ama cennette başlar. Bu nedenle, İsa bu iki dünyadan da ayrı ayrı özelliklere sahiptir. Bu konuda daha fazla şey öğrenmek isteyenlere İsa Tanrı Mı? İSA'NIN İKİLİ DOĞASI 1. BÖLÜM adlı yazıyı tavsiye ederim.

“Ama zaman dolunca Tanrı, Yasa altında olanları özgürlüğe kavuşturmak için kadından doğan, Yasa altında doğan öz Oğlu'nu gönderdi.” (Galatyalılar 4:4, İncil)

İsa günahkarları kurtarmak için geldiği için insan doğasının günahın yozlaştırmasından özgür olması gerekliydi- kendisi için değil, başkalarını bağışlatmak için. Şu atasözünü bilirsiniz, “Her koyun kendi bacağından asılır.” Bu, sizin ve benim gibi günahkarlar gibi normal insanlar için doğrudur. Ben sizin işlediğiniz günahların bedelini ödeyemem çünkü kendi hesabımı ödemem gerek. Peki ya günahsız Olan? Peki ya, Tanrı’nın kendisi için, günahsızlık koşulunu karşılayacak şekilde doğrudan yaratarak bir beden hazırladığı kişi? Günahsız bedeni günahlarımızı yüklenme amacı için yaratılmış Olan?

İsa için Tanrı’ya şükürler olsun!

Meryem ve Yusuf’un, Yusuf’a haklı olarak baba diyen başka çocukları vardı. İsa’nın babası kimdi? Tanrı. İsa Tanrı Oğlu mu oldu? Hayır, her zaman Tanrı Oğlu’ydu. “...öz Oğlu'nu gönderdi.” Bu, Tanrı Oğlu’nun beden almasından önce var olduğunu üstü kapalı bir şekilde ifade ediyor, değil mi? 08 image11900 way ways paths to god heaven 45O Tanrı’ydı. İlahi tarafını insanlığımızla örterek insan oldu. Bunu yaptığında, başlangıcı ve sonu olmayan Tanrı Oğlu olmaktan vazgeçmedi. Sadece Tanrı’ya ait olan özden hiçbir zaman vazgeçmedi. Beden aldığında bile hala Tanrı Oğlu’ydu. Bu nedenle İsa öğrencilerine kendisinin kim olduğunu sorduğunda Petrus doğru cevap verdi:

“İsa onlara, "Siz ne dersiniz" dedi, "Sizce ben kimim?"
Simun Petrus, "Sen, yaşayan Tanrı'nın Oğlu Mesih'sin" yanıtını verdi.
İsa ona, "Ne mutlu sana, Yunus oğlu Simun!" dedi. "Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babam'dır.” (Matta 16:15-17, İncil)

Bu dizinin önsözünde Tanrı’nın insana kendisini bir biçimde gösterdiği bazı olayların Eski Antlaşma’da kaydedildiğinden söz etmiştim. Bunlar gerçekten de Kutsal Yazılar’da büyüleyici bir çalışmadır. Benim için en büyüleyici olan şey, Tanrı’nın bu görünümleri artık geçici olarak yapmadığı bir dönemin gelmiş olmasıdır. Kutsal Kitap Tanrı’nın kalıcı bir şekilde kendisini gösterdiğini kaydetmiyor- İsa Mesih doğana kadar böyle bir kayıt yok. Söz beden alıp aramızda yaşayana kadar değil. O beden, günahlarımızın cezasının tümünü yüklendi. Gömülmesi ve dirilişinden sonra bedeni, artık doğanın yasalarına bağlı olmayan ölümsüz ve yüceltilmiş bir bedene dönüştürüldü. Yapısı itibariyle, imanlıların cennete gittiklerinde sahip olacakları türden bir bedendir. O dünyada yaşamak için sonsuzluğa uygun bir bedene ihtiyacımız olacak.

Bu, Tanrı’nın artık ruh olan bir varlık olmadığı anlamına gelmiyor. Tanrı’nın ruh olduğu doğru olsa da, Tanrı’nın kendisini bedensel bir biçimde göstermeyi seçmesi de aynı derecede doğrudur- şimdi ve sonsuza dek. Tanrı’nın bu eylemi karşısında dilimiz tutuluyor, öyle değil mi? Ama Tanrı büyüktür; istediğini yapar. Tanrı’ya neyi yapıp neyi yapamayacağını söyleyebilecek bir durumda değiliz, öyle değil mi?!!!

09 image12308 eternity symbol 45Ele aldığımız ayetlerde, Tanrı’nın kendisini İsa’da ve İsa aracılığıyla gösterdiğini görüyoruz. Görünmez Tanrı görünür oldu! “Görünmez Tanrı'nın görünümü...O'dur.” (Koloseliler 1:15, İncil). Tamamıyla görünebilir ve tamamıyla Tanrı’dır. “Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih'te bulunuyor.” (Koloseliler 2:9, İncil)

Dört önemli gerçeği öğreneceğimizi söylediğim asıl ayetlerimizde, esin almış yazarın bizlere, İsa’nın var olmadığı bir zamanın olmadığını söylediğini görüyoruz. “Başlangıçta Söz vardı.” Grekçe eimi’deki ‘idi’, zamandan bağımsız olarak var olmayı kast ediyor. Ayeti şu şekilde çevirebilirdik: “Başlangıçta zaten Söz vardı.” Başlangıç başladığında, o zaten oradaydı. Onun var olmadığı bir zaman hiç olmadı. Yaratılmış bir varlık değildir. Yaratılışın başlangıcından önce İsa zaten oradaydı. Başlangıcı ve sonu olmayan Tanrı Oğlu’dur.

Önsözde bahsettiğim gibi, İsa kişisiyle ilgili Kutsal Kitap’ın öğretişini kabul ettiğimizde şirk günahını işlemiş olmuyoruz. İsa, üç tanrıdan biri değildir. İncil bunu öğretmiyor ve İsa’ya gerçekten iman edenler buna inanmıyorlar. Üç ilahi öz yoktur. Tanrı’ya özgü tek bir ‘öz’ vardır. Bu nedenle ayetimiz şöyle DEMİYOR: “Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrılarla birlikteydi ve Söz Tanrılardan biriydi. Başlangıçta O, Tanrılarla birlikteydi. Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı...Söz, insan olup aramızda yaşadı.” (Yuhanna 1:1-3, 14, İncil)

İsa için ‘Söz’ deniyor. İncil’in orijinal dilinde ‘söz’ logos demektir. Bu söz, ayetlerde dört kez geçiyor. İsa için neden ‘Söz’ kelimesi kullanılıyor? Bu sorunun yanıtı Tanrı’nın kendisini açıklamasıyla ilgilidir. Eğer düşüncelerimi bilmek isterseniz, sözlerimle açıklamam gerekir. Tanrı kendisini İsa’da kusursuz ve eksiksiz bir şekilde açıkladığı için burada İsa için ‘Söz’ kelimesi kullanılıyor.