headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve Mucizevi Belirti İsteği

22 image11269 shadow cross 45Çarmıh, Tanrı’nın insanlık tarihi için hazırladığı tasarının tam ortasına çizilmişti. Senaryoda yazılıydı. Yasak meyvenin Havva’nın dudaklarına dokunduğu an, çarmıhın gölgesi ufukta belirdi. Ve o anla elinde tahta çekiç olan adamın İsa’nın bileklerine Roma çivilerini koyduğu an arasında asıl tasarı gerçekleştiriliyordu. Kurbanın Üzerindeki Sır Perdelerinin Kaldırılması adlı makaleyi okumanızı ısrarla önerebilir miyim? Okursanız, burada anlattıklarım sizin için büyük bir açıklık kazanır.

O makaleyi okuyana kadar burada benimle bir süre başka bir şey üzerinde düşünün. Tanrı’nın İncil’de duymanız için, ilahi bir şekilde esinlediği vaazın bu parçası hakkında düşünün. Ne anlama geliyor? “Tanrı'nın belirlenmiş amacı ve öngörüsü uyarınca elinize teslim edilen bu adamı, yasa tanımaz kişilerin eliyle çarmıha çivileyip öldürdünüz. Tanrı ise, ölüm acılarına son vererek O'nu diriltti. Çünkü O'nun ölüme tutsak kalması olanaksızdı.” Eğer İncil’in gösterdiği gibi, İsa bu tasarının sır ortağı ise ve dünyaya her şeyi bilerek geldiyse, bunun anlamı şudur:  

1)  İsa kendi kurbanını tasarlamıştır.

2)  İsa, çarmıhın yapımında kullanılacak ağacı bilerek ekmiştir.

3)  İsa, çivilerin döküleceği demir madenini isteyerek yerin içine koymuştur. 

4)  İsa her şeyin denetimine sahipti. Nitekim, İncil’i okudukça İsa’nın çevresindeki her şeyi ve herkesi kontrol etmediği bir an bile olmadığını görüp şaşıracaksınız.  

“Ben iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir. Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var.”  (Yuhanna 10:11,18)  

İsa’nın çarmıha gerilmesi kaza değildi! Gerçeğin hayal ürününden daha tuhaf olabileceği söylenir. Söz konusu Tanrı ve bizimle Tanrı arasında geçilemez bir engel yaratan günah sorunu için bir çare sağlamak olduğunda bu kesinlikle böyledir. 23 image11270 cool text 3 days 45İsa’nın dünyadaki yaşamı başlamadan önce, kendisine bilerek ve isteyerek ölüm cezasının okunmasını hayal edin. İsa’nın çarmıha gerilmiş olarak doğduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çarmıhla ilgili olarak Tanrı’nın belirli olan amacı ve önbilgisini biraz olsun anlamak, yüzünü son kez Yeruşalim’e doğru döndüğünde İsa’nın yüzünde neden bir kararlılık ifadesi olduğunu anlamanıza yardımcı olacaktır. Ölüm tepesine götürülmeden önce gerçekleşen altı yasa dışı mahkemeye nasıl katlandı? Bu kadar utandırılıp nasıl kararlı kalmayı başardı? Ölüm yürüyüşündeydi. Çarmıha gerilip, gömülüp sonra da kendisi için bir anıt dikilmesi için değil. Hayır, mezarda sadece üç gün kalacaktı, tıpkı peygamberliklerin söylediği gibi.

İnsanın günahkarlığı Tanrı’yı gücendiren bir şey mi? Yoksa Tanrı mı bizi günahkar yaptı, nihai olarak suçlamamız gereken o mu? Müslüman arkadaşlarıma neden Tanrı’nın kötülüğü yarattığını sorduğumda tatmin edici bir yanıt almıyorum. Diyorlar ki, “O’na aidiz ve kendisine ait olanla istediğini yapabilir. Tamamıyla iyi ya da tamamıyla kötü olmak için dışsal bir sınırı yok. Bu hayatın bir parçası ve bununla yaşamak zorundayız.” Bunun, Tevrat, Zebur ve İncil’de bizlere gösterilen Tanrı’ya karşıt olduğunu bilmenizi istiyorum. Günah işlemek Tanrı’ya karşı bir hakarettir ve Tanrı için iğrençtir çünkü birincisi ve en önemlisi Tanrı tamamıyla iyidir. Tanrı, iyilikle kötülüğün bir karışımı değildir ve kesin olan bir şey varsa, kötülüğün yaratıcısı da O değildir. Sevgili dostum, Kutsal Yazılar’dan bu iki pencereden bakalım ve günahsız Yaratıcımız’ı bir parça olsun görelim:

24 image9760 look up1. Pencere - “Kötüye bakamayacak kadar saftır gözlerin.” (Habakkuk 1:13, Eski Antlaşma). Günah Tanrı’nın doğasına yabancıdır. Tanrı günahı yaratmamıştır; aynı şekilde Tanrı bazı kişileri günahkar bazılarını ise günahsız yaratmaz. Bunu bir yerde okumuş olabilirsiniz. Doğru değil. Günah işliyoruz ve günahın bütün çirkinliğinin, günahsız doğasına aykırı olmaması Tanrı hakkında asla söylenemeyecek bir şeydir. Eğer kötülük ve günah Tanrı’dan geliyor olsaydı buna bakmak O’nun için sorun olmazdı.

2. Pencere -  “Bakın, RAB'bin eli kurtaramayacak kadar kısa, kulağı duyamayacak kadar sağır değildir. Ama suçlarınız sizi Tanrınız'dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O'nun yüzünü göremez, sesinizi işittiremez oldunuz.” (Yeşaya 59:1-2, Eski Antlaşma). Eğer insanın günahının günahsız Yaratıcısı'yla ilişkisi üzerinde böyle bir etkisi olmasaydı, bu ayetler asla Tanrı’dan bir esin olarak gelmezdi. Dinleyin. Eğer şu anda Tanrı sizin için uzak ve bilinemez gibi geliyorsa, bunun nedeni günahınız nedeniyle bozuk olan paydaşlığınızdır. Bunun Tanrı’nın bu dünyanın ötesinde bir varlık olduğu için bilinemez olmasıyla ilgisi yoktur. Tanrı’yla dinamik ve kişisel bir ilişkiye sahip olmak insan için mümkündür. Tanrı'yla şu anda böyle bir ilişkiniz yoksa İncil’deki bu soruyu yanıtlayın ve nedenini keşfedeceksiniz. “...doğrulukla fesadın ne ortaklığı, ışıkla karanlığın ne paydaşlığı olabilir?” (2. Korintliler 6:14). Günahkar yaratıklar ve günahsız Yaratıcıları arasında nasıl bir paydaşlık mümkündür? Hiç. Sorun, günahkar oluşumuzdur. İnandığınızın aksine, Tanrı, her zaman tamamıyla iyi olmak zorundadır. Başka türlü davranamaz yoksa kendi doğasına aykırı davranmış olur.

Eğer rüşvet çoksa ve ailevi ihtiyaçları ya da kumar borcu için bu paraya gereksinim duyuyorsa, iyi bir yargıç yanlış yola sapabilir. Tanrı bu şekilde etkilenmez. Tanrı’nın iyiliğinin derinliğini daha iyi anlamak için bu dizide İsa ve Cennet Teklifini Reddeden Varlıklı Adam adlı makaleyi okumanızı hatırlatmak isterim.