headerLogo2b-18pt-myriadpro

İsa ve Mucizevi Belirti İsteği

28 image11272 dead wilted roses 45Sorunlar yaşayan bu adam aslında günahın duygusal etkilerini fark etmiyordu. Günah işlemek adamı, tamamıyla pak olan bir varlıktan, Tanrı’dan ayırmıştı. Kimse Yaratıcı’dan ayrı olduğu sürece gerçekten doyurucu bir yaşam sürdüremez ve gerçek mutluluğu deneyim edemez. Bir düzine kesilmiş gülü, içinde su olan bir vazoya koyduğunuzda hala yaşıyor gibi görünürler. Ama gerçekten yaşıyorlar mı? Hayır, yaşamaları için ihtiyaç duydukları yaşamı destekleyen besinleri almıyorlar. Birkaç gün içinde canlılıklarını yitirecek ve artık bakılmaya değer olmayacaklar.

Saplarındaki besinler kullanıldıktan sonra güller hızla yaşamı kaybettiklerini gösterecekler. Ruhsal olarak baktığınızda, günahımızın Tanrı’yla olan ilişkimiz üzerinde etkisi nedeniyle bize de tam olarak aynı şey olmuştur.

“Bakın, RAB'bin eli kurtaramayacak kadar kısa, kulağı duyamayacak kadar sağır değildir. Ama suçlarınız sizi Tanrınız'dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O'nun yüzünü göremez, sesinizi işittiremez oldunuz.” (Yeşaya 59:1-2, Eski Antlaşma)

Bizimle Tanrı arasındaki günah nedeniyle oluşan köprüsüz uçurumum bu tarafında uygarlıklar kurabiliriz. Bilim, teknoloji ve tıpta büyük ilerleme kaydedebiliriz. Tanrı’ya giden yolu bulmak dışında yaşamın her alanında ilerleme kaydedebiliriz. Tanrı’yla sahip olmak üzere yaratıldığımız kişisel ilişki günah yüzünden mahvolmuştur. Hikayemizdeki sorunlu adamın bu kadar sorun yaşamasına şaşmamalı.

“Sen iyi bir insansın,” dedi büyük bir pişmanlıkla kendi hayatını düşünürken. “Yaşamını kontrol altında tutabiliyorsun. Ağzından hiç hoş olmayan bir sözün çıktığını duymadım. Başkalarına karşı da hep verici bir şekilde davrandığını gördüm. Bugüne kadar hayatımı mahvetmemin karşılığında ne gibi iyi şeyler yapabilirim, bana söyleyebilir misin? Günahlarımın bağışlanması için Tanrı’ya ne kadar vermeliyim? Yalvarıyorum, lütfen bana yardım et!”  

29 image11273 ink water glass 45İlk olarak, Hristiyan arkadaşı onu içeri davet etti ve susuzluğunu gidermek için bir bardak su önerdi. Ama suyu vermeden önce dolmakalemini kullanıp suyun içine mürekkep sıktı. Konukların önünde hem de! “Burada hava sıcak ve nemli biraz su alsana!” 

Genç adam, bozulmuş ve şok olmuş bir şekilde karşısında kalakaldı.“Bundan içmemi mi bekliyorsun? Neden böyle bir şey yaptın? Beni zehirlemeye mi çalışıyorsun? Sana ne oldu? Sana tavsiye için geldim ama senin yaptığına bak!”

İsa’ya iman eden arkadaşı şöyle yanıt verdi, “Rahat ol! Seni öldürmeye çalışmıyordum. İyi işlerle ilgili sorunu yanıtlamak istiyorum. Bu iyi işler Tanrı’dan kurtuluşu satın alacak mı?” 

Sıkıntılı arkadaşı yanıtladı, “İşte ben de tam olarak bunu bilmek istiyorum. Bütün yüreğimle istiyorum, bedeli ne olursa olsun! Ama neden suyumu mahvettin?” 

“İçine çok az miktarda mürekkep koyduğum halde bunu içmeyi reddettin. Ama aynı zamanda, Tanrı’nın, Kutsal Olan’ın seni kabul etmesini istiyorsun. Sevgili dostum, henüz yüreğinin kötülüğünü anlamamışsın. Yıllar boyunca ben de bu gerçekle boğuştum o nedenle kabul etmenin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Seni yargılamıyorum. Aramızda kim rahatlıkla yüreğinin, Tanrı’nın Kutsal Kitap’ta betimlediği gibi bir yüreğe sahip olduğunu kabul eder?” Bunu söylerken Kutsal Kitap’daki ayetleri açtı. Arkadaşına dönüp şöyle dedi, “Lütfen bunu bizim için yüksek sesle okur musun?” 

“Yürek her şeyden daha aldatıcıdır, iyileşmez, Onu kim anlayabilir?” (Yeremya 17:9, Eski Antlaşma)

30 rename 117 45Adam okudu ama herhangi bir yorum yapmadı. Arkadaşına bakmak yerine, yere bakıp sessiz kaldı. Kim yürekleri ve hayatlarının içsel durumu hakkında böyle bir yorum okumak ister ki? Kim yüreğinin çaresiz bir şekilde aldatıcı olduğunu duymak ister, bu yorumu yapan Tanrı olsa bile! Biz düzeltebileceğimiz, sarabileceğimiz ve yapabileceğimiz bir şeyle çözebileceğimiz sorunlar hakkında duymak isteriz. Peki yüreğimiz? Tanrı’nın sahip olduğumuzu söylediği türden bir yürek hakkında ne yapabiliriz?

Yüreğimizde farkında olmadığımız ve orada olduğundan kuşkulanmadığımız bir kötülük var. Ama Tanrı bunu görüyor ve biliyor. Bunu çok iyi biliyor ve haberdar. Birkaç damla mürekkepten çok daha fazlasıyla lekelendik.

Bu ayeti okuduktan sonra Hristiyan arkadaş Tanrı’nın Eski Antlaşma’da söylediklerinin İncil’de doğrulandığını anlattı. Çareye giden yolda sıkıntılı arkadaşın okuması gereken bir ayet daha vardı. Yine sesli olarak. 

“Yazılmış olduğu gibi: "Doğru kimse yok, tek kişi bile yok." (Romalılar 3:10)

“Sonraki ayeti atla ve bir sonrakini oku,” dedi imanlı olan arkadaş.

“Hepsi saptı, Tümü yararsız oldu. İyilik eden yok, tek kişi bile!"” (Romalılar 3:12)

Bu kez endişeli arkadaşı okuduktan sonra sessiz kalmadı! Bir Pazar akşamı mısır patlatırken bütün mısır taneciklerinin aynı anda patlaması sırasında çıkan sese benziyordu. Hristiyan arkadaşına bu tanıma kesinlikle uymayan tanıdıklarının isimlerini sıralamaya başladı. Belki kendisi bu listeye giremezdi ama listenin başında annesi, huzur evinde gönüllü olarak çalışan tanıdığı iki kadın ve en sevdiği nazik ve merhametli ilkokul öğretmeni kesinlikle girerdi. Ayrıntılı bir şekilde yaşamlarını anlatmaya koyuldu.

Tahmin edebileceğiniz gibi ateşli bir tartışmaydı. Hristiyan arkadaş İncil’in bu kısmında Tanrı’nın putperestlerin kayıp olduğunu açıklayarak başladığını anlatmaya çalıştı. Sonra Tanrı, Yahudiler’in öteki uluslardan ne daha iyi ne de daha kötü oldukları fikrini çürütüyor. Yahudiler de öteki uluslar da günahkardır. İster Yahudi ister öteki uluslardan olsunlar kendi doğruluklarına güvenen ahlakçılar günahkardı. Hiçbiri Tanrı’nın cennete girmek için gerekli gördüğü doğruluk ölçüsüne uymuyor.