Bu soruyu sormanıza sevindim. Kusursuz değilim. Ben kusursuz bir insan değilim. İsa’ya inanan kusursuz bir imanlı değilim. Kusursuz bir koca değilim. Kusursuz bir baba değilim. Kusursuz bir komşu değilim. Kusursuz bir yanım yok. Ne var ki, kusursuz bir Kurtarıcım var ve her zaman olduğunu söylediği kişi olacağına söz verdi. Her zaman Kurtarıcım olacağına söz verdi. Siz O’na İsa diyorsunuz. Bense Kurtarıcı ve Rab. Kusursuz olmadığımı bildiğim için okuduklarım hakkında çok dikkatliyim. Henüz böyle bir şey olmadı ama eğer bir gün imanımın doktrinlerinden ödün veren bir Kutsal Kitap basımı görürsem mutlaka ana bellekten çıkartırım.
İkinci sorunuza gelince, evet, bu uyarıları ciddiye alıyorum. Sizin de almanızı dilerim, çünkü Tanrı’dan gelen bu son uyarı Kutsal Kitap’ın vahyedilmiş olması ve tamlığı konusunda açık saldırılar için de geçerlidir. Tevrat ve Zebur’un güvenilirliğini ve elimizdeki İncil’in yetkisini inkar edenlere karşı bir uyarıdır. Bu üç ilahi kitabın yazılmasını ve derlenmesini gözeten Tanrı Kutsal Yazıları’nı korumasını sorgulayanları önceden uyarır!
Bu uyarı Katolik Kilisesi ve Kutsal Yazıları kendi öğretişleriyle uyumlu hale getirmek için bilerek saptıran papalar için de geçerlidir.
Bu makalede Adem ve Havva hakkında hangi yeni gerçekleri öğrendiniz?
Eğer Adem ve Havva günah işlemesiydi, sonra da eğer biz günah işlemeseydik ne olurdu diye sık sık düşünürüm. Ölüm, insanın günahı için Tanrı’nın hükmüydü. Bugün bu konu hakkında okudunuz. Eğer günah olmasaydı, bunun sonucunda da ölüm olmasaydı dünya nasıl bir yer olurdu? Cennet. Aklıma ilk gelen düşünce cennetti. Peki ya onca insan? Eğer kimse ölmeseydi bugün 600 milyar kişilik nüfusu olurdu muydu dünyanın? Sanmıyorum. Kesin olarak bilmiyoruz ama belki de insan ölümü yaşamadan cennete geçerdi. Belki de Tanrı çoğalmamızı sınırlardı. ‘Eğer doğmasaydım nerede olurdum?’ diye annesine soran çocuk gibi. Bu soruyu nasıl yanıtlayabiliriz? Bilemiyoruz.
Önemli olan ölümün Tanrı’nın düşmanı olduğunu bilmektir. Ölüm, günah ve kötülük Tanrı’nın asıl yaratılışının bir parçası değildi. Eğer öyleyse Tanrı bunu yenmek için ne yaptı? Ne yapılması gerekiyordu? Eğer Kutsal Kitap günahın ücretinin ölüm olduğunu öğretiyorsa günahın ücretini kim ödeyecekti? Bu makalede Ölüm Fatihi’ni tanıdınız. Tanrı’nın düşmanı nasıl yenilgiye uğratmayı seçtiğini öğrendiniz. Hem de nasıl bir yenilgiye uğrattı! Eğer öyle olmasaydı, şu ayet bugün İncil’de olmazdı:
“Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.” (Romalılar 6:23)
Eğer Tanrı Kendisinin ve sizin en büyük düşmanını yenmemiş olsaydı, şimdi olduğu gibi size cennet armağanını sunuyor olmazdı. Bu bir armağandır, hak edilmemiş bir armağan! Fakat almak için buna ihtiyacınız olduğunu kabul etmeniz gerekir.
Haydi, 2. kısımla devam edelim ve İsa’yla birlikte Lazar’ın mezarına yaklaşalım. Ölüm Fatihi’nin nasıl harekete geçtiğini göreceğiz!