headerLogo2b-18pt-myriadpro

Bir Katolik Hangi Ölçüye Göre Hıristiyan Sayılır?

TANRI'NIN SÖZÜ'NE KULAK VERELİM:

10 image10049 spotlight long 45 text(1)  “Böylece imanla aklandığımıza göre, Rabbimiz İsa Mesih sayesinde Tanrı'yla barışmış oluyoruz.” (Romalılar 5:1)

(2)  “İnsanlar İsa Mesih'te olan kurtuluşla, Tanrı'nın lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar.” (Romalılar 3:24)

(3)  “Tanrı Mesih'i, kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu. Böylece adaletini gösterdi. Çünkü sabredip daha önce işlenmiş günahları cezasız bıraktı. Bunu, adil kalmak ve İsa'ya iman edeni aklamak için şimdiki zamanda kendi adaletini göstermek amacıyla yaptı. Öyleyse neyle övünebiliriz? Hiçbir şeyle! Hangi ilkeye dayanarak? Yasa'yı yerine getirme ilkesine mi? Hayır, iman ilkesine. Çünkü insanın, Yasa'nın gereklerini yaparak değil, iman ederek aklandığı kanısındayız.”  (Romalılar 3:25-28)

(4)  “Böylece şimdi O'nun kanıyla aklandığımıza göre, O'nun aracılığıyla Tanrı'nın gazabından kurtulacağımız çok daha kesindir.” (Romalılar 5:9)

(5)  “İsa'nın Rab olduğunu ağzınla açıkça söyler ve Tanrı'nın O'nu ölümden dirilttiğine yürekten iman edersen, kurtulacaksın. Çünkü insan yürekten iman ederek aklanır, imanını ağzıyla açıklayarak kurtulur.” (Romalılar 10:9-10)

(6)  “Yine de insanın Kutsal Yasa'nın gereklerini yaparak değil, İsa Mesih'e iman ederek aklandığını biliyoruz. Bunun için biz de Yasa'nın gereklerini yaparak değil, Mesih'e iman ederek aklanalım diye Mesih İsa'ya iman ettik. Çünkü hiç kimse Yasa'nın gereklerini yaparak aklanmaz.” (Galatyalılar 2:16)

(7)  “Tanrı katında hiç kimsenin Yasa'yla aklanmadığı açıktır. Çünkü "İmanla aklanan yaşayacaktır."”  (Galatyalılar 3:11)

Son ayete göre, açık olan şey nedir? “Tanrı katında hiç kimsenin Yasa'yla aklanmadığı açıktır.” Dinlerinin zorunlu kıldığı bir dizi dinsel koşulları yerine getirerek kimsenin Tanrı huzurunda aklanamayacağı açıktır. Ancak güvenle aklanırız. Bu, dini koşullar listesini yerine getirme becerimize güvenmek demek değildir. Tanrı’yla doğru bir ilişkiye sahip olmanın belirli bir performansa bağlı olmadığını anladığımız anlamına gelir. İnanmayı temel alır. İmanla gerçekleşir.

İncil’de en sevdiğim ayetlerden biri yukarıdaki yedi bölümden birinde bulunmaktadır. "İnsanlar İsa Mesih'te olan kurtuluşla, Tanrı'nın lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar.” (Romalılar 3:24). İncil’in orijinal dilinde ‘karşılıksız’ olarak kullanılan kelimenin anlamı, ‘neden olmadan’dır. Aklanma, karşılıksız olarak aldığımız bir şeydir. 11 image11460 cupped hand water stream sharper 45Aklanmayı bizlere sunması için Tanrı’ya verebileceğimiz herhangi bir neden yoktur. Nedensiz verilir. Tanrı o kadar derin bir pınar kazdı ki, insanlar yüzyıllardan beri temizleyen, aklayan bu sudan içmektedir. Bu ilahi sudan bir yudum bile insanın Tanrı’yla ilişkisini değiştirmek ve sonsuza dek cennette bir yer edinmesini güvence altına almak için yeterlidir. Aklanmayı kazanamayız. Kendimize mal ederiz. Herhangi bir dini kural veya tören aracılığıyla aldığımızı iddia edemeyiz. Sadece kabul ederiz. Bazı insanlar kadar kötü olmadığımız için hak iddia edemeyiz. Peki neden? Yaptığımız iyi işlere bağlı değildir. Tek ihtiyacımız bir yudum. Tanrı’nın tek istediği İsa’ya bir kere bakmamız. Bu Kurtarıcı’nın günahlarımızı ortadan kaldırdığına ilişkin kısa bir ikrar yeterince uzundur. “Yahya ertesi gün İsa'nın kendisine doğru geldiğini görünce şöyle dedi: "İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!” (Yuhanna 1:29)

Bana inanın, Kutsal Yazılar iyi eylemlerin aklanmada rolü olmadığını üstüne basa basa ifade ediyor: “Ancak çalışmayan, ama tanrısızı aklayana iman eden kişi imanı sayesinde aklanmış sayılır.” (Romalılar 4:5)

İsa Mesih’in iyi haberi Tanrı’nın günahkarları oldukları gibi kabul etmesidir. Tanrı, tanrısızları aklar. Onları aklamadan önce günahkarların yaşamlarını düzeltmelerini gerekli görmez. Bunun yerine Tanrı günahkarları tövbeye davet eder. “Tanrı…her yerde herkesin tövbe etmesini buyuruyor.” (Elçilerin İşleri 17:30). Tövbe yürekte ve düşüncede, insanın Tanrı ve kendisi hakkındaki görüşünü etkileyen bir değişimdir. 12 prayer plea 45Kişi kötü davranışları için mazeret aramayı bırakır ve kendisine karşı taraf olur. Tanrı huzurunda suçunu kabul eder. Başkaldırısından ötürü üzgün olduğunu ve yaşamı için Tanrı’nın haklı yetkisine teslim olmaya istekli olduğunu Tanrı’ya söyler. “Evet, Mesih herkes için öldü. Öyle ki, yaşayanlar artık kendileri için değil, kendileri uğruna ölüp dirilen Mesih için yaşasınlar.” (2.Korintliler 5:15). Bu gibi insanlar aklanmanın kendi iyiliklerine değil, İsa’nın kanına bağlı olmasından ötürü minnettarlık duyarlar. Kendi iyiliklerine güvenmeleri, tövbe ettikleri şeylerden biridir. “Tanrı Mesih'i, kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu.” (Romalılar 3:26). “Böylece şimdi O'nun kanıyla aklandığımıza göre, O'nun aracılığıyla Tanrı'nın gazabından kurtulacağımız çok daha kesindir.” (Romalılar 5:9)

Kutsal Kitap’ta bizlere sunulan aklanma, İsa Mesih’in ölümünün ilk ve başlıca ürünüdür. Kanıyla aklandık. Bir kerede, sonsuza dek. Dirilmiş Kurtarıcı kendisine düşen her şeyi yaptı. Bize düşen ise, sadece inanmak. Aklanmamız, Mesih’in kanı sayesindedir çünkü kan olmadan günahlar da silinmez. “Kan dökülmeden bağışlama olmaz.” (İbraniler 9: 22). “Kan yaşam karşılığı günah bağışlatır.” (Levililer 17:11, Eski Antlaşma)

Bu dizideki Katolik Kilisesi’nin Aklanma Konusunda Anlayışı Nedir? “O Kutsal Su Benim İçin Hiç İşe Yaradı Mı, Anne?” başlıklı yazıyı okuduysanız, aklanmanın, insanın bağışlanması ve Tanrı’nın doğruluğunun kendi doğruluğu sayıldığının Tanrı tarafından açıklanması olduğunu bilirsiniz. Kutsal Kitap bunu öğretiyor. Aklanma, Katolik Kilisesi’nin öğrettiği gibi aşamalı bir şekilde gerçekleşen bir süreç değildir. Günah işlediğinizde kaybedip sonra yeniden kazanmazsınız. Sonra yeniden kaybedersiniz, yeniden kazanmaya çalışırsınız, sadece yeniden kaybetmek için yeniden kazanırsınız, vs....! Aksine, aklanma, Tanrı’yla ilişkinizi sonsuza dek değiştiren bir seferlik bir açıklamadır! Sadece ve sadece bu gerçek sayesinde şunu söyleyebiliyorum: “İsa Mesih’e iman aracılığıyla Tanrı’yla yaşayan bir ilişkiye sahibim. Hiç bitmeyecek bir ilişki bu, ölüm bile bu ilişkiyi bitiremez.”