“O ise sağ elini üzerime koyup şöyle dedi: "Korkma! İlk ve son Ben'im.” (Vahiy 1:17b)
Bu denli zaptedilemeyen bir yücelikle görünse de Kurtarıcı olduğu gerçeği nedeniyle Elçi Yuhanna’nın korkmasına gerek yoktu. Korkmak? Hayır. Hayret içinde olmak? Evet. Elçi Yuhanna’nın, insanın Tanrı’nın huzurunda olduğunda hissetmesi gereken hayret duygularından etkilendiği açıktır. Fakat, Rabbimiz, Kurtarıcımız ve Efendimiz’in yakınımızda olması güvencesi, korkularımızı yatıştırmaya ve canımıza huzur vermeye yeter.
“Diri Olan Ben'im. Ölmüştüm, ama işte sonsuzluklar boyunca diriyim. Ölümün ve ölüler diyarının anahtarları bendedir.” (Vahiy 1:18)
Bu an gerçekten de Kutsal Yazılar’daki inanılmaz anlardan biridir. Ölümü Fetheden, önce teselli ve teşvik sözleri söylüyor. “Korkma!” Sonra, ilahi doğasından söz ediyor. “İlk ve son Ben'im.” Önceki acılarının gerçeklerini anlatarak devam ediyor. “Ölmüştüm.” Orada karşısında Duran, Elçi Yuhanna ve diğer öğrencilerin çarmıhta insanların günahları için ölürken gördükleri Kişi’yle aynıydı.
İSA'YA GERÇEKTEN İMAN EDEN BİR KIŞININ KİM OLDUĞUNU ANLAMANIZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ OLAN SÖZLERLE DEVAM EDİYOR: “…işte sonsuzluklar boyunca diriyim.”
Katolik Kilisesi’nde, İsa Mesih’in Ekmek ve Şarap Ayinini başlattığı öğretilir sizlere. Neden? “…öyle ki, Kilise’nin, günahların affedilebilmesi için sürekli bir Kurbanı oldun ve suçlarımızında çoğu zaman kederle gücenen göksel Babamı, gazabından merhamete dönsün, adil azarlamadan hoşgörüye dönsün.” (Katolik Kilisesi Katekizmi, paragraf 193). Bu ifadede Kutsal Yazılar’la uyum içinde olan tek bir söz bile yok. Gerçek Hıristiyanlık’la ilgisi yok. Neyi bilmelisiniz? İsa’ya gerçekten iman ettiğinizde Tanrı’nın sizi nasıl gördüğünü bilmelisiniz.
“Çünkü Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih'te bulunuyor. Siz de her yönetim ve hükümranlığın başı olan Mesih'te doluluğa kavuştunuz.” (Koloseliler 2:9-10)
Tanrı’nın arzusu, benimkine olduğu gibi sizin yüreğinizde de iki gerçeğin yer etmesini sağlamaktır. Birincisi, Rab İsa Mesih’in yeterliliğini anlamanızı ve bundan zevk almanızı istiyor. Bir kere çarmıha gerildi. Tanrı için bir kere yeterliydi. Bu nedenle, sizin için de yeterli olmalı. İkincisi, Tanrı, İsa’ya gerçekten inananların Tanrı karşısında sahip olduğu mükemmel duruş veya durum hakkında gerçeği bilmenizi istiyor. O’nda. İsa’da. Onuncu ayetin gerçeğinin, dokuzuncu ayeti izlemesi Tanrı’nın lütfunun harika bir ifadesidir. “Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih'te bulunuyor.” Bu inanılmaz, ilahi İsa Kişisi sayesinde doluluğa kavuştuk. “…Mesih'te doluluğa kavuştunuz.”
Bu tabii ki, İsa’ya iman eden kişide Tanrı’nın bütün doluluğunun bulunması anlamına gelmiyor. Bunun kendisi için geçerli olduğu ve olacağı tek Kişi, Rab İsa Mesih’tir. Fakat bu ayetin öğrettiği şey imanlının Mesih’te, yaşam ve tanrısallık için gereken her şeye sahip olduğudur. Tanrı’nın bizden memnun olmasını sağlamasını umut ettiğimiz dini törenler veya sevaplar olmadan da eksiksisiz. Bunların hiçbiri gerekli değildir. Neden? “Mesih'te doluluğa kavuştunuz.” Tanrı’nın bizden memnun kalacağı umuduyla Katolik Ayini’ne katılmamıza gerek yok. Nitekim, gereksiz olduğu için İsa’nın sözde sürekli kurban edilmesine katılmayı reddetmeliyiz. Düşünün bir kere. Bu ayetin gerçeği, Katolikler’in Kilise tarafından belirlenen dini eylemlere katılmakla elde edecekleri erdemlere ilişkin papalık doktrinini çürütmektedir. Ya da daha basit bir şekilde ifade edecek olursak, bu ayet tek başına Katolik Kilisesi’ne bir son vermektedir.
Bu radikal bir ifade değil mi? Birinin sözünü hatırlatıyor bana: “İnsan kıyıyı uzun bir süre görmemeyi göze almadan yeni topraklar keşfedemez.” Bu yazıda işte bu noktadayız şu anda. Katolikliğin kıyılarından çok uzaklardayız ve gemimizdeki her can için bu tehlikeli yolculuğa değecek olan gerçeği keşfediyoruz. Katolik Kilisesi’nin sonunun geldiğini söylemeyi hayal edin. Buna inanmayı hayal edin. Tekrar düşünelim. Katolik olan biri iyi bir şey yaptığında, Katolik Kilisesi onun anında ‘lütuf artışı’ ödülü aldığını öğretir. Bu lütfun Katoliği daha da akladığı söylenir. Daha kutsal ve Tanrı’yı daha fazla hoşnut eden biri olduğu söylenir. (Katolik Kilisesi Katekizmi, paragraflar 2010, 2027). İsa’ya gerçekten iman eden kişiler bu öğretişi kabul edemezler. Mesih’te halihazırda sahip olduklarını başka bir yerde aramazlar. “Mesih'te doluluğa kavuştunuz.”
Neyi bilmeniz gerekiyor? GÜNAHLAR İÇİN SÜREKLİ OLARAK KURBAN SUNULMASI KUTSAL KİTAP'A DAYANAN HIRİSTİYANLİK'A YABANCIDIR! Günahkarlar için iyi haber, günah için artık sunu sunulmayacağıdır. İşte Tanrı’nın İsa’ya gerçekten inanan herkes için söyledikleri şöyledir:
“Sonra şunu ekliyor: "Onların günahlarını ve suçlarını artık anmayacağım." Bunların bağışlanması durumunda artık günah için sunuya gerek yoktur.” (İbraniler 10:17-18)
Bu ayetlerin esin almış yazarı Eski Antlaşma’daki, günahın tam ve nihai bağışlamasının bir gün gerçekleşeceğine ilişkin vaadinden söz ediyor. Fakat vaadin yerine geldiği gün yaşayanların bazıları Yahudiliğin hiç bitmeyen kurban sunma sistemine dönmek istiyorlardı. İncil’in bu kısmı, bir dini sistemi başka bir dini sistem için bırakmanın içinde var olan büyük mücadeleyi ele alıyor. Yahudilik içinde yetişen ve İsa’ya yeni iman eden kişiler, eski inançlarına dönmeleri için bu dinsel kaçaklar üzerine ağır baskılar geldiğinde yabancılaşmanın gerginliklerini ve gerilimlerini hissettiler.
İsa Mesih için Yahudiliği bırakmak, popüler olanı, popüler olmayan ve çoğunluğu azınlık için bırakmak demekti. Bu, birçok soruna neden oldu.