İyi eylemleri lütufla karıştıran herhangi bir din sistemi Tanrı Sözü’nü ciddi bir şekilde çarpıtmaktadır. Böylesi bir sistem İncil’de Tanrı’nın bizlere verdiği basit lütuf bildirisinin tam olarak karşıtıdır.
“İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir.” (Efesliler 2:8-9, İncil)
Bu Sizin Başarınız Değil, Tanrı'nın Armağanıdır!
Yazının başında Tanrı’nın yarattığı en önemli şeyin ne olduğunu söylemiştim. Tanrı’nın yarattığı en büyük şey evrende yerleştirdiği yıldızlar ve dünyada bir heykeltıraş gibi işlediği kanyon ve dağlar değildir. Evcil hayvan dükkanlarında gördüğümüz papağanlar için seçtiği egzotik renkler değildir. Bizlere ulaşmak ve cennete gitmemiz için kesin bir yol açmak için tasarladığı sonsuz plandır! Her birimiz için isteği cennete gitmemizdir! Yukarıdaki ayette öğrendiğimiz gibi bu Tanrı’dan bize bir armağandır. “Bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır. Ya armağandır, ya da değildir. Katolik Kilisesi’nin sunduğu biçimiyle armağan olamaz. Bu armağanı kazanmak için nasıl çaba göstermeniz gerektiğini gösteriyorlar!!!!
İncil, İncil’in bildirisine aykırı bir bildiriyi vaaz edenlerin lanetli olduğunu söyler. Güçlü bir dil kullanıyor, değil mi? Belki de yeterince güçlü değildir. Bu gibi öğretmenler, öğrettikleriyle aklanma ve kurtuluşun farklı bir yolu olduğunu söylüyorlar. Daha önce söylediğim gibi, cennete, İncil’in açıkladığından farklı bir yolla gidileceğini söyleyenler, İncil’i saptırmak konusunda büyük bir suç işliyorlar. Tanrı’nın yarattıkları arasında en önemlisini, cennette sonsuz yaşam armağanını, alıp tanınmayacak bir hale getiriyorlar! Tanrı’nın lütfu yerine, dini kuralları yerine getirmek ve dinle ilgili törenlere katılmaya dayanan bir din sistemini koymak, reddedilmeyi hak etmektedir.
İyi haber, günahkarın İsa Mesih’e Kurtarıcısı olarak iman ettiği anda Tanrı’nın kendisini sonsuza dek farklı bir ışıkta görüyor olmasıdır. Tanrı İsa’nın tüm erdem ve zenginliklerini imanlının yaşamı için geçerli kılar. Tanrı’nın bir yandan adil olup bir yandan da günahkarı doğru ilan etmesinin tek yolu İsa’nın erdemlerinin günahkar için geçerli sayılmasıdır.
“Ama şimdi Yasa'dan bağımsız olarak Tanrı'nın insanı nasıl aklayacağı açıklandı. Yasa ve peygamberler buna tanıklık ediyor. Tanrı insanları İsa Mesih'e olan imanlarıyla aklar. Bunu, iman eden herkes için yapar. Hiç ayrım yoktur. Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı. İnsanlar İsa Mesih'te olan kurtuluşla, Tanrı'nın lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar. Tanrı Mesih'i, kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu. Böylece adaletini gösterdi. Çünkü sabredip daha önce işlenmiş günahları cezasız bıraktı. Bunu, adil kalmak ve İsa'ya iman edeni aklamak için şimdiki zamanda kendi adaletini göstermek amacıyla yaptı. Öyleyse neyle övünebiliriz? Hiçbir şeyle! Hangi ilkeye dayanarak? Yasa'yı yerine getirme ilkesine mi? Hayır, iman ilkesine. Çünkü insanın, Yasa'nın gereklerini yaparak değil, iman ederek aklandığı kanısındayız.” (Romalılar 3:21-28, İncil)
Bu yazıda okuduğunuz ayetlerden Kutsal Kitap’ın insanın yasanın işlerinden ayrı olarak imanla aklandığını açıkça öğrettiği açık, öyle değil mi? O halde varabileceğimiz tek sonuç aklanmanın sadece imanla mümkün olduğudur. Başka bir seçenek mümkün değildir. İnsanın doğru sayılmasını sağlayabilecek tek şey kendi erdemleri değil, İsa’nın erdemleridir. Ne yaparsanız yapın, Tanrı’nın size verdiği armağanı tanımlama biçimini gözardı etmeyin: karşılıksız olarak. Dikkatinizi çekmesi için italik olarak yazıyorum!
Sabit görüşlü yargıçlarla karşı karşıya kaldığınız Hukuk Mahkemesi’ni düşünün; Adalet, Kutsallık, Doğruluk, Dürüstlük ve Paklık. Tüm suçlardan beraat ettiğinizde ne yaptınız? Yargıçlara gidip tekrar beraat ettirilmeyi mi istediniz? Hayır, kafanız karışmamıştı, sadece diliniz tutulmuştu. Diliniz tutulmuştu çünkü beraat etmiştiniz ve aklanmıştınız. Daha sonra yargıçlar arasında nasıl bir konuşma geçtiğini duydunuz. Sizde gördüklerine karşı hayranlık duydular, değil mi? Tanrı, iman eden günahkarı akladığında, sadece suçundan beraat ettirmekle kalmaz aynı zamanda kendi ilahi doğruluğuyla giydirir. İşte yargıçlar buna hayran kalmıştı. Tanrı’nın tüm kusursuzluğu içinde ki nitelikleri size aktarıldı! Bu aklama eylemi İsa Mesih’i Kurtarıcımız olarak kabul ettiğimiz anla aynı anda gerçekleşir.
Aklanma beraat etmenin ötesine, onaya girer. Bağışlamanın ötesine, desteğe girer. Eğer sadece beraat ettiyseniz sadece bir suçtan özgür oldunuz demektir. Tanrı’nın yaşamınıza bakıp, üzerinizi örttüğü doğruluğunun, kutsallığının, paklığının ve en üstün ahlaki niteliklerinin geri kalanını yansıttığını görebileceği anlamına gelmez.
Şu anda Tanrı tarafından nasıl görünüyorsunuz? Ne söylediğimi anladığınıza inanıyorum. Tanrı için, Tanrı’ya bağlı bir yaşam sürdürmeyen günahkarları, kendi gözünde doğru kılmanın bir yolu var. Hayret edilecek bir şey, öyle değil mi? İsa kendi ölümüyle ve dirilişiyle günahlarının borcunu tamamıyla ödedi. Günahkarlar İsa’yı Kurtarıcıları olarak kabul ettiğinde, aklanırlar. Bu, bir anda gerçekleşen bir olaydır. Aklanan kişi o anda farklı görünmeyebilir ve bunun böyle olmasının iyi bir nedeni vardır. Aklanma, Tanrı’nın aklında gerçekleşen bir farz etmedir (Tanrı sizi doğru sayar). İmanlının hissettiği bir şey değildir. Yeni iman eden kişinin sinir sisteminde gerçekleşmez! Yeni iman eden kişi, kendisiyle Tanrı arasında meydana gelen değişimi fark etmeyebilir ama gerçekleştiğini bilir. Nasıl mı? Kutsal Kitap bizlere bunun gerçekleştiğini söyler. İşte Kutsal Kitap’ın bunu resmetme biçimlerinden biri:
“Bir kimse Mesih'teyse, yeni yaratıktır; eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur.” (2.Korintliler 5:17, İncil)
Tanrı O’nunla ilişkinizi şu anda değiştirmeyi istiyor. Ben aşağıdaki üç paragrafı bitirmeden çok önce değişebilir. Sonsuza dek değişmiş olur! Ya da önerdiğim makaleyi okuyabilir ve sonra Tanrı’dan sizi değiştirmesini isteyebilirisiniz. Bana olan, size de olabilir. Tanrı’nın beni yargılama ve görme biçimi değişti. Ayetin ‘Mesih’te’ dediğine dikkat edin. Bir kez Kurtarıcınız olarak İsa’ya iman ettiğinizde, konumunuzda bir değişiklik olur. Beraat ederseniz, aklanırsınız ve cennet için hazır hale getirilirsiniz.
İsa’yı Kurtarıcınız olarak kabul ettikten bir an önce olduğunuzdan farklı görünmeyebilirsiniz, en azından aynaya baktığınızda. Fakat sizinle Tanrı arasında önemli olan her şey değişmiştir.