headerLogo2b-18pt-myriadpro

Katolik Kilisesi’nin Aklanma Konusunda Anlayışı Nedir? “O Kutsal Su Benim İçin Hiç İşe Yaradı mı, Anne?”

34 rejoicing 45Kutsal Kitap ne öğretiyor? Kutsal Yazılar aklanmayı, zaman içinde kazanılan bir şey olarak değil, anlık olarak sunuyor. İsa şöyle diyor, “Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir.” (Yuhanna 5:24, İncil). Cennette sonsuz yaşam armağanı iman eden herkesin şu anda sahip olduğu bir armağandır. Güvenceye gelince, şu anda orada bulunanlar ne kadar bu armağana sahipse, henüz dünyada olanlar da o kadar sahiptir. Söz konusu kesinlikse, dünyadaki imanlılar sonsuz evlerini tadıyorlar ama orada olanların sevinç ve mutluluğunu tam olarak deneyim edemiyorlar. Peki neden? Çünkü henüz o boyutta yaşamak üzere donatılmadılar. Ne var ki, dünyada sahip oldukları ev kadar, kendilerine aittir. “Oysa bizim vatanımız göklerdedir. Oradan Kurtarıcı'yı, Rab İsa Mesih'i bekliyoruz. O her şeyi kendine bağlı kılmaya yeten gücünün etkinliğiyle zavallı bedenlerimizi değiştirip kendi yüce bedenine benzer hale getirecektir.” (Filipililer 3:20-21, İncil)

Bunlar gibi bereketlenmiş insanlar ölümden yaşama geçmiştir ve tanımı gereği sonsuz yaşam kaybedilemez. Sonsuzdur. İman eden kişi, anında ruhsal ölümden (yani, Tanrı’dan ayrı düşmüş olduğu durumdan) sonsuz yaşama (Tanrı ile birleştikleri yaşama) geçebilirler çünkü iman eden kişi, o anda Tanrı karşısında doğru bir konuma sahip olmuştur. İsa, günahımızın cezasını çekti. Böylece kişisel kazanımlarımız sayesinde değil, lütufla affedildik. Aklanma için de aynısı söz konusudur. Bu yazıda açıkça gördük ki Kutsal Yazılar sadece imanla aklandığımızı öğretiyor, iman artı eylemlerle aklandığımızı öğretmiyor. “Eğer bu, lütufla olmuşsa, iyi işlerle olmamış demektir. Yoksa lütuf artık lütuf olmaktan çıkar!” (Romalılar 3:28, İncil)

Buna karşıt olarak Katoliklik insan eylemleri üzerine gereksiz bir vurgu yapıyor. Katolik doktrini Kutsal Yazılar’a dayanmıyor. “Ancak çalışmayan, ama tanrısızı aklayana iman eden kişi imanı sayesinde aklanmış sayılır.” (Romalılar 4:5, İncil). Katolik Kilisesi ne öğretiyor? Sizi öncelikle Tanrı’ya bağlı bir yaşam sürdürür hale getirmeden önce aklanmanın mümkün olmadığını söylüyor. Peki, bu nasıl oluyor? İyi eylemlerle. İyi eylemler, onlara göre aklanmanın temelidir. Dostum, mahkemenizde senaryonun ortaya çıkışını görmediniz. Kurtarıcınız ve sizin yerinize ölerek yaptıkları, karşılaşılabilecek en soğukkanlı yargıçları etkilemeye yeterlidir!

İyi İşler Yeterli Değil

35 image11388 starbucks 45Bir süre önce çocuklarımdan ikisini kahve ve tatlı için Starbucks’a götürdüm. Biri en çok Karamel Frappucinno’yu diğeri ise Beyaz Çikolata Mocha Frappucinno’yu seviyor. Ben ödemek için ne kadar ısrar etsem de biri kendisininkini ödemek için harçlığını yanında getirdi. Kasaya yaklaşırken “Ben kendiminkini ödemek istiyorum,” dedi.

“Olsun baban ödeyecek kızım,” diye üsteledim.
Fakat ısrar etti, “Ben kendiminkini ödeyeceğim.”
“Tamam.”
Kasadaki görevli hesapladı ve “Hepsi 7 TL,” dedi.
Kızım parasını tezgahın üzerine koydu. 3 Lira ve 40 Kuruş.
“Eeee, bu... Bu yetmiyor,” dedi kasadaki görevli anlayışlı bir şekilde, herhalde kızımın kendi parasıyla ödemeye çalıştığını anlamıştı.
Kızım bana baktı ve şöyle dedi, “Galiba senin paranı kullanmak istiyorum.”

Eskiden Katolik olan on binlerce insanın tanıklık edeceği gibi Katolik doktrini ve dinsel uygulamaları, imanlının kendi eylemleri aracılığıyla değil iman aracılığıyla lütufla kurtulduğuna ilişkin temel gerçeği saptırıyor. Katolikler iyi eylemler yaparak, günahlarını rahiplerine itiraf ederek ve Katolik Kilisesi’nin bazı uygulamalarını yerine getirerek kurtulduklarına içtenlikle inanıyorlar. Fakat içtenlik hiçbir zaman kimseyi kurtarmamıştır. İçtenlik doğru kılınmamızı sağlamadı. İçtenlik günahlarımız için ölmedi. Ayrıca Tanrı’nın bizi kabul etmesini sağlamak için gerekene sahip değiliz. Starbucks’ta kızımın bana söylediği gibi Tanrı’ya şöyle söylememiz gerekiyor:

“Seninki kullanmak istiyorum.”

Benim iyiliğim değil, Senin iyiliğin, ya Rab. Benim doğruluğum değil, Senin doğruluğun, ya Rab. Benim paklığım değil, Senin paklığın, ya Rab. Beni paklığınla ört, ya Rab!

Katolik Kilisesi’ne karşı sert bir şekilde konuşmayı istemiyorum çünkü Katolikler arasında yetiştim. Katolik akrabalarımı çok seviyorum. Bununla birlikte gerçeğin söylenmesi gerekiyor ve Katolik inancı ve Kutsal Kitap inancı arasındaki farkı bilmeniz gerekiyor. Gerçek şu ki, Kutsal Kitap Katolik Kilisesi’nin en güçlü eleştirmenidir! Bu konuda çok dikkatli olmalıyız. 36 iii pointing arrow2 temp5 45Cennete, İncil’in açıkladığından farklı bir yolla gidileceğini söyleyenler, İncil’i saptırmak konusunda büyük bir suç işliyorlar. Tanrı’nın yarattıkları arasında en önemlisini, cennette sonsuz yaşam armağanını, alıp tanınmayacak bir hale getiriyorlar! Tanrı’nın lütfu yerine, dini kuralları yerine getirmek ve dinle ilgili törenlere katılmaya dayanan bir din sistemini koymak, reddedilmeyi hak etmektedir.

Tanrı’nın memnuniyetsizliğini bu derece kazanmak için Katolik Kilisesi ne yaptı? Aklanmayı sağlayan bir neden olarak imana iyi eylemleri eklemek, tam da İncil’de ‘farklı bir müjde’ olarak yargılanan öğretiştir. Bakın ne oluyor. Sahte öğretmenler üstü kapalı niyetlerle kiliseye yaklaşıyorlar ve imanlıları yoldan çıkarmak için ayartıcı sanatlarını ortaya koyuyorlar. “Ne var ki, yılanın Havva'yı kurnazlığıyla aldatması gibi, düşüncelerinizin Mesih'e olan içten ve pak adanmışlıktan saptırılmasından korkuyorum. Çünkü size gelen ve bizim tanıttığımızdan değişik bir İsa'yı tanıtanları pekâlâ hoş görüyorsunuz. Ayrıca, aldığınız ruhtan farklı bir ruhu ve kabul ettiğinizden farklı bir müjdeyi kabul ederek bunları hoş görüyorsunuz.” (2.Korintliler 11:3-4, İncil)

Aynı bölümde daha sonra bu konuda çok daha fazla anlayış ediniyoruz: “Bu tür adamlar sahte elçiler, düzenbaz işçiler, kendilerine Mesih'in elçisi süsü verenlerdir. Buna şaşmamalı. Şeytan da kendisine ışık meleği süsü verir.” (2.Korintliler 11:13-14, İncil)